Translation of "Amerikalı" in Japanese

0.015 sec.

Examples of using "Amerikalı" in a sentence and their japanese translations:

Annesi Amerikalı.

彼の母はアメリカ人です。

Amerikalı mısınız?

- あなたはアメリカ人ですか?
- あなたはアメリカ人ですか?
- 君はアメリカ人かい?

- O bir Amerikalı değildir.
- O bir Amerikalı değil.
- O, Amerikalı değil.

彼はアメリカ人ではない。

Afrikalı Amerikalı, Asyalı Amerikalı, Fransız, Alman, Rus

アフリカ系アメリカ人、アジア系アメリカ人 フランス人、ドイツ人、ロシア人

- Amerikalı bir kızla tanıştım.
- Bir Amerikalı kızla tanıştım.
- Bir Amerikalı kızla karşılaştım.

- 私はアメリカ人の少女に会った。
- わたしは一人のアメリカ人女性に会った。

Tüm öğrenciler Amerikalı.

学生はすべてアメリカ出身だ。

O, Amerikalı mı?

彼はアメリカ人ですか。

Biz Amerikalı değiliz.

私たちはアメリカ人ではありません。

Onlar Amerikalı mı?

彼らはアメリカ人ですか。

Onlar Amerikalı olmalılar.

彼らはアメリカ人にちがいない。

O bir Amerikalı.

彼はアメリカ人です。

Amerikalı bir oğlansın.

あなたはアメリカの少年です。

Ben Amerikalı değilim.

アメリカ人じゃないです。

- Birçok Amerikalı Jazzla ilgilidir.
- Birçok Amerikalı Caz'a ilgi duyuyor.

多くのアメリカ人がジャズに興味を持っている。

Lucy Amerikalı bir öğrencidir.

ルシーはアメリカからきた学生だ。

O bir Amerikalı olmalı.

彼はアメリカ人にちがいない。

Bazı Amerikalı arkadaşlarım var.

私には何人かのアメリカ人の友達がいます。

Onu bir Amerikalı sandım.

彼女がアメリカ人だとばかり思った。

Bildiğim kadarıyla, o Amerikalı.

私の知る限り、彼はアメリカ人だ。

O bir Amerikalı değildir.

彼はアメリカ人ではない。

Okulumuzun müdürü bir Amerikalı.

- 私たちの学校の校長先生はアメリカ人です。
- 俺らの学校の校長って、アメリカ人なんだ。

Ben Amerikalı bir öğrenciyim.

私はアメリカ人の学生です。

Bir Amerikalı gibi görünmüyor.

- アメリカ人ではないようです。
- 彼女はアメリカ人ではないみたいです。

Sen bir Amerikalı mısın?

- あなたはアメリカ人ですか?
- あなたはアメリカ人ですか?

Sue Amerikalı bir öğrenci.

スーはアメリカ人の学生だ。

John Amerikalı bir çocuk.

- ジョンはアメリカの少年です。
- ジョンはアメリカの男の子です。
- ジョンはアメリカ人の男の子です。

Onu bir Amerikalı sandık.

私達は彼をアメリカ人だと思った。

On üç Amerikalı öldürüldü.

アメリカ人13人が殺された。

Onlar Amerikalı değiller mi?

彼らはアメリカ人ではないのですか。

Harry Amerikalı bir aktördür.

ハリーはアメリカの俳優です。

Steve bir Amerikalı adıdır.

Steveはアメリカの人名だ。

- Muhatabım bir Amerikalı değil Almandı.
- Konuştuğum adam Amerikalı değil Almandı.

私が話しかけた人はアメリカ人でなくドイツ人だった。

Amerikalı şirketlere göre “kâr için.”

アメリカの経済界は 利益がすべてです

Amerikalı çocuk bozuk Japoncayla konuştu.

そのアメリカ人の男の子は片言の日本語を話した。

Onun bir Amerikalı olduğunu düşündük.

私達は彼をアメリカ人だと思った。

O, Amerikalı bir kadınla evli.

彼はアメリカ人女性と結婚している。

Ben Amerikalı değilim. Ben Kanadalıyım.

私はアメリカ人ではありません。私はカナダ人です。

Bir Amerikalı istasyonda benimle konuştu.

駅でアメリカ人が私に話しかけた。

Birçok Amerikalı hızlı arabaları sever.

アメリカ人は速く走る車の好きな人が多い。

Amerikalı bir kız bizim sınıfta.

