Translation of "Yaşına" in Italian

0.010 sec.

Examples of using "Yaşına" in a sentence and their italian translations:

17 yaşına geldiğimde

Quando compii 17 anni

Yaşına göre davran.

Comportati coerentemente con la tua età.

Muiriel yirmi yaşına girdi.

Muiriel ha compiuto vent'anni.

Bugün dört yaşına giriyorsun.

- Oggi compi quattro anni.
- Oggi compie quattro anni.
- Oggi compiete quattro anni.

Bugün, on yaşına giriyoruz.

Oggi compiamo dieci anni.

Tom 13 yaşına girdi.

Tom ha compiuto tredici anni.

O kırk yaşına geldi.

- È arrivato all'età di quarant'anni.
- Lui è arrivato all'età di quarant'anni.
- Arrivò all'età di quarant'anni.
- Lui arrivò all'età di quarant'anni.

Yaşına göre genç gösteriyorsun.

Sembri più giovane per la tua età.

Onun giysileri yaşına uymadı.

I suoi vestiti non s'accordavano con la sua età.

Altı yaşına kadar Osaka'da yaşadım.

Ho vissuto a Osaka fino ai sei anni.

Tom yaşına göre iyi yaptı.

Tom si comportò bene tenendo conto della sua età.

Annem yaşına göre genç görünüyor.

Mia madre sembra giovane per la sua età.

Öğretmenimiz yaşına göre genç görünüyor.

La nostra insegnante sembra giovane per la sua età.

O, yaşına göre iyi görünüyor.

- Ha un buon aspetto per la sua età.
- Lei ha un buon aspetto per la sua età.

Tom yaşına göre çok aktif.

Tom è molto attivo per la sua età.

Bugün oğlum dört yaşına giriyor.

Oggi mio figlio compie quattro anni.

Benim oğlum yaşına göre küçük.

Mio figlio è piccolo per la sua età.

Ben sadece otuz yaşına girdim.

- Ho appena compiuto trent'anni.
- Io ho appena compiuto trent'anni.

Geçen hafta otuz yaşına girdim.

- Ho compiuto trent'anni la settimana scorsa.
- Io ho compiuto trent'anni la settimana scorsa.

Tom yaşına göre çok olgun.

Tom è molto maturo per la sua età.

Tom on üç yaşına giriyor.

Tom sta diventando un tredicenne.

Tom yaşına göre iyi görünüyor.

Tom ha un bell'aspetto per la sua età.

O, yaşına göre genç görünüyor.

- Sembra giovane per la sua età.
- Lui sembra giovane per la sua età.

Tom sadece otuz yaşına girdi.

Tom ha appena compiuto trent'anni.

O, 90 yaşına kadar yaşadı.

- Visse fino all'età di 90 anni.
- Ha vissuto fino all'età di 90 anni.

O, seksen yaşına kadar yaşadı.

- Visse fino a ottanta anni.
- Lui visse fino a ottant'anni.
- Visse fino a ottant'anni.
- Ha vissuto fino a ottant'anni.
- Lui ha vissuto fino a ottant'anni.

Tom yaşına göre kısa boyludur.

Tom è piccolo per la sua età.

Mary yaşına göre biraz küçük.

Mary è un po' piccola per la sua età.

- Sadece üç yaşına girmiş bir oğlum var.
- Üç yaşına girmiş bir oğlum var.

- Ho un figlio che ha appena compiuto tre anni.
- Io ho un figlio che ha appena compiuto tre anni.

Büyükannem doksan beş yaşına kadar yaşadı.

Mia nonna ha vissuto fino a 95 anni.

Yaşına göre iyi bir sağduyusu var.

- Ha buon giudizio per la sua età.
- Lui ha buon giudizio per la sua età.

Ben on yaşına kadar yatağı ıslatırdım.

- Bagnavo il letto fino a quando ho avuto dieci anni.
- Io bagnavo il letto fino a quando ho avuto dieci anni.

Büyükbabası yaşına göre hâlâ oldukça sağlıklı.

Suo nonno è ancora molto in salute per la sua età.

