Translation of "Denize" in Hungarian

Atlantis denize battı.

Atlantisz elsüllyedt a tengerbe.

Yarın denize açılacağız.

Holnap vitorlázunk.

Onları denize atın.

Dobd ki a vízbe!

Burası denize yakın.

Ez a hely közel van a tengerhez.

Evi denize yakın.

A háza közel van a tengerhez.

Tom denize indi.

Tom a tengerre szállt le.

Şehrin ışıkları denize taşıyor...

A város fényei a tengerig érnek...

O, denize gitmek istedi.

A tengerhez akart menni.

O, denize çıplak daldı.

Meztelenül beugrott a tengerbe.

O, mavi denize ulaştı.

Elérte a kéklő tengert.

Şu göl denize benziyor.

Tenger hatását kelti ez a tó.

Gemimiz uygun rüzgarla denize açıldı.

Hajónk kedvező széllel haladt.

O, yüzünü denize doğru döndü.

A tenger felé fordult.

- Bu tekne artık denize dayanıklı değil.
- Bu tekne denize açılabilir durumda değil artık.

- Ez a hajó már kiöregedett.
- Ez a hajó már alkalmatlan további utakra.

Denize ulaşan yavruların üçte birini kapacaklar.

A tengerig eljutott bébiteknősök egyharmadát felfalják a cápák.

Nehir yavaş yavaş denize doğru akar.

A folyó lassan a tenger felé folyik.

Nasıl denize açılacağını sana kim öğretti.

- Ki tanított vitorlázni?
- Ki tanított meg téged vitorlázni?

Tornado kentten geçti ve denize yöneldi.

Tornádó haladt végig a városon és elindult a tenger felé.

Denize gitmek için hava hâlâ soğuk.

Túl hideg van még, hogy a tengerhez menjünk.

Biz onun arabasına bindik ve denize gittik.

Beszálltunk az autójába és elmentünk a tengerhez.

Senin gemin dördü çeyrek geçe denize açılır.

A hajód negyed ötkor fut ki.

Ben çocukken, yüzmek için hep denize gittim.

Amikor még gyerek voltam, mindig lementem a tengerre úszni.

Denize gitmek için henüz hava çok soğuk.

Túl hideg van még, hogy a tengerhez menjünk.

Denize yakın yerde büyüdü fakat yüzmekten nefret eder.

A tenger közelében nőtt fel, mégis utál úszni.

- Deniz kıyısında yaşadığım için sık sık plaja giderim.
- Evim denize yakın olduğu için sık sık sahile inerim.

A tenger közelében élek, így gyakran járok a tengerpartra.