Translation of "Şeker" in Japanese

0.039 sec.

Examples of using "Şeker" in a sentence and their japanese translations:

Süt? Şeker?

ミルクとお砂糖はいかがでしょうか?

Şeker torbada.

砂糖はバッグの中にある。

Şeker istemiyorum.

砂糖はいらないよ。

- Şeker almıyor musunuz?
- Şeker almıyor musun?

砂糖は入れないの?

- Kahveme şeker koymam.
- Kahveme şeker atmam.

- 私はコーヒーに砂糖をいれません。
- コーヒーに砂糖は入れないんだ。

Kapta şeker yok.

はちには砂糖が全然ない。

Hiç şeker istemiyorum.

砂糖はいらないよ。

Bütün şeker tatlıdır.

砂糖は全て甘い。

Kahveme şeker koyma.

私のコーヒーには砂糖を入れないでください。

Şeker kabı boş.

砂糖入れがからっぽだ。

Biraz şeker istiyorum.

- 飴がほしい。
- 飴ちょうだい。

Şeker suda çözünür.

砂糖は水に溶ける。

Burada şeker yok.

- 砂糖がないよ。
- 砂糖がない。

Bu şeker değil.

これは砂糖じゃないです。

Kahveme şeker atmam.

私はコーヒーに砂糖をいれません。

Çayıma şeker koymam.

紅茶に砂糖は入れないよ。

Hiç şeker yok.

砂糖がないよ。

Biraz daha şeker koyun.

もう少し砂糖を入れてください。

Hâlâ şeker var mı?

- まだ砂糖はありますか。
- 砂糖ってまだある?

Onlar mağazada şeker satarlar.

その店では砂糖を売っている。

Çaya şeker ilave edin.

紅茶に砂糖を加えなさい。

Bir parça şeker istiyorum.

飴がほしい。

Yabancılardan şeker kabul etmemelisiniz.

知らない人からお菓子をもらわない方がいいよ。

Kahveme asla şeker koymam.

コーヒーに砂糖は入れないよ。

Bir küp şeker, lütfen.

角砂糖を一個入れて下さい。

Hiç şeker var mı?

砂糖は残っていますか。

Şeker, sıcak suda erir.

砂糖は湯に入れると溶ける。

Kahvemde şeker olmadan yapamam.

私はコーヒーには砂糖がなくてはだめなのです。

Çocuklar, genellikle şeker severler.

子供は一般には菓子が好きだ。

Biraz şeker ister misin?

砂糖は入れますか。

Ne kadar şeker kullanırsın?

砂糖はどれぐらい使いますか。

Ülkemiz çok şeker üretir.

私達の国はたくさんの砂糖を生産している。

Kahvene şeker koyar mısın?

あなたはコーヒーに砂糖を入れますか?

Torbada biraz şeker var.

砂糖はバッグの中にある。

Şeker bir zehir midir?

砂糖って、毒なの?

Bu şeker seksen senttir.

このキャンディーは80セントです。

Çok fazla şeker yememelisin.

あまりキャンディーを食べ過ぎるのはよくありません。

Kahvenizde şeker alır mısınız?

コーヒーに砂糖は入れる?

Ona biraz şeker aldı.

彼女は彼にキャンディを買ってあげた。

Kahveye biraz şeker kattı.

彼はコーヒーに少し砂糖を加えた。

- Sizi şeker için rahatsız edebilir miyim?
- Bana şeker verir misiniz?

すみませんが砂糖を取っていただけませんか。

Kavanozda çok şeker var mıdır?

つぼにたくさん砂糖が入っていますか。

O, kahveye çok şeker koydu.

- 彼女はコーヒーにたくさん砂糖を入れた。
- 彼女はコーヒーに砂糖をたくさん入れた。

O, kahvesinde biraz şeker eritti.

彼はコーヒーに砂糖を溶かした。

Çayında biraz şeker ister misin?

紅茶にお砂糖はいかがですか?

O, şeker yerine bal kullanır.

彼は砂糖の代わりにハチミツを使う。

Şeker ve süt ister misiniz?

- 砂糖とミルクはどうされますか。
- 砂糖とミルクはいりますか?

Tom şeker yerine bal kullanır.

