Translation of "Kaba" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Kaba" in a sentence and their japanese translations:

Kaba olmayın.

失礼のないようにしなさい。

Çok kaba olma.

そんなに意地悪言わないでよ。

Kulağa oldukça kaba gelebilir

かなり礼儀に欠ける言いように 聞こえるかもしれませんが

Bazılarımız onu kaba bulabilir,

無礼だと感じる人もいれば

Ne kaba bir adam!

なんて失礼な人でしょう。

Dennis'in kaba davranışları yoktur.

デニスには粗暴なところがない。

Kaba satıcıya kaşlarını çattı.

彼女は失礼なセールスマンをにらみつけた。

Onun kaba davranışları var.

彼は無作法な男だ。

O kaba bir kişidir.

- 彼は無遠慮な人だ。
- 彼は無礼な人だ。

Onun kaba tavrından hoşlanmıyorum.

私は彼の無礼な態度が嫌いだ。

Duvar kaba taşlardan yapılmıştır.

壁はざらざらとした石で出来ていた。

Kaba bir tahminde bulunun.

当ててみて。

Oysa kaba olmak öyle değil.

耐え難い人だということだからです

Onlar kaba kahverengi deriden yapılmış.

それらはざらざらした茶色の革で作られていた。

Size kaba davrandığı için pişman.

彼女はあなたに失礼な態度であったことを悔いています。

O, kaba bir yanıt verdi.

彼は無作法な返事をした。

Ona böylesine kaba şeyler söylememelisin.

彼にそんな失礼なことを言うものではない。

Onların kaba davranışı beni kızdırır.

彼らの失礼な態度には腹が立つ。

Kaba dili nedeniyle yanlış anlaşıldı.

彼は粗野な言葉づかいのせいで誤解されている。

Ona kaba davrandığım için utanıyorum.

彼女にひどいことをして恥ずかしい。

Sanırım kaba olmamak en iyisi.

失礼に振舞ったりしないのが一番だと思う。

Ona kaba davrandığım için pişmanım.

私は彼に失礼なことをして後悔している。

Böyle bir şeyi söylemek kaba!

そんなことを言うのは失礼よ。

Onun kaba davranışına göz yumamam.

私にはどうしても、彼の無礼な振る舞いを大目に見ることはできない。

Tom çok kaba bir insan.

トムはすごい失礼な男だ。

Ben onların kaba davranışlarına alınıyorum.

彼らの失礼な態度には腹が立つ。

Bu, barış anlaşmasının kaba taslağıdır.

これが平和条約の草案だ。

Kaba olmamasına rağmen, çok nazik değildir.

意地悪ではありませんが、やさしくもないです。

O kaba adama nasıl tahammül edebiliyorsun?

よくあの失礼な男に我慢できるね。

Mike günlüklerinden kaba bir tablo yaptı.

マイクは、丸太から粗末なテーブルを作った。

Memur kaba davranışları gerekçesiyle görevden alındı ​​.

その店員は無作法が理由で解雇された。

Bir dahinin bazen kaba davranışları olabilir.

天才は時として態度が粗野なことがある。

Ona kaba davrandığın için özür dilemelisin.

彼女に失礼なことをしたことを謝るべきだ。

Ona kaba davrandığı için pişmanlık hissetti.

彼女は彼に失礼な態度をとったことを後悔した。

Onun kaba davranışı tarafından rencide edildim.

私は彼女の粗野な態度に腹が立った。

Onun kaba davranışına katlanma sorunum var.

彼の無礼には我慢しかねます。

Lütfen bu kaba idrar örneği bırakın.

このカップに尿をとってください。

Kaba kumaş çocuğun nazik cildini incitti.

きめの粗い材質がその子の柔らかい肌を傷つけた。

Öyle kaba olduğum için özür dilerim.

あんな無礼なことをしてしまってごめんなさい。

Tom Mary'ye öyle kaba şeyler söylememeli.

