Translation of "Yaşadığım" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Yaşadığım" in a sentence and their japanese translations:

Yaşadığım kadar çalışacağım.

私は生きている限り働く。

Bu yaşadığım evdir.

これが私の住んでいる家だ。

Örneğin, yaşadığım şehir Seattle'da

私が住むシアトルを例にとると

Bu gençken yaşadığım ev.

これは私が若いころに住んでいた家です。

İyiliğini yaşadığım sürece unutmayacağım.

- 生きている限りご恩は決して忘れません。
- 私は生きている限り、あなたのご親切は忘れません。
- ご親切は生きてる限り決して忘れません。

Çocukken yaşadığım ev burası.

これが私が子供の頃住んでいた家だ。

Yaşadığım kasaba oldukça küçük.

私の住んでいる町は割と小さいです。

Bu, gençken yaşadığım evdir.

- これが私が若い頃にすんでた家です。
- ここ、私が若いときに住んでた家なんだ。

Bu yolculukta yaşadığım inanılmaz şey,

驚くことに そのとき

Londra, yaşadığım yer, sisiyle ünlüydü.

ロンドンは、私のすんでいるところだが、以前は霧で有名だった。

Yaşadığım sürece size yardımcı olacağım.

- 私の生きている限り、君を援助しよう。
- 私が生きている限りは君を援助してあげよう。
- 私が生きている間は援助しましょう。

Yaşadığım sürece sana destek olacağım.

私は生きている限りあなたを援助する。

Kelimeler yaşadığım korkuyu tarif edemez.

私が体験した恐怖は言葉では表現できません。

Yaşadığım sürece, bir şey istemeyeceksin.

私が生きている限りお前に不自由はさせないぞ。

Yaşadığım sürece onu asla unutmayacağım.

- 私が生きている限り彼のことは決して忘れません。
- 私が生きている間は彼の事は決して許しません。
- 私が生きている間は彼のことを決して忘れません。
- 私が生きている間は彼のことだけは決して忘れません。

Yaşadığım eski evime ne oldu?

私が以前住んでいた古い家はどうなったのだろう。

Yaşadığım sürece komünizme asla ulaşılmayacak.

私の生きているうちに共産主義が効力を持つことは無いだろう。

Yaşadığım sürece nezaketini asla unutmayacağım.

私が生きている限り、あなたの親切は忘れません。

- Yaşadığım sürece hiçbir şey istemeyeceksin.
- Ben yaşadığım sürece hiçbir şeyin eksikliğini hissetmeyeceksin.

- 私が生きてる限り君に何も不自由はさせない。
- 私が生きている限り君には何も不自由はさせない。
- 私が生きている限りは、お前には何も不自由させない。
- 私が生きている間はきみに不自由はさせない。
- 私が生きているかぎりあなたに不自由はさせない。
- 私が生きているうちは、お前に不自由はさせない。

Yaşadığım şeyi anlayan insanlardan haber aldım.

理解してくれた人々からでした

Bununla birlikte yaşadığım tüm travmaları düşündüm:

自分が抱える あらゆるトラウマについて考えました

Yaşadığım sürece, hiçbir şey için istemeyeceksin.

私が生きている間は君には何一つ不自由させません。

Ben yaşadığım sürece, nezaketini asla unutmayacağım.

- 私が生きている限り君の親切は決して忘れないつもりです。
- 私が生きている限り、君の親切を決して忘れないつもりです。
- 私が生きている間はあなたのご親切は決して忘れません。
- ご親切は一生忘れません。

Burası benim ilk günlerimi yaşadığım evdir.

これが私が若い頃にすんでた家です。

Yaşadığım yerde Ocak ayında kar yağar.

うちの方では1月には雪が降る。

Kyoto'da yaşadığım zamanlarda,müzeyi sıklıkla ziyaret ederim.

京都に住んでいる頃、よくその美術館に行った。

Kasabada yaşadığım için orada bir yabancı değilim.

その町に住んだ事があるので、私はその町に不案内ではない。

Yaşadığım yer senin sağlığın için çok yararlı.

私が住んでいる所は健康に良い。

Usta San izcileriyle yaşadığım o inanılmaz deneyimden sonra

‎カラハリでは ‎達人の追跡術に驚かされた

Yaşadığım kasaba çok sessiz ve bir köye benziyor.

私が住んでいる町は田舎びた閑静な場所です。

- Yaşadığım sürece onu bir daha görmeyeceğim.
- Yaşadığım sürece onu tekrar hiç görmeyeceğim.
- Hayatım boyunca onunla bir daha görüşmeyeceğim.

私は生きている間は決して再び彼とは会わない。

Yatağım ve 7 gün 24 saat yaşadığım yer oldu.

私は四六時中ベッドで過ごしました

Okula yakın yaşadığım için öğle yemeği için eve gelirim.

私は学校の近くに住んでいるので、昼食を食べに家に戻ってくる。

Bu hikâye bana çok uzun zaman önce yaşadığım bir tecrübeyi hatırlatıyor.

その話はずっと昔の経験を思い出させてくれる。

Bu inanılmaz zorluğu aşmıştı. Ve ben de hayatımda yaşadığım zorlukları aştığımı hissettim.

‎彼女は大きな苦難を ‎乗り越えたんだ ‎僕自身も人生の試練を ‎乗り越えた気がした

- Deniz kıyısında yaşadığım için sık sık plaja giderim.
- Evim denize yakın olduğu için sık sık sahile inerim.

私は海の近くに住んでいるのでよく海岸に行きます。