Translation of "Ulaştı" in Portuguese

0.007 sec.

Examples of using "Ulaştı" in a sentence and their portuguese translations:

- Tom hedeflerine ulaştı.
- Tom amaçlarına ulaştı.

Tom conquistou seus objetivos.

O, hedeflerine ulaştı.

Ela atingiu seus objetivos.

Taksi geç ulaştı.

- O táxi chegou atrasado.
- O táxi atrasado chegou.
- O táxi chegou tarde.

O güvenle ulaştı.

Ele chegou são e salvo.

Onlar hedefine ulaştı.

- Eles atingiram seus objetivos.
- Eles alcançaram o seu objetivo.
- Eles atingiram seu objetivo.
- Eles alcançaram o objetivo deles.
- Elas alcançaram o objetivo delas.
- Elas alcançaram o seu objetivo.

O hedefine ulaştı.

- Ele atingiu seu objetivo.
- Ele alcançou seu objetivo.

O amacına ulaştı.

- Ele atingiu seu objetivo.
- Ele alcançou seu objetivo.

O, amacına ulaştı.

- Ele atingiu seu objetivo.
- Ele alcançou seu objetivo.

Heyecan doruk noktasına ulaştı.

A emoção chegou ao seu auge.

Başarısına çok çalışarak ulaştı.

Ela alcançou o seu sucesso com trabalho duro.

O, general rütbesine ulaştı.

Ele alcançou a patente de general.

Kâşifler nihayet hedefine ulaştı.

Os exploradores finalmente atingiram o seu objetivo.

Yürüyüşçü dağın zirvesine ulaştı.

O escalador chegou ao topo da montanha.

- Zararları bir milyon yene ulaştı.
- Onların kaybı bir milyon yene ulaştı.

As suas perdas chegaram a um milhão de ienes.

Kış, Şili'nin güneyindeki Patagonya'nın dağlarına ulaştı.

O inverno chegou às montanhas da Patagónia, no sul do Chile.

21 nisanda, paskalyada, Cabral Brezilya'ya ulaştı.

Na páscoa, em 21 de abril, Cabral descobriu o Brasil.

O, çalışması sayesinde sonsuz üne ulaştı

Ela ganhou fama eterna por seu trabalho.

George, Amerika'ya seyahat etme hedefine ulaştı.

George realizou seu sonho de viajar à América.

Bazıları neredeyse üçlü Koalisyon hükümdarlarına kadar ulaştı.

quase chegou aos três monarcas da Coalizão.

Everest Dağı'nın zirvesine ilk olarak kim ulaştı?

Quem escalou o Everest pela primeira vez?

Tom yağmur yağmaya başlamadan önce eve ulaştı.

Tom chegou em casa pouco antes de começar a chover.

Fadıl ve Leyla'nın sorunları geri dönülmez noktaya ulaştı.

- Os problemas de Fadil e Layla chegaram a um ponto de sem-retorno.
- Os problemas de Fadıl e Layla chegaram ao ponto de se tornar insolúveis.

Bugün Meksika'da 11 milyona kadar ulaştı düz dünyaya inananlar

Hoje no México alcançou 11 milhões de fiéis no mundo plano

Çelik üretimi geçen yıl tahmini olarak 100 milyon tona ulaştı.

Calcula-se que a produção de aço, no ano passado, tenha atingido 100 milhões de toneladas.

- Bu sabah çok erken vardı.
- Bu sabah çok erken ulaştı.

Ele chegou muito cedo esta manhã.

Hava rüzgarlı olmasa bile, dışarıdayken daha az parçacık tişörtüne ulaştı.

Apesar de não estar ventando, muito menos partículas chegaram na camiseta dele no lugar aberto.