Translation of "şişman" in Hungarian

0.007 sec.

Examples of using "şişman" in a sentence and their hungarian translations:

- Şişman değilsin.
- Şişman değilsiniz.

- Te nem vagy kövér.
- Nem vagy kövér.
- Nem vagy dagadt.

Şişman görünüyorsun.

Kövérnek tűnsz.

Şişman değilim!

- Én nem vagyok kövér!
- Nem vagyok kövér!
- Nem is vagyok kövér!

Kadın şişman.

A nő kövér.

Tom şişman.

- Tomi dagadt.
- Tomi dagi.
- Tomi hájas.

Çocuklarımız şişman.

A gyerekeink kövérek.

Şişman değilim.

Nem vagyok elhízva.

Şişman değilsin.

Te nem vagy kövér.

Şişman mısın?

Kövér vagy?

Laurie şişman mı?

Laurie dundi?

Şişman görünüyor muyum?

Kövérnek nézek ki?

Ben şişman değilim.

- Nem vagyok kövér.
- Nem vagyok elhízott.

Şişman olduğumu düşünüyorum.

- Szerintem kövér vagyok.
- Kövérnek tartom magam.

Tom şişman değildi.

Tom nem volt kövér.

O, şişman değildir.

Nem is kövér.

Tom kesinlikle şişman.

Tom határozottan kövér.

O birazcık şişman.

Kicsit kövér.

Tom çok şişman.

- Tomi igen kövér.
- Nagyon dagadt Tomi.

Sen şişman değilsin.

Nem vagy kövér.

Tom şişman değil.

Tom nem kövér.

Senin kedin şişman.

Dagadt a macskád.

Tom şişman değildir.

Tom nem kövér.

Köpeğin çok şişman.

Igencsak túlsúlyos a kutyád.

Ben şişman değilim!

Én nem vagyok kövér!

- Benim şişman olduğumu düşünüyor musunuz?
- Sizce ben şişman mıyım?

- Úgy gondolod, hogy kövér vagyok?
- Úgy gondolja, hogy kövér vagyok?
- Úgy gondoljátok, hogy kövér vagyok?

Tom şişman bir adam.

Tom kövér ember.

- Kadın şişman.
- Kadın şişmandır.

- A nő kövér.
- Az a nő duci.

- Tom şişman.
- Tom şişmandır.

Tom kövér.

Şişman olduğumu düşünüyor musun?

Szerinted én túlsúlyos vagyok?

Onu son gördüğümden daha şişman.

- Jobban el van hízva, mint amikor utoljára láttam őt.
- Jobban elhízott, mióta nem láttam.

Çok daha şişman olacağını düşündüm.

Azt hittem, sokkal kövérebb leszel.

Annem bana şişman olduğumu söyledi.

Azt mondta az anyukám, hogy kövér vagyok.

Tom tanıdığım en şişman kişi.

Tom a legkövérebb ember, akit ismerek.

Tom benim kadar şişman değil.

Tom nem olyan dagadt, mint én.

Şişman kadın bir maymun tutuyordu.

A molett hölgy egy majmot tartott a karjai közt.

Şişman tavuklar birkaç yumurta yumurtlarlar.

A kövér kotló keveset tojik.

Bunun içinde şişman görünüyor muyum?

Ebben kövérnek látszom?

Komşum güzel şişman bir kadın.

A szomszédasszony egy kedves, duci hölgy.

Ben eskisi kadar şişman değilim.

Nem vagyok olyan kövér már, mint amilyen voltam.

Şu adam zayıf ama karısı şişman.

Az a férfi egy gebe, de a felesége egy tehén.

Tom Mary'nin çok şişman olduğunu söyledi.

Tom azt mondta, hogy Mary nagyon kövér.

Mary şişman olmasına rağmen oldukça güzel.

Még ha el is van hízva Mari, mégis meglehetősen helyes.

Tom çok şişman olduğunun söylenilmesinden bıktı.

Tominak már elege van abból, hogy mindig azt mondják neki, túl kövér.

John hızlı koşamayacak kadar çok şişman.

John túl kövér ahhoz, hogy gyorsan fusson.

Bakıp da çok kahve tenli, çok şişman,

Olyanoknak, akiket túl barnának, túl kövérnek, túl szegénynek,

Şişman olmak benim için ciddi bir sorundur.

Komoly gond ez nekem, hogy el vagyok hízva.

Bütün şişman insanların diyet yapması gerektiğini düşünüyorum.

Szerintem minden kövér embernek diétáznia kéne.

Bu elbise senin şişman görünmene sebep oluyor.

Az a ruha kövérít téged.

Tom o kadar şişman ki neredeyse yürüyemiyor.

Tom olyan kövér, hogy alig bír gyalogolni.

O kadın şişman değil, o bir bebek sahibi olacak.

Az a nő nem kövér, gyereke lesz.

- Sence şişmanım, değil mi?
- Şişman olduğumu düşünüyorsun, değil mi?

Szerinted kövér vagyok, igaz?

Okuldaki bütün çocuklar şişman olduğum için benimle alay ettiler.

Az iskolában az összes gyerek kicsúfolt, mert kövér voltam.

Tom bana Mary'nin görünüşünü tanımladığında, onun çok şişman olduğu gerçeğini atladı.

Amikor Tomi leírta nekem Mari külsőjét, megfeledkezett arról a tényről, hogy nagyon-nagyon hájas.

Zeynep çok şişman. Günde beş öğün yer. Zeynep'in ağırlığı 100 kilogramdır.

Zainab nagyon kövér. Ötször étkezik egy nap. Száz kilogrammot nyom.

Tom o kadar şişman ki bir uçakta iki koltuğa ihtiyacı var.

Tomi olyan dagadt, hogy két széken fér csak el a repülőn.