Translation of "Arabasını" in Japanese

0.021 sec.

Examples of using "Arabasını" in a sentence and their japanese translations:

- Kendi arabasını sürüyor.
- Kendi arabasını kullanıyor.

- 彼は自家用車を持っている。
- 彼は自分の車を運転する。

Sürücü arabasını hızlandırdı.

- 運転手は車のスピードを上げた。
- ドライバーは車を加速させた。

O, arabasını yıkıyor.

- 彼は車を洗っています。
- 彼は自動車を洗っています。

Arabasını garaja koydu.

彼女は車を車庫にいれた。

Tom arabasını yıkıyor.

トムは車を洗っている。

- Cenaze arabasını kim sürüyordu?
- Cenaze arabasını kim kullanıyordu?

誰が霊柩車を運転してたんですか?

- O, bana yeni arabasını gösterdi.
- Bana yeni arabasını gösterdi.

彼は私に彼の新車を見せた。

Amcam bana arabasını verdi.

叔父は私に車を譲ってくれた。

O arabasını kapıya çekti.

彼女は門のところに車を停めた。

Kırmızı ışıkta arabasını durdurmadı.

彼は赤信号にも車を止めなかった。

O, arabasını yıkamaya başladı.

- 彼は車を洗いはじめた。
- 彼は洗車をし始めた。

Arabasını garaja geri götürdü.

彼は車をバックさせて車庫に入れた。

Arabasını yeni modelle karşılaştırdı.

彼は自分の車を新型自動車と比較してみた。

O, arabasını iyi korur.

彼は自分の車をよく整備している。

Dün gece arabasını çaldırdı.

彼は昨夜自動車を盗まれた。

Eski arabasını yenisiyle değiştirdi.

彼は古い車と新しい車を交換した。

Şu otoparkta arabasını çaldırdı.

彼はあの駐車場で車を盗まれた。

O, dün arabasını çaldırdı.

彼は昨日車を盗まれた。

O, arabasını Yokohama'ya sürdü.

彼は愛車を駆って横浜へ行った。

Tom yeni arabasını seviyor.

トムは新しい車を気に入っている。

Öğretmenimiz yeni arabasını seviyor.

先生は新しい車が気に入っている。

Babam bana arabasını yıkattı.

父は私に自動車を洗わせました。

Tom Mary'ye arabasını yıkattı.

- トムはメアリーに車を洗わせた。
- トムは自分の車をメアリーに洗わせた。

Tom zaten arabasını sattı.

トムは自分の車もう売っちゃったんだよ。

Bana yeni arabasını gösterdi.

彼女は新車を見せてくれた。

O, ona arabasını sattı.

彼女ね、彼に自分の車を売ったのよ。

Amcam arabasını bana verdi.

叔父は私に車を譲ってくれた。

- Tom Mary'nin arabasını Boston'a sürdü.
- Tom Mary'nin arabasını Boston'a götürdü.

- トムはメアリーの車でボストンまで運転しました。
- トムはメアリーの車をボストンに運転しました。
- トムはメアリーの車でボストンへ行った。

Birçok sürücü arabasını karda bıraktı.

ドライバーの多くが雪の中に車を乗り捨てた。

Adam arabasını aynı hızda sürdü.

その男は一定の速度で車を運転した。

Spor arabasını tam hızda sürdü.

彼は全速力で自分のスポーツカーを運転した。

Bana onun arabasını kullanabileceğimi söyledi.

彼は車を使ってもいいよといってくれた。

O, arabasını binanın arkasına parketti.

彼は自分の車を建物の裏手に駐車した。

Eski arabasını yenisiyle takas yaptı.

彼は古い車を下取りに出して新しい車を買った。

O kendi arabasını tamir eder.

彼はマイカーの修理を自分でする。

O, dolum istasyonunda arabasını yıkattı.

彼はガソリンスタンドで車を洗ってもらった。

Arabasını hızlandırdı ve beni geçti.

- 彼は車を加速し、私に追いついた。
- 彼は車の速度を上げて私を追い越した。

O, bana yeni arabasını gösterdi.

- 彼女は新車を見せてくれた。
- 彼女は新しい車を見せてくれた。

O, arabasını sürmeme izin vermezdi.

彼は自分の車の運転を、私にさせてはくれなかった。

Sık sık babasının arabasını sürer.

彼はしばしば父の車を運転する。

Arabasını binanın önünde park etti.

彼は車をその建物の前に止めた。

O, onu arabasını çalmakla suçladı.

- 彼女は彼が車を盗んだと言って責めた。
- 彼女は彼が車を盗んだという理由で訴えた。

Babam parlayıncaya kadar arabasını cilaladı.

父は自分の車を光るまで磨いた。

Tom arabasını satmaya karar verdi.

トムは自分の車を売ることにした。

Amcan sana arabasını sürdürür mü?

- おじさんは、君に、おじさんの車を運転させましたか。
- 君の叔父さんは、君に叔父さんの車を運転させてくれたの?

O, Bay Black'in arabasını hatırlar.