アメリカ出身の女の子が私たちのクラスにいる。

Amerikalı öğrenciler matematikte yetersiz kalıyor.

アメリカの学生は数学で遅れをとっている。

O, bir Amerikalı ile evlidir.

彼女はアメリカ人と結婚している。

O, Amerikalı bir hanım ile evli.

彼はアメリカの婦人と結婚している。

Tony adında Amerikalı bir arkadaşım var.

私にはトニーという名のアメリカ人の友人がいます。

Amerikalı bir aile ile birlikte kaldım.

私はアメリカの家族のところにいました。

Tipik bir Amerikalı genç gibi görünüyor.

彼は典型的なアメリカの少年のようだ。

Amerikalı kadınların oy verme hakkı yoktu.

アメリカの女性には選挙権がなかった。

Ben onun bir Amerikalı olduğuna inanıyorum.

私はアメリカ人だと信じている。

Prens, Amerikalı bir bayandan İngilizce öğrendi.

皇太子はそのアメリカ婦人から英語を習った。

Biz onu bir Amerikalı ile karıştırdık.

私達は彼をアメリカ人だと思った。

Ben bir Amerikalı olarak, Lincoln'a hayranım.

アメリカ人たる私は、リンカーンがすばらしい人だと思う。

Amerikalı çocuklar bu sözcükleri işiterek büyürler.

アメリカの子供たちはそれらの言葉を聞きながら育つ。

Sen Amerikalı mı yoksa Fransız mısın?

あなたはアメリカ人ですか、フランス人ですか。

O bir Amerikalı ama İngiltere'de yaşıyor.

彼女はアメリカ人だが、イギリスに住んでいる。

O, Amerikalı bir beyefendi değil mi?

彼はアメリカの紳士ではありませんか。

Dün Amerikalı bir öğrenci ile tanıştım.

昨日アメリカから来た学生に会った。

Neden Amerikalı anne ve babalar çocuklarını övüyorlar?

なぜアメリカ人の両親は自分の子供を誉めるのか。

Tony Amerikalı olmasına rağmen, o İngilizce konuşamıyor.

トニー君はアメリカ人ですが、英語を話すことが出来ない。

O bir Amerikalı değil ama bir İngilizdir.

彼はアメリカ人ではなくてイギリス人です。

Benjamin Franklin Amerikalı bir politikacı ve mucit.

ベンジャミン・フランクリンはアメリカの政治家であり発明家であった。

O genç bir Amerikalı öğrenci değil mi?

彼は若いアメリカの学生ではありませんか。

Her yıl 20.000 'den fazla Amerikalı öldürülüyor.

二万人以上のアメリカ人が毎年殺されている。

En az 10 Amerikalı ile arkadaş oldum.

私は少なくとも十人のアメリカ人と友達になった。

Noh çalmakla ilgilenen bir Amerikalı ile tanıştım.

私は能に興味を持つアメリカ人に会いました。

Bu roman Amerikalı bir yazar tarafından yazıldı.

この小説は米国の作家によって書かれた。

Amerikalı yaşlı vatandaşların nispeten hali vakti yerinde.

アメリカのお年寄りは比較的裕福である。

Amerikalı bir öğrenci benim evin yanında yaşıyor.

アメリカから来た学生が、うちの近くに住んでいる。

Seni görmek isteyen Amerikalı bir kız var.

あなたに会いたがっているアメリカ人の女の子がいます。

O bir Amerikalı değil ama bir Fransızdır.

彼はアメリカ人ではなくフランス人です。

Tanıdıklarım arasında birçok Japonca konuşan Amerikalı vardır.

僕の知り合いには日本語を話せるアメリカ人がたくさんいる。

Amerikalı bir siyah olarak, bu kafamda çınladı durdu.

それが アメリカに生きる 黒人男性としての私の心に響いた

Japoncayı çok iyi konuşan bir Amerikalı kız tanıyorum.

- 私は日本語を上手に話すアメリカ人を知っている。
- 私は日本語をとても上手に話すアメリカ人の女の子を知っています。
- わたしは日本語をとてもじょうずに話すアメリカの女の子を知っています。

Benjamin Franklin, Amerikalı bir devlet adamı ve mucitti.

ベンジャミン・フランクリンはアメリカの政治家であり発明家であった。

Onun İngilizce konuştuğunu duysaydın onu bir Amerikalı sanırdın.

彼女が英語を話すのを聞くと、アメリカ人と間違えるでしょう。

Bir Amerikalı olarak, bu cümle bana doğal gelmiyor.

