Translation of "Öğretmenin" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Öğretmenin" in a sentence and their japanese translations:

Öğretmenin kimdir?

君たちの先生はだれですか。

Öğretmenin nasihatını dinlemeliyiz.

その先生の忠告を聞くべきです。

İngilizce öğretmenin kim?

君達の英語の先生はだれですか。

Öğretmenin etrafında toplandık.

私達は先生の前に集まった。

Öğretmenin söyleyeceklerinden korkuyorum.

僕は先生が何と言うか恐い。

- Mary öğretmenin sorusunu yanıtlıyor.
- Mary öğretmenin sorusuna cevap veriyor.
- Mary öğretmenin sorusunu cevaplıyor.

メアリーは、先生の質問に答えています。

O, bir öğretmenin gözdesi.

彼女は先生のご贔屓だ。

O senin öğretmenin mi?

彼があなたの先生ですか。

Öğretmenin tarafından azarlandın mı?

あなたは先生にしかられましたか。

Aynı zamanda bunları okulda öğretmenin

学校でこういった事を教えていると

Öğretmenin adı Bay Grey idi.

先生の名前はグレイ先生でした。

Öğretmenin caddeyi yürüyerek geçtiğini gördüm.

先生が通りを横切るのが見えた。

Öğretmenin tarafından azarlanman sürpriz değil.

君が先生に叱られるのも当たり前だ。

Öğretmenin hasta olduğu ortaya çıktı.

その先生は病人だということが分かった。

Öğretmenin şakasına gülmekten kendimi alamadım.

先生の冗談に笑わずにいられなかった。

Öğretmenin etrafında bir daire oluşturduk.

私たちは先生のまわりに輪になって集まった。

Jim öğretmenin yanılabileceğini öne sürdü.

ジムは先生が間違っているのではないかとそれとなく言った。

Bir krizde öğretmenin ile temas kurmalısın.

危険な時には先生と連絡を取りなさい。

Öğrenci öğretmenin onu izlemesine çok kızdı.

その生徒は、教師に見られていたのでとても緊張した。

O her zaman öğretmenin hatasını buluyor.

彼はいつも先生の悪口ばかり言っている。

Öğretmenin söylediği Mary'yi daha çok çalıştırdı.

先生の話に励まされてメアリーはさらに勉強した。

Tom senin gitar öğretmenin, değil mi?

トムは君のギターの先生だよね?

O, öğretmenin söylediklerine fazla dikkat etmez.

彼は先生の言うことをあまりよく聞かない。

Öğretmenin yapmayı sürdürdüğü eski şakalardan bıktık.

我々は教授のお決まりの冗談には飽き飽きしている。

Öğretmenin söylediklerine daha fazla dikkat etmelisin.

- 先生のおっしゃることをもっと注意して聞くべきだ。
- あなたは先生のおっしゃることをもっとよく注意して聞くべきだ。

Öğretmenin söylediği şey, Mary'ye soğuk terler döktürdü.

先生の言葉でメアリーは冷や汗をかいた。

Bir öğretmenin aylığı bir avukatınkinden daha düşüktür.

教師の給料は弁護士よりも低い。

Öğretmenin öğrenciler üzerinde büyük bir etkisi var.

その先生は生徒に対して大きな影響力を持っている。

İki öğretmenin de eşit sayıda öğrencisi vardı.

- その2人の先生には等しい数の生徒がいた。
- その二人の先生は、同じ数の生徒を受け持っていた。

Öğretmenin söylediği her kelimeyi not etmeye çalıştı.

彼女は先生の言う言葉をすべて書き留めようとした。

Öğretmenin söylediği her şeyi not almaya çalıştı.

彼は先生のいうことをすべて書き付けようとした。

Öğretmenin İngilizce olarak bir mektup yazmasını istedim.

私は先生に英語で手紙を書いてもらいたかった。

Öğrenciler öğretmenin onlara verdiği tüm bilgiyi öğrendi.

生徒たちは教師の与える知識をすべて吸収した。

Öğretmenin bana kızgın olup olmadığı umurumda değil.

先生に怒られたってへっちゃらだい。

Bir öğretmenin maaşı bir avukatın maaşından azdır.

教師の給料は弁護士よりも低い。

Onun öğretmenin tavsiyesini görmezden gelme cesareti vardı.

彼は厚かましくも先生の助言を無視した。

Öğretmenin söylediği Mary'yi daha çok çalışmaya teşvik etti.

先生の話に励まされてメアリーはさらに勉強した。

Eğer öğretmenin söylediklerini dikkatli dinleseydin, büyük ihtimalle anlayabilirdin.

もう少し、先生が言っていることに集中して聞いていれば、理解できると思うよ。

Öğretmenin konuşması, Mary'nin daha sıkı çalışması için gayrete getirir.

先生の話に励まされてメアリーはさらに勉強した。

O öğretmenin sınavının kritik noktaları emin olarak tahmin ettin.

うまくあの先生のやまを当てたわね。

Kozue öğretmenin dersinin, donuk, sıkıcı ve sonsuz olduğunu düşündü.

こずえは先生の授業はつまらなくて退屈で永遠に続くように感じた。

Iııı. Öğretmenin sorusuna nasıl cevap vereceğime dair fikrim yok.

ウー、先生の質問は難しくて分からないんだよな。

Çok sayıda misafir vardı-onlardan çoğu bizim öğretmenin sınıf arkadaşları ve arkadaşlarıydı.

お客様がたくさんいます。その中で先生のクラスメートと友達が多いです。

- Geçen yıl Bayan Kato senin öğretmenin miydi?
- Geçen sene Bayan Kato senin öğretmenin miydi?
- Geçen yıl Bayan Kato sizin öğretmeniniz miydi?
- Geçen sene Bayan Kato sizin öğretmeniniz miydi?

加藤先生は去年あなたの先生でしたか。

Öğretmenin ev ödevini zamanında yapmadığı için Tom'un özrünü kabul etmesi çok zayıf bir olasılıktır.

期限までに宿題を終わらせなかったトムの言い訳を先生が真に受けるとは到底思えない。