Translation of "Taksi" in German

0.008 sec.

Examples of using "Taksi" in a sentence and their german translations:

Taksi geldi.

- Das Taxi ist da.
- Das Taxi ist gekommen.

Otele taksi tut.

- Nehmen Sie ein Taxi zum Hotel.
- Nimm ein Taxi zum Hotel!

Bir taksi alacağım.

Ich nehme ein Taxi.

O, taksi bekledi.

Sie wartete auf ein Taxi.

Bir taksi tuttuk.

Wir haben ein Taxi genommen.

Taksi şoförü müsün?

Sind Sie Taxifahrer?

Bir taksi bekliyor.

Ein Taxi wartet.

Bir taksi çağırdım.

- Ich habe ein Taxi gerufen.
- Ich habe ein Taxi herbeigewinkt.
- Ich habe ein Taxi herbeigewunken.

- O bir taksi şoförü.
- O bir taksi sürücüsü.

Sie ist Taxifahrerin.

- O bana bir taksi buldu.
- Bana bir taksi buldu.

Er suchte mir ein Taxi.

taksi sürücülerini işe alırken

und gleichzeitig Taxifahrer einstellen,

Taksi çağırmana gerek yoktu.

Du hättest kein Taxi nehmen brauchen.

Havaalanına taksi ile gittik.

- Ich fuhr mit dem Taxi zum Flughafen.
- Ich bin mit dem Taxi zum Flughafen gefahren.

Size bir taksi çağıracağım.

- Ich werde dir ein Taxi rufen.
- Ich werde euch ein Taxi rufen.
- Ich werde Ihnen ein Taxi rufen.

Taksi iki yolcu aldı.

Das Taxi holte zwei Fahrgäste ab.

Bir taksi bile durmadı.

Kein Taxi hielt an.

O bir taksi şoförü.

Sie ist Taxifahrerin.

Sana bir taksi çağıracağım.

Ich ruf dir ein Taxi.

Otele bir taksi çağır.

Nimm ein Taxi zum Hotel!

Tom bir taksi şoförü.

Tom ist Taxifahrer.

Ben bir taksi bekliyordum.

Ich wartete auf ein Taxi.

Şangay'da taksi ücretleri pahalıdır.

Die Taxipreise in Schanghai sind hoch.

Tom bir taksi tuttu.

Tom nahm sich ein Taxi.

İstasyona taksi ile gittim.

Ich bin mit dem Taxi zum Bahnhof gefahren.

Lütfen bir taksi çağırın.

Rufen Sie bitte ein Taxi!

Hiç müsait taksi yoktu.

Es standen keine Taxis zur Verfügung.

Ben bir taksi şoförüyüm.

- Ich bin Taxifahrer.
- Ich bin Taxifahrerin.

- Sana bir taksi çağırayım mı?
- Sana bir taksi tutayım mı?

Sollte ich dir ein Taxi rufen?

- O, bana bir taksi çağırdı.
- O bana bir taksi çağırdı.
- O benim için bir taksi çağırdı.

Er rief mir ein Taxi.

- Tom Mary için bir taksi çağırdı.
- Tom Mary'ye bir taksi çağırdı.

- Tom rief Mary ein Taxi.
- Tom rief ein Taxi für Mary.
- Tom rief Maria ein Taxi.
- Tom nannte Maria ein Taxi.

Tom bana bir taksi buldu.

Tom suchte mir ein Taxi.

Taksi yoksa yürümek zorunda kalırız.

Wenn keine Taxis da sind, müssen wir laufen.

Taksi şoförünün sola dönmesini istedi.

Er wollte, dass der Taxifahrer links abbiegt.

Ben yalnızca bir taksi şoförüyüm.

Ich bin nur ein Taxifahrer.

Neden bir taksi tutmak istiyorsun?

- Warum willst du mit dem Taxi fahren?
- Warum wollen Sie mit dem Taxi fahren?
- Warum wollt ihr mit dem Taxi fahren?

Ben iyi bir taksi sürücüsüyüm.

Ich bin ein guter Taxifahrer.

Bana bir taksi çağırabilir misiniz?

Könnten Sie mir ein Taxi bestellen?

O bir taksi şoförü mü?

Ist sie Taxifahrerin?

Tom bir taksi şoförü oldu.

Tom wurde Taxifahrer.

Tom bana bir taksi çağırdı.

- Tom rief mir ein Taxi.
- Tom hat mir ein Taxi gerufen.

Tom Mary'ye bir taksi çağırdı.

- Tom rief Maria ein Taxi.
- Tom nannte Maria ein Taxi.

Dün gece bir taksi bulamadım.

Ich konnte gestern Abend kein Taxi finden.

- Bir taksi çevirebilirsin.
- Taksiyle gidebilirsin.

- Du kannst mit dem Taxi fahren.
- Sie können mit dem Taxi fahren.
- Ihr könnt mit dem Taxi fahren.