トムはそんな失礼なことをメアリーに言うべきではない。

O, misafirlere kaba davrandığı için özür dilemeli.

その子はお客様に無作法にしたことで謝るべきだ。

Yerinde olsam, böyle kaba bir şey yapmazdım.

私が君だったら、そんな無礼なことをしたりしないでしょう。

O kaba fakat yine de onu severim.

彼は無作法だが、それでも私は彼を愛する。

Öyle kaba bir biçimde konuşulmaya alışkın değilim.

私はそんな不作法なやり方で話しかけられることになれていない。

Bana artık kaba davranmamak için söz verdin.

あなたは私にもう無礼なことはしないと約束した。

- Chris'i sevmiyorum çünkü o çok kaba ve duyarsız.
- Çok kaba ve duyarsız olduğu için Chris'ten hoşlanmıyorum.

クリスはとても失礼で無神経だから私は彼が嫌いなの。

çok fakir, çok kaba olarak gördükleri biri için.

貧しすぎる 洗練されてない子

Misafirlere kaba davrandığı için çocuğa özür dilemesi söylendi.

その子供はお客さんへの失礼を謝るように言われた。

Kaba olduğu için o çocuk annesinden dayak yedi.

その子はお行儀悪くして母親に平手打ちされた。

Ona karşı kaba davrandığın için ona özür dilemelisin.

彼女に失礼なことをしたことを謝るべきだよ。

Bu kadar kaba bir şekilde konuşulmaya alışkın değilim.

私はそんな失礼な話しかけられ方に慣れていない。

Kaba bir tahminle, işin iki hafta süreceğini söylerdim.

ざっと見積もって、その仕事は二週間かかるだろう。

Kate kaba şekilde gitmesini isteyerek onun kalbini kırdı.

ケイトが彼にあっちに行ってと冷たく言ったので、彼の心は傷つきました。

- Onun kaba bir davranışı var.
- Onun hiç terbiyesi yoktur.

彼女はまったく礼儀がなってない。

Geçen geceki kaba davranışın için Bayan Smith'e özür dilemelisin.

あなたはこの前の夜の失礼な振る舞いをスミス夫人に謝罪すべきです。

Yabancıyı izleyip işaret eden küçük çocuğun çok kaba olduğunu düşündüm.

その外国人をじっと見て指差している少年はとても無礼だと思う。

Onun kaba cevabı onun yüzüne tokat atması için onu kışkırttı.

彼の無礼な返事に彼女はかっとなって彼の顔をぴしゃりとたたいた。

"Affedersiniz, çok kaba olacak ama kaç yaşındasınız?" "Ben 30 yaşındayım"

「失礼ですがおいくつですか?」「30です」

Sana çakmak için iyi bir düşüncem var,zira çok kaba davrandın.

君がとても失礼だから、殴ってやりたいよ。

Herkese karşı kaba davranamazsın ve sonsuza dek onun yanına kalacağını bekleyemezsin.

みんなに無礼な振舞をして、そのとがめを受けないでいられるとは考え。

Onun kaba cevabından dolayı, o kızdı ve onun yüzüne tokat attı.

彼の無礼な返事に彼女はかっとなって彼の顔をぴしゃりとたたいた。

- Tom sinirlendi ve Mary'ye köpek gibi kötü sözler söyledi.
- Tom sinirlendi ve Mary'ye kaba lakaplar takarak hitap etti.

トムは怒って、メアリーを罵倒した。

Jane şişman ve kaba ve çok sigara içiyor. Fakat, Ken onun güzel ve çekici olduğunu düşünüyor. Aşkın gözü kördür demelerinin nedeni bu.

ジェーンは太ってるし、態度も悪いし、煙草もぷかぷか吸うし。でも、ケンは彼女のことを可愛くてチャーミングだと思ってるんだな。『あばたもえくぼ』っていうけど、まさにそれだな。