Translation of "Pekala" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Pekala" in a sentence and their japanese translations:

Pekala, anlaştık.

よし、これで取引はまとまった。

Pekala, gidelim!

さあ、行くぞ。

Pekala, gidelim.

さあ、行くぞ。

Pekala, Açıklıyorum!

おや、これは驚いた。

Pekala arkadaşlar, merhaba.

皆さん こんにちは

Pekala,meditasyondan çıkabiliriz.

では 瞑想を解きましょう

MT: Pekala, giriyorum.

(トンプキンス) 了解 中に入ります

Pekala, sonunda buradayız.

- やっと着いた。
- ああやっと着いた。

Pekala, gidiyor olmalıyım.

それではそろそろ失礼します。

Pekala, dobra dobra konuşalım.

それでは卒直に話し合おうか。

Pekala, paydos edelim mi?

そろそろお開きにしよかー。

Pekala, karar verdiniz mi?

さて、お決まりになりましたか?

Pekala, onu seviyor musunuz?

お口に合いますか。

Pekala, herkes rahatça yerine yerleşsin,

では ゆったり座ってください

NHH: Pekala, Dr. Tompkins, başlayalım.

(ナディーン) ではトンプキンス先生 始めることにしましょう

Pekala, hadi öğle yemeği yiyelim.

さて、昼にしましょう。

Pekala, efendim. Salata barı orada.

かしこまりました。サラダバーはあちらです。

Pekala... Evim yeterince büyük değildir.

え~と、僕の家では十分な広さがないな。

Pekala, ilk soru için hazır mısınız ?

いいですか? 1つ目を聞きますよ?

"Tamam, pekala", Willie nihayet kabul etti.

「そっか」ウィリーはようやく納得した。

Pekala, bugün eğlence için ne yapalım.

さて、今日は何をして遊ぼうかなあ。。。

Pekala, maalesef gitmeliyim. Güzel vakit geçirdim.

さて、そろそろ帰らなければなりません。楽しかったです。

Pekala, şimdi aklınızda bir kart olduğuna göre,

さて ご自分のカードを決めましたね

Pekala, öncelikle rengi parlak ve capcanlı yapın

まずは 色が明るく鮮やかになってきます

Pekala, ben sadece tost ve kahve alacağım.

ボクなんか、トーストとコーヒーだけだよ。

Pekala, sırada Y jenerasyonu. Bunlar bizim hakkımızda öğrendiklerim.

さて ミレニアル世代は どうかというと

Pekala bu, gelecekteki restoran sahipleri için tüm tehlikelerin

将来レストランを 開業したい人々が

Pekala, evet, fakat herhangi bir kişinin haberdar olmasını istemiyorum.

ええ、そう。でも、誰にも知られたくないわ。

Pekala, onu kendi tarzınla yap fakat başarısız olursan beni suçlama.

わかった、君の好きなようにしろ、でも失敗したとき私を悪く言うなよ。

Pekala, akşam yemeği yediye kadar hazır olmazsa, bir restorana gideceğim.

ねえ、もしさ、七時にご飯できてないんだったら、ぼくレストランに行くよ。

Pekala, otuzundan sonra işleri değiştirmek zordur bu yüzden bunu gerçekten yapmak istemiyorum.

30過ぎての商売替えは大変だからしたくないのですけれどね。

"Tom hakkında ne düşünüyorsun?" "Onun güzel bir sesi var." "Sadece güzel bir ses mi?" "Pekala, onun yüzü özel bir şey değil, değil mi?" "Gerçekten mi! Sanırım o oldukça yakışıklı."

「トムのことどう思った?」「声はかっこいいよね」「声だけ?」「顔は別にって感じじゃない?」「えー、私はかっこいいと思うけどなあ」