Translation of "şöyle" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "şöyle" in a sentence and their japanese translations:

Şöyle söyleyeyim,

それでいいのです

Şöyle başlıyor:

こういう話です

Notta şöyle diyordu:

こう書いてありました

Ya şöyle deseydim:

あるいはこう言ったら?

Cevap genellikle şöyle,

たいていはこんな答えです

Şöyle bir şeydi:

それはこんな話でした

Ve şöyle görünüyor.

例えば こんな写真です

İlk tavsiyem şöyle:

その1

MS: Sonuçlar şöyle:

(ナレーション) こんな結果になりました

Mesela, şöyle diyebilirim:

例えば

Askerlerine şöyle dedi:

彼は軍隊に次のように語った。

Belki şöyle diyorsunuz,

こう 思うかもしれません

Size şöyle açıklayabilirim;

ちなみに 皆さんに1つご説明すると

şöyle tarif ediliyordu;

こう書かれていました

Otur şöyle yamacıma.

近くに座りなさい。

Geçenlerde şöyle dedi,

その哲学者の言葉です

Bu notta şöyle diyor,

こんなメモもあります

Melle Mel şöyle diyor:

メリー・メルはこう書いています

Mektubunda bana şöyle yazmıştı,

ハワードの手紙には こう書いてありました

Şöyle düşündüm ben de,

そこで私はこう思いました

Malala, otobiyografisinde şöyle yazıyor:

(ノーベル平和賞受賞者) マララは 自叙伝の中でこう記しています

Beden dilleri şöyle diyor:

身振りが こう言っています

Bu sebeple şöyle diyebilirsiniz:

それが理由で

Olarak düşünmüyoruz, şöyle diyoruz:

捉えていません

Bunu size şöyle açıklayabilirim:

解りやすく説明すると

Da birleştirilebilir. Örneğin şöyle:

組み合わせることができます。たとえば、次のようになり

İlkinde kendinize şöyle diyeceksiniz:

1つ目のシナリオはこうです

Buradaki notta ise şöyle diyor,

こんな言葉もあります

Bazı erkekler de şöyle düşünüyorlar,

男性の中にはこう思う人も いるかもしれません

Şöyle yapmalı ve potayı savunmalıydık."

こうやって この隙間を 埋めなきゃいけない」

Bunu görür görmez şöyle düşündüm:

それを見た瞬間 感じました

Bugünün işletme kitabı şöyle diyor:

今のビジネス本は

Şimdi, bu sözü şöyle değiştiriyorum:

私は この言葉を このように改変しました

Editörlerinden biri bana şöyle dedi:

編集者の1人が 私に向かって言いました

Koşmak şöyle dursun, bebek yürüyemez.

赤ん坊は歩く事が出来ない。走る事はなおさらできない。

Koşmak şöyle dursun, neredeyse yürüyemiyor.

彼女は走るどころか、全く歩けもしない。

Yazmak şöyle dursun, okuyamaz bile.

彼は書くことはもちろん読むことも出来ない。

Almanca şöyle dursun, İngilizce konuşamıyor.

彼は英語が話せない。ドイツ語はなおさらだ。

Dergiye şöyle bir göz gezdirdim.

私は何気なくその雑誌を見た。

1980'lerde bazıları şöyle düşündü,

そして1980年代になると

Almanca şöyle dursun, İngilizce okuyamıyor.

彼は英語が読めない。ましてやドイツ語はなおさら読めない。

Kansas State takımının gelişimi şöyle oldu.

カンザス州立大チームの改善は こういう緩やかなものでした

şöyle söyledi: ''Aslında burada el sıkışmıyoruz.

その子は「ここでは あんまり握手はしないんだ

Bilim kurgunun tasvir ettikleri şöyle dursun,

SFが描くものとは違って

Bunu şöyle düşünün, ben böyle düşünüyorum,

こう考えてみるんですが—

David bana baktı ve şöyle dedi:

ふと 夫が顔を上げて言ったのです

Geliştirici Majora Carter bana şöyle söylemişti:

開発業者のマジョラ・カーターが ある時私にこう言いました

Filme almak şöyle dursun, nadiren görülen...

‎めったに撮れない映像だ

Ekonomist Hernando De Soto şöyle söylüyor:

経済学者ヘルナンド・デ・ソト曰く

O, Fransızca şöyle dursun, İngilizce bilmiyor.

