Translation of "Mıyız" in German

0.006 sec.

Examples of using "Mıyız" in a sentence and their german translations:

Hazır mıyız?

- Sind wir fertig?
- Sind wir dann durch?
- War es das?

Başlamalı mıyız?

Sollen wir anfangen?

Yalnız mıyız?

- Sind wir allein?
- Sind wir unter uns?

Kazanacak mıyız?

Werden wir gewinnen?

Zamanında varacak mıyız?

Werden wir pünktlich ankommen?

Tom'u aramalı mıyız?

Sollten wir Tom anrufen?

Sadece arkadaş mıyız?

Sind wir nur Freunde?

Gitmek zorunda mıyız?

Müssen wir gehen?

Biz arkadaş mıyız?

Sind wir Freunde?

Evrende yalnız mıyız?

- Sind wir allein im Weltall?
- Sind wir allein im Universum?

Onlara saldıracak mıyız?

Sie müssen nicht mehr sagen.

Hepimiz burada mıyız?

Sind wir alle hier?

Zamanında varır mıyız?

Werden wir pünktlich ankommen?

Henüz hazır mıyız?

Sind wir schon fertig?

Zili çalmalı mıyız?

Sollen wir klingeln?

Biz yayında mıyız?

Sind wir auf Sendung?

Doğru yolda mıyız?

Sind wir auf dem richtigen Weg?

Hepimiz hazır mıyız?

- Sind wir alle fertig?
- Sind wir alle so weit?

Onu yapmayacak mıyız?

Werden wir das nicht tun?

Onu yapacak mıyız?

Werden wir das tun?

Biz zamanında varacak mıyız?

Kommen wir pünktlich an?

Otobüse binmek zorunda mıyız?

Müssen wir mit dem Bus fahren?

Yakında gidiyor olmalı mıyız?

Sollten wir uns nicht bald auf den Weg machen?

Tom'u işten kovamaz mıyız?

- Können wir Tom nicht rausschmeißen?
- Können wir Tom nicht feuern?

Bunun için hazır mıyız?

Sind wir bereit dafür?

Yakında orada olacak mıyız?

Sind wir bald da?

Sadece arkadaş olamaz mıyız?

Können wir nicht einfach Freunde sein?

Biz sadece arkadaş mıyız?

Wir sind nur Freunde?

Oraya gitmek zorunda mıyız?

Müssen wir dorthin gehen?

Biz iyi olacak mıyız?

Werden wir okay sein?

Hepimiz gözlem altında mıyız?

Stehen wir alle unter Überwachung?

- Endişelenelim mi?
- Kaygılanmalı mıyız?

Sollten wir uns Sorgen machen?

Burada güvenli olacak mıyız?

Sind wir hier in Sicherheit?

Bir bardak boşaltacak mıyız?

Gehen wir einen trinken?

Biz Tom'a sormamalı mıyız?

Sollten wir nicht Tom fragen?

Ortak noktada buluşmayacak mıyız?

- Willst du mir nicht entgegenkommen?
- Wollen Sie mir nicht entgegenkommen?

Gerçekten 2015 yılında mıyız?

Sind wir wirklich im Jahr 2015?

Bunu izlemek zorunda mıyız?

Müssen wir uns das ansehen?

Biz hoparlörlü telefonda mıyız?

Sind wir auf Lautsprecher?

Biz yalnızca arkadaş mıyız?

Wir sind nur Freunde?

Konsere zamanında varacak mıyız?

Werden wir rechtzeitig zum Konzert kommen?

Şimdi gitmek zorunda mıyız?

Müssen wir jetzt gehen?

Fransızca okumak zorunda mıyız?

Müssen wir Französisch lernen?

Boston'a gitmek zorunda mıyız?

Müssen wir nach Boston gehen?

Gitmek için hazır mıyız?

Können wir jetzt gehen?

Atlayacak mıyız? Yoksa inecek miyiz?

Springen wir oder seilen wir uns ab?

Manyak mıyız neyiz bilmiyorum ama

Ich weiß aber nicht was wir verrückt sind

şimdi ise iddialara inanacak mıyız?

Werden wir den Behauptungen jetzt glauben?

Bayım, mürekkeple yazmak zorunda mıyız?

Mein Herr, müssen wir mit Tinte schreiben?

Şimdi bu konuda konuşamaz mıyız?

Können wir nicht jetzt gleich darüber reden?

Sadece yazı tura atamaz mıyız?

Können wir nicht einfach eine Münze werfen?

Biz kedimizi kısırlaştırmak zorunda mıyız?

Müssen wir unseren Kater kastrieren lassen?

Gerçekten onu yapmak zorunda mıyız?

Müssen wir das wirklich tun?

Tom'a yardım etmek zorunda mıyız?

Müssen wir Tom helfen?

Bu canavarlara teslim olacak mıyız?

Werden wir uns diesen Monstern ergeben?

Gerçekten oraya gitmek zorunda mıyız?

Müssen wir wirklich da hingehen?

Gerçekten Boston'a gitmek zorunda mıyız?

Müssen wir wirklich nach Boston fahren?

Bir şey ödemek zorunda mıyız?

Müssen wir etwas bezahlen?

Onu olduğu gibi bırakamaz mıyız?

Können wir es nicht so lassen, wie es ist?

Burada onun hakkında konuşamaz mıyız?

Können wir hier nicht davon reden?

Bunu daha sonra konuşamaz mıyız ?

- Können wir nicht später darüber reden?
- Können wir uns nicht später darüber unterhalten?

Biz neredeyse henüz orada mıyız?

Sind wir bald da?

Gerçekten bunu yemek zorunda mıyız?

Müssen wir das wirklich essen?

Eve girmeden önce ayakkabılarımızı çıkarmalı mıyız?

Müssen wir die Schuhe ausziehen, wenn wir das Haus betreten?

Bugün o kararı vermek zorunda mıyız?

Müssen wir diese Entscheidung heute treffen?

Bunu her gün yapmak zorunda mıyız?

Müssen wir das jeden Tag tun?

- Sence kazanacak mıyız?
- Kazanacağımızı düşünüyor musun?

- Glaubst du, dass wir gewinnen?
- Glaubt ihr, dass wir gewinnen?
- Glauben Sie, dass wir gewinnen?

Burada bu konuda konuşmak zorunda mıyız?

Müssen wir ausgerechnet hier darüber sprechen?

Biz insanlar bu sonsuz evrende yalnız mıyız?

Sind wir Menschen allein in diesem endlosen Universum?

Gerçekten yemek yerken haber izlemek zorunda mıyız?

Müssen wir wirklich beim Essen Nachrichten gucken?

Yoksa yeni iddialar ortaya atabilmek için çalışacak mıyız?

oder werden wir daran arbeiten, neue Ansprüche geltend zu machen?

"Bu ne dükkanı?" "İçeri girip bir göz atmalı mıyız?" "Tamam."

„Was ist das hier wohl für ein Laden?“ – „Wollen wir mal rein?“ – „Ja!“

- Biz henüz orada mıyız?
- Henüz orada değil miyiz?
- Daha gelmedik mi?

Sind wir bald da?

- Bu gece yemeğe dışarı çıkacak mıyız?
- Bu gece dışarıda mı yemek yiyeceğiz?

- Gehen wir heute Abend auswärts essen?
- Gehen wir heute Abend zum Essen aus?