Translation of "Kayıp" in Japanese

0.044 sec.

Examples of using "Kayıp" in a sentence and their japanese translations:

Kayıp yavru.

‎はぐれた子供だ

Bagajım kayıp.

- 私の荷物が見つからないんです。
- 私の荷物が見当たらないの。

- Valizlerimden biri kayıp.
- Çantalarımdan biri kayıp.

バッグが一つ見あたらない。

Örneğin, maddi kayıp:

一つは 経済的な損失です

Kayıp mı oldunuz?

- 道に迷っているんですか。
- あなたは道に迷って困りましたか??
- 道に迷ったんですか。

Bir çatal kayıp.

フォークがありません。

Tom'un anahtarları kayıp.

トムの鍵が見当たらない。

Kayıp dolar nerede?

無くなった1ドルはどこへ行ったのでしょう。

Arabamı kayıp buldum.

私の車が消えていた。

Benim elmalar kayıp.

私のリンゴはもうなくなってしまいました。

Tom kayıp mı?

トムは行方不明なの?

Kayıp cüzdanını arıyor.

彼女はなくなった財布を探している。

Kayıp bisikleti buldum.

僕は失くした自転車を見つけた。

Kayıp eşya bürosu nerede?

- 遺失物取扱所はどこですか。
- 遺失物係はどこですか。

Kayıp bir bıçak var.

ナイフがない。

Gemi'ye " Kayıp Gemi " denilmektedir.

その船は「ロストシップ」と呼ばれている。

Oğlan kayıp anahtarı arıyordu.

その少年は無くした鍵を探していた。

Polisler kayıp çocuğu aradılar.

- 警察は行方不明の少年を捜した。
- その警官はいなくなった少年を捜した。

Üç kişi hâlâ kayıp.

3人が依然行方不明です。

O, kayıp olarak addedildi.

彼は行方不明になったと思われた。

Kayıp 100 dolara ulaştı.

損失は合計100ドルになった。

Kayıp kitabımı kim buldu?

誰が私の紛失した本を見つけてくれたのですか。

Ben kayıp cüzdanımı buldum.

なくしていた財布を見つけた。

Kayıp 2,000,000 dolara ulaştı.

損失は200万円にのぼった。

Kayıp topu parkta buldum.

私は公園でなくしたボールを見つけた。

Polis kayıp çocuğu aradı.

- 警察官は行方不明の子供を捜した。
- 警察はその行方不明の子供を捜した。

Kayıp 1,000,000 dolara ulaştı.

損害は100万ドルにのぼる。

Kolyenin kayıp parçasını buldum.

あなたが失くしていたネックレスの一部を見つけました。

Aman Tanrım! Pasaportum kayıp!

なんて事だ! パスポートが見当たらない!

Kayıp kedi henüz bulunmadı.

いなくなった猫はまだ見つかってない。

Sana kayıp yüzüğünü bulacağım.

あなたのために紛失した指輪を探してあげましょう。

Kayıp gençliğim için ağlıyorum.

もう若くないと思うと悲しいです。

Cüzdanım ve pasaportum kayıp.

財布とパスポートがなくなっています。

Kayıp için ona pes etmemelisin.

- 彼が死んだものと諦めてはいけない。
- 君は彼が死んだものとあきらめた方がよい。

Kayıp çocuk için ormanı aradık.

- 我々は行方不明の子を求めて森の中を探した。
- 迷子の子供のために、私たちは森を探してあげた。

Kurtarma ekibi kayıp yolcuları aradı.

レスキュー隊は行方不明の乗客を捜査した。

Kayıp gelecek ay telafi edilmeli.

来月は、損失を取り返さねばならない。

Onlar onu kayıp kabul ettiler.

彼らは死んだものだとあきらめた。

Keşke kayıp zamanı telafi edebilsem.

- 遅れを取り戻す事ができればよいのに。
- 遅れを取り戻せればなあ。

Kayıp anahtar için odayı aradı.

彼はなくした鍵を捜して部屋を調べた。

Kayıp on milyon dolara varıyor.

損害は総計1千万ドルになる。

Fırtınadan dolayı kayıp çocuğu arayamadık.

嵐のため行方不明の子供の捜索ができなかった。

Kayıp bir köpeği kim buldu?

誰が迷子の犬を見つけたのですか。

Selden sonra üç kişi kayıp.

洪水で3人の人が行方不明だ。

5,000,000 yen kayıp tahmin etti.

彼は損害を500万円と見積もった。

Tom ne kadar süredir kayıp?

トムが見当たらなくなってどれくらい経つの?

Para kayıp zamanı telafi edemez.

失った時間を金で埋め合わせることはできない。

Kayıp bir milyon doları buluyor.

損害は百万ドルにのぼる。

Şans eseri kayıp kamerasını buldu.

彼は偶然になくしたカメラを見つけた。

Onların hepsi kayıp çocuğu aradı.

彼らはみんなで迷子を探した。

Bütün gün kayıp kedisini aradı.

彼は一日中行方不明の猫を探した。

Bildiğim kadarıyla o hâlâ kayıp.

私の知る限りでは彼女は依然行方不明です。

Köylüler kayıp çocuğu aramaya gittiler.

村人たちは迷子を捜しに出た。

Fırtına, kayıp çocuğu aramamızı engelledi.

嵐のため行方不明の子供の捜索ができなかった。

Kayıp çocuk giysilerinden tespit edildi.

行方不明だった少年は服で身元が確認された。

Sonunda kayıp cüzdanımı bulmayı başardım.

私はなくした財布をとうとう見つけることができた。

Ve bu, ormanda büyük bir kayıp.