彼はブラックさんの車をおぼえている。

Babamın arabasını yıkamasına yardımcı oldum.

私は父が洗車するのを手伝った。

Tom Mary'nin arabasını sürmesini istemiyordu.

トムはメアリーに彼の車を運転して欲しくなかった。

Babam arabasını sürmeme izin verdi.

父は私が車を運転するのを許してくれた。

- Arkadaşının arabasını birkaç günlüğüne ödünç aldı.
- Birkaç günlüğüne arkadaşının arabasını ödünç aldı.

彼は友達の車を数日間借りた。

Ona arabasını nereye park ettiğini sor.

彼にどこに駐車したのか聞いてください。

Trafik ışığı kırmızıya dönünce arabasını durdurdu.

信号が赤に変わったので、彼は車を止めた。

O, arabasını kaldırımın yanına park etti.

彼は車を歩道の脇に停めた。

Jim neşeyle ıslık çalarak arabasını sürdü.

ジムは楽しそうに口笛を吹きながら運転した。

Bu sabahtan beri babam arabasını yıkıyor.

お父さんは今朝からずっと車を洗っている。

Arabasını ödünç aldığın adamın adı nedir?

あなたが車を借りた人の名前は何と言いますか。

O, onu yeni arabasını sürerken gördü.

彼女は、彼が新しい車を運転しているところを目撃した。

Geçen haftanın başlarında Tom arabasını çaldırdı.

トムは先週の頭に車を盗まれた。

O, evde olmalı. Garajında arabasını görüyorum.

彼は家に居るに違いない。彼の車庫に車が見えるから。

Mike bugün annesinin arabasını yıkamak zorunda değil.

- マイクは今日お母さんの車を洗わなくてもよいです。
- 今日マイクは母親の車を洗う必要はない。

Oğlan fark edilmek istediği için arabasını boyadı.

その少年は注目されたくて髪を染めた。

En az haftada bir kez arabasını yıkar.

彼は少なくとも週に一度車を洗う。

O, hiç tereddüt etmeden kendi arabasını sattı.

彼はちゅうちょなく自分の車を売った。

O, boş bir arazide arabasını park etti.

彼女は空き地に駐車した。

Eski arabasını Kobe'deki bir adama satmak istiyor.

彼は自分の古い車を神戸にいる男性に売りたがっています。

O, trafik ışığı kırmızıya döndüğü için, arabasını durdurdu.

信号が赤に変わったので、彼は車を止めた。

Bir dereceye kadar bir kızak arabasını kontrol edebilirsiniz.

その車はスリップしてもある程度はコントロールできます。

En ufak bir tereddüt göstermeden, kendi arabasını sattı.

少しもためらうことなく彼は自分の車を売り払った。

Patronumdan arabasını bana ödünç vermesini istemeye cesaretim yok.

私には上司に車を貸して下さいと言うだけの勇気が有りません。

Tom'un şimdiye kadar antika arabasını satmayı düşündüğünden şüpheliyim.

トムさんはまさか、自分のクラシックカーを売るのを検討するとはお思いません。

Dün Tom arabasını geri sürerken Mary'nin bisikletini ezdi.

昨日、トムは車をバックしていてメアリーの自転車をひいた。

Doğrusunu söylemek gerekirse, babamın arabasını onun izni olmadan sürdüm.

実を言うと、私は父の車を彼の許可なしに運転したのです。

O arabasını sattı, bu yüzden o trenle ofise gider.

彼は車を売ったので、電車で通勤している。

Patronumdan arabasını bana ödünç vermesini istemek için cesaretim yok.

私には上司に車を貸してくれるように頼む勇気はない。

Tom arabasını tamir etmesine kimin yardım edeceğini söyledi mi?

トムは誰に車を直してもらうか言っていましたか。

Bu el arabasını ve güzergâhı kullanırsak doğru yolda ilerlememizi sağlayacaklardır.

トロリーと線を使(つか)えば 正しい方向(ほうこう)に進める

- Onun arabasının sağa dönüş yaptığını gördüm.
- Arabasını sağa dönerken gördüm.

私は彼の車が右へ曲がるのを見た。

- Bu alışveriş sepetini kullanabilir miyim?
- Bu alışveriş arabasını kullanabilir miyim?

そのショッピングカートを得ることができますか?

- Bayan Baker, genç adamın yakında gitmek zorunda kalacağını biliyordu,böylece yatmadan önce gece arabasını uygun bir yere parkedebilmek için, genç adama arabasını biraz hareket ettirmesi için rica etmeye karar verdi.
- Bayan Baker çok yakında genç adamın ayrılmak zorunda kalacağını biliyordu, yatmaya gitmeden önce arabasını gece için uygun bir yere parkedebilmek için genç adama arabasını biraz hareket ettirmesi için rica etmeye karar verdi.

ベイカーさんは若い男がすぐに去っていくと確信した。それで彼女は、寝る前までに自分の車を本来の場所に駐車できるように、若い男に少し車を動かすように頼もうと思った。