Dedem doksan dokuz yaşına kadar yaşadı.

Mio nonno ha vissuto fino all'età di novantanove anni.

Tom'un, yaşına göre fiziği oldukça düzgün.

Tom è piuttosto in forma per la sua età.

Marafon gelecek yıl yüz yaşına girecek.

- Marafon compierà cento anni l'anno prossimo.
- Marafon compierà cent'anni l'anno prossimo.

Tom'un annesi 103 yaşına kadar yaşadı.

La madre di Tom ha vissuto fino all'età di 103 anni.

Tom otuz yaşına yakın, değil mi?

Tom è vicino ai trent'anni, vero?

- Az sayıda kişi yüz yaşına kadar yaşar.
- Çok az kişi yüz yaşına kadar yaşıyor.

- Poche persone vivono fino a cent'anni.
- Poca gente vive fino a cent'anni.
- Poche persone vivono fino a cento anni.

Veya yaşına uygun bir işte çalışsın istiyoruz.

o un lavoro adatto all'età nel 2030.

Az sayıda kişi doksan yaşına kadar yaşar.

- Poche persone vivono fino a novant'anni.
- Poca gente vive fino a novant'anni.

60 yaşına geldiğimde işten emekli olmayı umuyorum.

Spero di andare in pensione dal lavoro quando avrò 60 anni.

Ben onun doksan yaşına kadar yaşayacağına eminim.

Sono sicuro che vivrà fino a novant'anni.

Kız yeğenim yaşına göre çekici ve olgundur.

Mia nipote è attraente e matura per la sua età.

Her ay, 10 milyon genç çalışma yaşına geliyor.

Ogni mese, 10 milioni di giovani raggiunge l'eta lavorativa.

Çok az sayıda insan 100 yaşına kadar yaşar.

Pochissime persone vivono fino all'età di cent'anni.

- Tom yaklaşık otuz yaşında.
- Tom otuz yaşına yakın.

Tom è sulla trentina.

Genç yaşına rağmen çok iyi bir iş yaptı.

Nonostante la sua giovane età, ha fatto davvero un buon lavoro.

Daha yeni üç yaşına giren bir oğlumuz var.

- Abbiamo un figlio che ha appena compiuto tre anni.
- Noi abbiamo un figlio che ha appena compiuto tre anni.

Gerçekten çok genç ama yaşına göre çok tecrübeli.

È davvero molto giovane ma è parecchio esperto per l'età che ha.

Kanada'da, 20 yaşına kadar içki içmenize izin verilmez.

In Canada non è permesso bere fino ai 20 anni d'età.

Tom Noelden üç gün önce 30 yaşına basıyor.

Tom compie trent'anni tre giorni prima di Natale.

100 yaşına kadar yaşarsam 2103'te de hayatta olacağım.

Se riuscirò ad arrivare a 100 anni, sarò viva nel 2103.

O, yirmi yaşına kadar beş kez evlenme teklifi aldı.

Ha ricevuto cinque proposte di matrimonio prima di compiere vent'anni.

O on iki yaşında. O yaşına göre uzun boylu.

- Ha dodici anni. È alto per la sua età.
- Lui ha dodici anni. È alto per la sua età.

Çalışan bir adama yaşına göre değil maharetine göre ödeme yapılmalı.

Un uomo che lavora dovrebbe essere pagato in base alle sue capacità, non alla sua età.

O yirmi yaşına girmesine rağmen, o kızlarla sohbet etmek için hala çok çekinden.

- Anche se ha compiuto vent'anni, è ancora troppo timido per chiacchierare con le ragazze.
- Anche se ha compiuto vent'anni, lui è ancora troppo timido per chiacchierare con le ragazze.

- Bugün benim doğum günüm. 18 yaşına bastım.
- Bugün benim doğum günüm. 18 yaşıma girdim bile.
- Bugün benim doğum günüm. On sekiz yaşıma girdim bile.
- Bugün doğum günüm. On sekiz yaşıma bastım bile.

Oggi è il mio compleanno. Ho già diciotto anni.