Translation of "Kaldığı" in Italian

0.013 sec.

Examples of using "Kaldığı" in a sentence and their italian translations:

Tom geç kaldığı için kovuldu.

Tom è stato licenziato per essere in ritardo.

O geç kaldığı için kızdım.

- Ero arrabbiato perché era in ritardo.
- Ero arrabbiata perché era in ritardo.

Tom hayatta kaldığı için şanslı.

Tom è fortunato ad essere sopravvissuto.

Geç kaldığı için ondan özür diledi.

- Si è scusato per il suo ritardo.
- Lui si è scusato per il suo ritardo.
- Si scusò per il suo ritardo.
- Lui si scusò per il suo ritardo.

Çok geç kaldığı için ona kızdım.

- Ero molto infastidito da lui per essere così in ritardo.
- Io ero molto infastidito da lui per essere così in ritardo.
- Ero molto infastidita da lui per essere così in ritardo.
- Io ero molto infastidita da lui per essere così in ritardo.

Tom geç kaldığı için özür diledi.

- Tom si è scusato per essere in ritardo.
- Tom si scusò per essere in ritardo.

Otobüs geç kaldığı için, taksiye bindim.

- Dato che l'autobus era in ritardo, ho preso un taxi.
- Dato che l'autobus era in ritardo, presi un taxi.

Dodong geç kaldığı için Mario gidiyor.

Mario se ne va perché Dodong è in ritardo.

Sözlerin yetersiz kaldığı durumlarda müzik konuşur.

Laddove le parole non bastano, la musica parla.

Tom, Boston'da kaldığı sırada hayatını kaybetti.

Tom morì mentre era a Boston.

Tom geç kaldığı için bize özür diledi.

- Tom si è scusato con noi per essere in ritardo.
- Tom si scusò con noi per essere in ritardo.

Tarım endüstrisinin bugün karşı karşıya kaldığı bir sorun.

ci sono le sfide dell'agricoltura odierna.

İnsanların evde yerimi doldurmak zorunda kaldığı zamanlar oldu

C'erano volte in cui le persone dovevano fare il lavoro per me a casa,

Tom neden geç kaldığı hakkında bir şey söylemedi.

Tom non disse nulla sul perché era in ritardo.

Bunda ne kadar ışık kaldığı konusunda endişeliyim. Hayır, olamaz.

Temo che sia rimasta poca luce.

Tom her zaman geç kaldığı için bir üne sahiptir.

Tom ha la reputazione di essere sempre in ritardo.

- Geç kaldığı için bir bahane buldu.
- Gecikmesine bir bahane uydurdu.

- Ha inventato una scusa per essere in ritardo.
- Lui ha inventato una scusa per essere in ritardo.
- Inventò una scusa per essere in ritardo.
- Lui inventò una scusa per essere in ritardo.

- Kısa bir moladan sonra işine kaldığı yerden devam etti.
- Kısa bir moladan sonra çalışmasına devam etti.

- Continuò il suo lavoro dopo una breve pausa.
- Lui continuò il suo lavoro dopo una breve pausa.