Translation of "Yapmayacak" in German

0.012 sec.

Examples of using "Yapmayacak" in a sentence and their german translations:

Onu yapmayacak.

- Er wird es nicht schaffen.
- Es wird ihm nicht gelingen.
- Er schafft das nicht.

Tom bunu yapmayacak.

Tom wird es nicht tun.

O onu yapmayacak.

Sie wird es nicht schaffen.

O bunu yapmayacak.

Er wird es nicht schaffen.

Tom onu yapmayacak.

Tom wird es nicht schaffen.

Kimse bunu yapmayacak.

Das wird keiner tun.

Onu yapmayacak mıyız?

Werden wir das nicht tun?

Bunu yapmayacak mısın?

Willst du es nicht tun?

O bunu asla yapmayacak.

Sie wird es nie schaffen.

O onu asla yapmayacak.

Er wird es nie schaffen.

Tom onu asla yapmayacak.

Tom wird das nie machen.

Tom bunu asla yapmayacak.

Tom wird es niemals schaffen.

Tom onu zamanında yapmayacak.

Tom wird es nicht mehr rechtzeitig schaffen.

Onu hiç kimse yapmayacak.

Niemand wird das tun.

Tom artık bunu yapmayacak.

Tom wird das nicht mehr tun.

Tom onu bugün yapmayacak.

Tom wird das heute nicht tun.

- Tom onu yapmayacak.
- Tom bunu yapmayacak.
- Tom onu yapıyor olmayacak.

Tom wird es nicht tun.

Matematik öğretmenimiz yarın sınav yapmayacak.

Unser Mathematiklehrer lässt uns morgen keinen Test schreiben.

Tom onu yapmayacak, değil mi?

Tom wird das nicht tun, oder?

Tom asla onu tekrar yapmayacak.

Tom wird das nie wieder tun.

Bence Tom bugün bunu yapmayacak.

Ich denke, Tom wird das heute nicht tun.

Tom onu Mary için yapmayacak.

Tom wird das nicht für Maria tun.

Tom onu bir daha yapmayacak.

Tom wird das nicht noch einmal machen.

Tom asla onu zamanında yapmayacak.

Tom wird es nie rechtzeitig schaffen.

Tom aptalca bir şey yapmayacak.

Tom wird nichts Verrücktes tun.

Sarhoş olmak işleri daha iyi yapmayacak.

Sich zu betrinken hilft auch nicht.

O söylediği için onu yapmayacak mısın?

Würdest du es nicht machen, weil er es sagt?

O böyle bir şey yapmayacak kadar zekidir.

Er ist klug genug, nichts Derartiges zu tun.

Tom bu hafta sonu bizimle kamp yapmayacak.

Tom fährt an diesem Wochenende nicht mit uns zelten.

Tom bunu yapacak mı yoksa yapmayacak mı?

Wird Tom das machen oder nicht?

O kadar aptalca bir şey yapmayacak kadar çok zekidir.

Er ist zu klug, um eine derartige Dummheit zu begehen.

Tom böyle bir şey yapmayacak kadar aklı başında biri.

Tom ist klug genug, nichts Derartiges zu tun.