ジャングルでは― 大問題(だいもんだい)だ

Bir kayıp verdiyseniz veya travma yaşadıysanız,

何かを失ったり トラウマを経験すると

Yeni aşk ve yeni kayıp olasılıklarına.

自分を解き放つように 勧めてくれました

Ancak bu kayıp buzul havzasından gelen

しかしながら 氷河の帯水層から

En yakın kayıp eşya bürosu nerede?

一番近い遺失物取扱所はどこですか。

Kayıp çocuk iki gün sonra bulundu.

その行方不明だった子は2日後に見つかった。

O, kayıp çocuğunu aramak için gitti.

彼女は迷子になった自分の子供を捜しに行った。

Ahıra girerken kayıp bir bisiklet buldu.

納屋に入るやいなや、彼はなくなった自転車を見つけた。

Üçüncü çeyrek gelirlerinde bir kayıp öngörülüyordu.

第3四半期は収入減が見込まれている。

Adımına dikkat et, yoksa kayıp düşeceksin.

足元に気をつけなさい。さもないと滑って転びますよ。

Bill kayıp için suçlamayı kabul etti.

ビルが損害に対し責めを負った。

Kayıp prensin hikayesi bir kurgu idi.

行方不明になった王子の話というのは作り話だった。

Bu fırsatın kayıp gitmesine izin verme!

この機会を逃すんじゃない。

Aniden cüzdanının kayıp olduğunu fark etti.

サイフがないのにふと気がついた。

Tom kayıp bir kişinin raporunu dosyaladı.

トムは行方不明者の報告書をファイルした。

Bavulumun kayıp olduğunu bulmak için uyandım.

目が覚めてみたら、スーツケースがなくなっていた。

- Kayıp zamanı telafi etmek için çok çalışmalıyım.
- Kayıp zamanı telafi etmek için çok çalışmam gerekiyor.

私は遅れを取り戻すために一生懸命勉強しなくてはならない。

Kayıp zamanı telafi etmek için çok çalışıyoruz.

無駄にした時間を埋め合わせるようにがんばって働いています。

Kayıp zamanı telafi etmek için çok çalışmalıyım.

私は失った時間を補うために一生懸命に仕事をしなければいけない。

Kayıp olan çocuk giysileri ile tespit edildi.

行方不明だった少年は服で身元が確認された。

Bizim kayıp köpek yavrusunu aradık fakat boşuna.

私たちはいなくなった子犬を捜したが無駄だった。

Kayıp bir köpek dün bizim çevreye girdi.

道に迷った犬が昨日私たちの近所に迷い込んできた。

Kayıp zamanı telafi etmek için acele ettim.

私は遅れた時間を埋め合わせようと急いだ。

Kayıp çocukla ilgili bir iz var mı?

行方不明の子供の足跡はありますか。

Korkarım ki kayıp bir milyon dolar tutacaktır.

損害額は1億ドルになるだろう。

O kayıp çocuğa ne olduğunu merak ediyorum.

あの迷子の子供はどうなったのかしら。

Sahibinin uzun süredir aradığı kayıp kediyi buldum.

私はその飼い主がずっと捜していた迷子の猫を見つけた。

O, kayıp kız hıçkırıklar arasında adını söyledi.

- その迷子の女の子は泣きじゃくりながら名前を言った。
- めそめそ泣きながら、その迷子の女の子は自分の名前を言った。

Tüm bu buzun ve karın üzerinden kayıp geçmeliyim.

雪と氷の上をすべっていく

Birinci görevimiz enkazı bulmak ve kayıp kargoyu kurtarmak.

任務は飛行機を捜し― 荷物を見つけること

Biz kayıp kişileri bulmak için elimizden geleni yaptık.

行方不明者を探そうと、できるだけの努力をした。

Kayıp zamanı telafi etmek için daha sıkı çalışmalısın.

あなたは遅れを取り戻すために、もっと一生懸命に働かなければならない。

O, kayıp zamanı telafi etmek için acele etti.

彼は失った時間を取り戻そうと急いだ。

Mümkün olduğunca çok çalışarak kayıp zamanı telafi edeceğim.

出来るだけ一生懸命勉強することによって失った時間を取り返します。

Bizim için kayıp zamanı telafi etmenin mümkün olmadığını düşünüyorum.

遅れを取り戻すのは無理だと思う。

Tren yerine bir uçağa binerek kayıp zamanı telafi edebilirsin.

列車の代わりに飛行機に乗ることによって失った時間を埋め合わすことができる。

- Buzlu kaldırımda kayıp düştüm.
- Buzlu kaldırımda kaydım ve düştüm.

凍ってる歩道で滑って転んだんだよ。

Yamada ve benim aramdaki kazanç-kayıp kaydı elli ellidir.

山田君との対戦成績は5分5分だ。

Polis kızın kayıp köpeğinin bir çırpıştırma resmini yapmasını istedi.

警察官はその少女に、いなくなった犬の大まかな絵を描くように求めた。

Kayıp olan balıkçı teknesi güvenli bir şekilde limana döndü.

行方不明だった漁船が無事帰港した。

Pilot paraşütle güvenli şekilde indi, ama enkaz hâlâ kayıp hâlde.

操縦士は脱出したが 飛行機が見つからない

Sırbistan'daki savaş zaten masraflı. Her iki tarafta 200.000 kayıp var.

セルビアとオーストリアは それぞれ既に20万の損害を出していた

Onun ölüm haberiyle ağladı. "Fransa için ve benim için ne büyük bir kayıp".

彼の死の知らせに泣きました。 「フランスにとって、そして私にとって、なんという損失でしょう」。