この文章はアメリカ人の私には不自然に感じます。

Başarılı, iyi eğitim almış, beyaz ırktan Amerikalı bir erkektim.

私は 良い教育を受け 成功をつかんだ アメリカ人の白人男性でした

Kıdemli pilotu, uzayda yürüyen ilk Amerikalı olan Ed White'dı.

彼の上級パイロットは、宇宙を歩いた最初のアメリカ人であるエドホワイトでした。

Tom eve giderken Amerikalı olduğunu düşündüğü bir adamla karşılaştı.

帰宅の途中トムはアメリカ人と思われる人に出会った。

O, bir Amerikalı bilim adamı, Albert Einstein'a saygı duyuyor.

彼はアメリカの科学者であるアインシュタインを尊敬している。

Onun Amerikalı kadar akıcı bir biçimde İngilizce konuştuğunu duydum.

彼女がアメリカ人のように流暢に英語を話しているのを聞きました。

Ben o partide çok sayıda Amerikalı ile arkadaş oldum.

私はそのパーティーで多くのアメリカ人と親しくなった。

Bu cümle bir Amerikalı olarak benim için doğal gelmiyor.

この文章はアメリカ人の私には不自然に感じます。

Bir Amerikalı ve bir Kanadalı arasındaki farkı söyleyebilir misin?

あなたはアメリカ人とカナダ人の違いが分かりますか。

O, İngilizceyi bir Amerikalı kadar akıcı bir şekilde konuşur.

彼は英語をまるでアメリカ人のように流暢に話す。

Bizim Amerikalı komşumuz önümüzdeki yıl beş yıldır Japonya'da yaşıyor olacak.

近所のアメリカ人は来年で日本に5年住んでいることになる。

Mariko'nun anne babası, onun bir Amerikalı ile evlenmesine kuvvetle karşılar.

マリコの両親は、彼女がアメリカ人と結婚することに強く反対している。

Tom eve bu gidişinde Amerikalı olduğunu düşündüğü bir adamla karşılaştı.

帰宅の途中トムはアメリカ人と思われる人に出会った。

Şu anda altmış beş yaşının üstünde 31 milyon civarında Amerikalı var.

現在、65歳を越したアメリカ人はおよそ3100万人いる。

Bir araştırmaya göre her yıl 53.000 Amerikalı pasif içicilik sonucu ölüyor.

ある研究の報告によれば、間接喫煙の結果53、000のアメリカ人が毎年死亡しているそうだ。

- Mary bana Amerikalı bir bebek verdi.
- Mary bana bir Amerikan bebeği verdi.

メアリーは私にアメリカの人形をくれた。

Brent bir Amerikalı, ama o sanki onun ana diliymiş gibi Japonca konuşuyor.

ブレントはアメリカ人であるが、彼はまるで自分の母語であるかのように日本語を話せる。

Sadece beş yılda 16'dan fazla mürettebatlı görevde, Amerikalı astronotlar nasıl yemek yemeyi, uyumayı,

アメリカの宇宙飛行士は、わずか5年間で16を超える乗組員のミッションで、宇宙での食事、睡眠、

Birçok Amerikalı lise öğrencisi Amerikan İç Savaşı'nın 1861 ve 1865 yılları arasında gerçekleştiğini bilmiyor.

アメリカの高校生で、南北戦争が1861年から1865年までの間に起こったことをしらないものが多い。

On sekizinci yüzyılın sonlarında, Amerikalı için bir pasaport genellikle Amerika Birleşik Devletleri Başkanı tarafından imzalanırdı.

18世紀の後半には、アメリカ人のパスポートは通常、合衆国大統領によって署名されていた。

William Keeton adlı bir Amerikalı bilimci bu gizemi çözmek için çok ilginç bir deney yaptı.

あるアメリカの科学者ウィリアム・キートンはこの謎を説くために非常に面白い実験をしました。

O bir Amerikalı, ama o Japonya'da doğmuş ve büyümüş olduğu için, oldukça akıcı bir şekilde Japonca konuşabiliyor.

彼はアメリカ人だが、日本で生まれ育ってきたので、とても流ちょうに日本語を話すことができる。

- Ortalama bir Amerikalı düğünü yaklaşık 30.000 $ mal olur.
- Ortalama bir Amerikan düğünü yaklaşık 30 bin dolara mal olur.

平均的なアメリカン・ウエディングは約3万ドルかかります。