トムは砂糖の代わりにハチミツを使います。

İçinde şeker olan yiyecekleri yememeliyim.

私は、糖分のあるものは食べてはいけないのです。

Lütfen biraz şeker ilave edin.

砂糖を少し足して下さい。

Kapta hiç şeker var mı?

砂糖はポットにありますか。

Süt ve şeker ister misin?

ミルクとお砂糖はいかがでしょうか?

O, masadaki şeker için uzandı.

彼はテーブルの上にあった砂糖に手を伸ばした。

O kadar çok şeker yememelisin.

キャンデーをそんなにたくさん食べてはいけません。

Kase çok çeşitli şeker içeriyor.

あのボールにはいろいろなキャンディが入っている。

Şeker ile tuzu birbiriyle karıştırma.

砂糖と塩を間違えるな。

Biraz şeker ve krema ekleyin.

砂糖とクリームを少し入れてください。

İnsanlara güven, ama yabancılardan şeker alma.

人々を信じなさい。だけど、知らない人からお菓子を貰ってはいけませんよ。

Şeker tatlandırıcı olarak balın yerini aldı.

甘味料として砂糖がはちみつに取って代わった。

Fazla şeker dişlerinde çürümeye sebep olur.

甘いものを食べ過ぎると虫歯になるよ。

Kahveme bir küp şeker koyun lütfen.

角砂糖を1個コーヒーに入れて下さい。

Tom çayına çok fazla şeker koyar.

トムは紅茶の中へ砂糖をいれすぎます。

Oğlum kutudan bir parça şeker aldı.

息子は箱から飴を一つ取った。

Tom Mary'nin kahvesine şeker koymasını izledi.

トムはメアリーがコーヒーに砂糖を入れるのを見ていた。

Tom çayına şeker yerine bal koyar.

トムは、砂糖のかわりにハチミツを紅茶にいれます。

Bebek neredeyse bir parça şeker yutuyordu.

お菓子で赤ちゃんが窒息するところだった。

O mağazada şeker ve tuz satıyorlar.

あの店では砂糖と塩を売っています。

- O, çayına biraz şeker ve süt kattı.
- O çayına biraz şeker ve süt ekledi.

彼は紅茶に砂糖とミルクを少し加えた。

Benim daha fazla şeker yeme isteğim yok.

もうこれ以上甘いものは食べたくない。

O, ona çok şeker kullanmamasını tavsiye etti.

- 彼女は彼に砂糖を使いすぎないように忠告した。
- 彼女は砂糖を使いすぎないように彼にアドバイスした。

Pasta yaparken yumurta, tereyağ ve şeker kullanmalısın.

ケーキを作るときには、卵、バター、砂糖を使わなければいけない。

Bifteğini bitir ve sonra bir şeker alabilirsin.

ステーキを全部食べてしまいなさい、そしたらキャンディーを食べていいよ。

O zamanlar, şeker tuzdan daha az değerliydi.

当時、砂糖は塩ほど価値がなかった。

En büyük kız "şeker istiyorum" diyerek birdenbire konuştu.

- 突然長女が「飴がほしい」と言い出しました。
- 急に長女が「飴がほしい」と声を上げました。

Bu kek un, süt, yumurta ve şeker içerir.

このケーキには小麦粉、牛乳、卵、砂糖が含まれています。

Beni en çok şaşırtan şey onun şeker sevmemesiydi.

私が最も驚いたのは、彼女が甘いお菓子を好きではないということだった。

Jim kalp krizinden sonra, şeker alımını kesmek zorunda kaldı.

心臓発作の後、ジムは砂糖の摂取量をへらさなければならなかった。

Dükkân; tereyağı, peynir ve şeker gibi gıda malzemeleri satıyor.

この店は食料品、例えばバター、チーズ、砂糖などを売っている。

Bize bu pastayı yapmak için un, şeker ve yumurta gerekir.

このケーキを作るには小麦粉、砂糖、卵が必要だ。

Genellikle ben filmler izlediğimde patlamış mısır yerim ve kola içerim. Ama, bir daha ki sefere, ben şeker yiyeceğim.

通常は、映画を見るときポップコーンを食べて、コーラを飲む。だけど、今回は、お菓子を食べるんだ。