彼は英語を知らない。フランス語はなおさらのことだ。

O, Amerika şöyle dursun, Avrupa'ya gitmedi.

彼はアメリカはもちろん、ヨーロッパへも行ったことがある。

Sıkılmak şöyle dursun, biz çok eğlendik.

退屈するどころか、とても楽しかった。

Yazmak şöyle dursun, Fransızca'yı okuyamaz bile.

彼はフランス語を読めない。まして書くことはできない。

Fransızca şöyle dursun, İngilizce bile konuşamaz.

彼女は英語を話せない、ましてやフランス語なんてもってのほかだ。

Şimdi, bu noktada şöyle düşünüyor olabilirsiniz:

こうお思いの方も いるでしょう

Birkaç ay sonra ona ulaşıp şöyle dedim:

数か月後 私は彼に連絡しました

''Emily'nin evreni'' dediğim zihniyetten bakınca durum şöyle.

私はこの考え方 を 「エミリーの世界」と呼んでいます

Çiğ balık şöyle dursun,ızgara balıktan hoşlanmam.

焼き魚は好きではありません、ましてや生魚は言うまでもありません。

- Fransızcayı bırak konuşmayı okuyamam bile.
- Konuşmak şöyle dursun, Fransızcayı okuyamam bile.
- Konuşmak şöyle dursun, Fransızca okuyamıyorum.

- 私はフランス語が読めない、まして話せないことは言うまでもない。
- フランス語は読めません。ましてや話すなんて。

Çok kötü bir sporcu olan oğluma şöyle sordum

息子は運動選手としては 酷いものです

Şöyle ki bu ufaklıklar istediklerinde çok hızlı olabiliyorlar.

ただ こいつは かなり動きが速い

Sonra şöyle dedi: “Bunu yaparız, Hamdi, sorun değil.

「それはいいです やりますけど

Şu andaki kitap şöyle diyor: Şirketler siyasete bulaşmamalı.

現在の戦術論は 企業は政治から 距離を置けと言っています

Amerikan yazar Mark Twain en iyi şekliyle şöyle söyledi,

アメリカの作家マーク・トウェインの 最高の言葉です

Evi şöyle dursun, onun araba almaya bile gücü yetmez.

彼は自動車を買う余裕はない。まして家は買えない。

Bir başarısızlık olmak şöyle dursun o büyük bir başarıydı.

それは、失敗どころか、大成功でした。

Kendi kendine şöyle dedi: Bu operasyon başarıyla sonuçlanacak mı?

- この手術は成功するかしら、と彼は思った。
- 「この作戦はうまくいくだろうか」彼はひとりごちた。

İşte o anda zihnimde bir şimşek çaktı ve şöyle düşündüm:

頭の中の電球が閃いた この瞬間 私はこう思いました

- Hostes şöyle böyle Fransızca konuşabilir.
- Hostes çat pat Fransızca konuşabiliyor.

そのスチュワーデスは多少フランス語が話せる。

Şöyle ki bunlardan çok enerji alabilmem için avuç avuç toplamam gerekiyor.

でも エネルギーを得るには かなりの量を集めなきゃ

Ve yıllardır meslektaşlarım ve ben şöyle sorulara cevap vermek zorunda kalıyoruz:

そして長年 我々ビートボクサーは こんな質問に答え続けています

Yeni bir tane şöyle dursun, kullanılmış bir arabayı almaya gücüm yetmez.

- 私は中古車を買う余裕がない、まして新車は買えない。
- 私には中古車も買えない。まして、新車を買う余裕などない。

Bir noktada o kadar kötüleşti ki annem yanıma oturdu ve şöyle dedi,

状況があまりにも悪化したので ついに 母が口を開きました

- Araba şöyle dursun, bisiklet almaya bile param yetmiyordu.
- Arabayı geçtim, bisiklet alacak param dahi yoktu.

僕は自転車を買う余裕がなかった。まして車なんて。

"İşemek zorundayım." "Jonny, söylemek için bu doğru bir yol değil. Şöyle söyle, 'Affedersiniz. Tuvalete gitmem gerekiyor.'"

「おしっこしたい」「ジョニー、そうじゃないだろ。『すみません。お手洗いにいきたいんですが』と言いなさい」