Translation of "Örneğin" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Örneğin" in a sentence and their japanese translations:

Örneğin,

例えば

Örneğin, yemek.

例えば 食生活を見ると

Örneğin TED,

例えば TEDのおかげで

"Kh" sesi örneğin.

例えば「カ」の音を発する際

Örneğin, maddi kayıp:

一つは 経済的な損失です

Birleşik Devletler'de örneğin,

例えばアメリカでは

Örneğin ağırlığı ne?

例えば 重さはどれくらいなのか?

Örneğin İngiltere'yi al.

イギリスを例にとって見よう。

Örneğin, yaşadığım şehir Seattle'da

私が住むシアトルを例にとると

Örneğin, atmosferdeki CO2 yoğunluğunu,

例えば 地球温暖化の主な原因である

Örneğin derin öğrenme ağına

例えば ディープラーニングの ネットワークに

Da birleştirilebilir. Örneğin şöyle:

組み合わせることができます。たとえば、次のようになり

Bunu, örneğin Aslan Kral'da görebiliyoruz.

『ライオン・キング』を例に見てみましょう

Örneğin, bana görsel zekâyı hatırlatan

ここに1点の作品がありますが

Örneğin, şu buzulu ele alalım.

例えばこの氷河ですが

Örneğin entegre mahalle ve okullar.

文字通り地域や学校から 差別を撤廃するのです

Örneğin burada Zimbabwe'den bir aile,

例えば これは左から ジンバブエ

Larry Page, örneğin, Jeff Bezos--

例えばラリー・ペイジや ジェフ・ベゾスが

Örneğin, eğer muhafazakar değerleri savunuyorsam,

例えば私が保守派だったら

Örneğin, annem bağımsız olarak yaşıyor.

例えば、自立して生活している私の母のような

Örneğin: Neden Apple çok yenilikçi?

例えば アップルはなぜ あれほど革新的なのか?

Örneğin, Marie Watt'ın ''Battaniyeden Totem Direği''

例えばマリー・ワットによる 毛布のトーテムポールです

Örneğin herkese arkadaş canlısı olana "ahbap",

人に親切にすれば 「バディ」

Örneğin burada Çin ve ABD arasındaki

これは中国とアメリカですが

Bir virüs böyle görünür örneğin koronavirüsü.

これはコロナウイルスのような、ウイルスがどのような構造をしているかを示しています

Ve bunu örneğin, size ve iklime faydalı

例えば 植物由来の美味しいハンバーガーは

Örneğin, robotlar tekrarlanan ve kısıtlı çalışmalarda mükemmeldir

例えば ロボットは 反復作業や 細かく条件が決められた作業が得意ですが

Örneğin, göğüs kanseri olan bir kadın hasta

例えば 乳がんの女性患者は

O, sessiz müziği tercih ediyor - örneğin barok.

彼女は静かな音楽を好むー例えばバロック音楽を。

Örneğin, on bin doların olsa ne yaparsın?

例えば君が1万ドル持っていればどうするだろうか。

Birçok hobilerim var, örneğin balıkçılık ve tırmanma.

私にはたくさん趣味がある。例えば魚釣り、登山です。

Örneğin, o Almanca, Fransızca ve İngilizce biliyor.

- たとえば、彼はドイツ語、フランス語、英語を話します。
- 例えば、 彼は ドイツ語とフランス語と英語を話します。

- Japonya güzel kentlerle doludur. Örneğin Kyoto ve Nara.
- Japonya güzel şehirlerle doludur. Kyoto ve Nara, örneğin.

- 日本には多くの美しい都市がある。たとえば京都、奈良だ。
- 日本には美しい都市が山ほどある。たとえば京都や奈良など。

Örneğin, 1700'lerde toplum yasal kölelik konusunda uzlaşmıştı.

例えば 1700年代に 社会は奴隷制の合法化に合意し

İçinde çatışma unsuru bulunduran bir tema seçin örneğin

背後にある対立に関連したテーマを 選びましょう

Bir kiloluk bir şeyin, örneğin, ay yüzeyine götüreceğimiz,

例えば1キログラムの物体を 月の表面に運ぶには

Büyük şehirlerde, örneğin Londra'da, ağır dumanlı sis var.

大都会、たとえばロンドンでは濃いスモッグがある。

Japonya güzel şehirlerle doludur. Örneğin, Kyoto ve Nara.

日本には美しい都市が多い。例えば京都、奈良だ。

Ortak çok şeyimiz var: örneğin hobilerimiz, eğitim durumu.

私たちは趣味、学歴など、いろいろと共通したものを持っている。

- İtalya'da birçok eski kent vardır. Örneğin Roma ve Venedik.
- İtalya'da çok sayıda eski şehir var. Örneğin Roma ve Venedik.

イタリアには多くの古い都市がある。例えばローマとかベネチアだ。

Örneğin, gidip konut kredisi alsanız sizden bir ücret alınırdı.

例えば 住宅ローンを借りれば 手数料が課されますね

örneğin, savaş alanındaki korku hissi ve korunmak için eğilmek -

例えば 紛争地域で恐怖を感じたり 身を伏せたりすることです

Örneğin, bir Perşembe sabahı saat 7'de bahçenizi biçmeye başlamayın.

例えば土曜日の朝7時から 芝刈りをしないことです

örneğin Silikon Vadisi şirketi Theranos'u kan testi için birçok patent almadan

セラノスのような シリコンバレーの会社が

- O, garip hayvanları sever, örneğin yılanlar.
- O acayip hayvanları sever, örnek olarak yılan gibi.

彼は不思議な生物、例えばヘビのような生物が好きです。

Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar.

例えばジャック・パインの松かさは、高温により影響を受けるまでは自ら開いて種子を放出しない。

Eğer ilkel bir topluluğun bir üyesi isen ve üretmek istersen, örneğin, yiyecek,yapman gereken iki şey vardır.

もし君が原始社会の一員で、たとえば食料を生産したいと思うならば、君がしなければならないことが二つある。