Jim bana bir taksi çağırdı.

Jim hat mir ein Taxi bestellt.

O bana bir taksi çağırdı.

Er rief mir ein Taxi.

Taksi ücretleri gelecek ay artacak.

Die Taxi-Tarife werden nächsten Monat steigen.

Leyla taksi için para ödedi.

Leyla bezahlte fürs Taxi.

Leyla taksi için ödeme yaptı.

Leyla bezahlte fürs Taxi.

Lütfen bana bir taksi çağır.

Bitte rufen Sie mir ein Taxi.

- Lütfen bana bir taksi çağırır mısınız?
- Bana bir taksi çağırır mısınız, lütfen?

- Rufst du mir bitte ein Taxi?
- Würden Sie mir bitte ein Taxi rufen?

- O benim için bir taksi çağırdı.
- O, benim için bir taksi çağırdı.

Er rief mir ein Taxi.

- O, müzeye gitmek için taksi tuttu.
- O, müzeye gitmek için taksi çevirdi.

- Sie fuhr mit dem Taxi ins Museum.
- Sie nahm das Taxi zum Museum.

- Tom'un taksi tutacak parası yoktu.
- Tom'un bir taksi tutmak için yeterli parası yoktu.

- Tom hatte nicht genug Geld, um mit dem Taxi zu fahren.
- Tom hatte nicht genug Geld für eine Taxifahrt.

Bugün orayı taksi durağına çevirmesi gerekiyordu

er musste es heute in eine Taxistation verwandeln

Lütfen bana bir taksi çağırır mısın?

Würden Sie mir bitte ein Taxi bestellen?

Size bir taksi çağırmamı ister misiniz?

- Möchten Sie, dass ich Ihnen ein Taxi rufe?
- Soll ich dir ein Taxi rufen?

Taksi olmadığı için, yürümek zorunda kaldım.

- Ich musste laufen, weil es keine Taxis gab.
- Weil es keine Taxis gab, musste ich zu Fuß gehen.

Taksi olmadığı için yürümek zorunda kaldım.

Ich musste laufen, weil es keine Taxis gab.

Almanya'da taksi şoförü olarak mı çalıştın?

- Arbeitetest du in Deutschland als Taxifahrer?
- Hast du in Deutschland als Taxifahrer gearbeitet?

Bir taksi çağırmaya hiç gerek yok.

Es ist nicht nötig ein Taxi zu rufen.

Lütfen benim için bir taksi çağır.

Bitte rufen Sie ein Taxi für mich.

Bizi alması için bir taksi çağır.

Ruf ein Taxi, dass es uns abholt.

Tom benim için bir taksi çağırdı.

- Tom rief mir ein Taxi.
- Tom hat mir ein Taxi bestellt.

Aldığım taksi çok eski ve küçüktü.

Das Taxi, in das ich stieg, war ziemlich alt und klein.

Polis kaza için taksi şoförünü suçladı.

Der Polizist machte den Taxifahrer für den Unfall verantwortlich.

Lütfen bu bayana bir taksi çağırın.

- Rufen Sie der Dame bitte ein Taxi.
- Ruf doch bitte der Dame eine Taxe.

Sana bir taksi çağırmamı istiyor musun?

Möchtest du, dass ich dir ein Taxi rufe?

Sen bir taksi şoförü değil misin?

Sind Sie nicht Taxifahrer?

Senin için taksi çağırmayı tercih ederim.

Ich rufe dir lieber ein Taxi.

Tom bir taksi şoförü, değil mi?

Tom ist Taxifahrer, nicht wahr?

Taksi şoförüne daha hızlı sürmesini söyle.

Sage dem Taxifahrer, dass er schneller fahren soll.

Tom, taksi şoförüne sola dönmesini söyledi.

Tom sagte dem Taxifahrer, dass er links abbiegen soll.

Eğer Londra'da bir taksi sürücüsü olmak istiyorsanız

Wenn Sie ein Taxifahrer in London werden wollen,

Aynı zamanda nasıl taksi işimizi hızla geliştirebiliriz?

die sich in der Londoner Innenstadt nicht auskennen?

Tom bir taksi şoförü değil, değil mi?

Tom ist kein Taxifahrer. Stimmt’s?

- Nerede bir taksiye binebilirim?
- Nerede taksi bulabilirim?

Wo kann ich ein Taxi kriegen?

Ben bunun yasadışı bir taksi olduğundan şüpheleniyorum.

Ich habe den Verdacht, dass dieses Taxi illegal ist.

Taksi olmadığı için eve yürümek zorunda kaldım.

Da es kein Taxi gab, musste ich zu Fuß nach Hause gehen.

- Onların babası bir taksi şoförüdür.
- Babaları taksici.

Ihr Vater ist Taxifahrer.

Eğer hiç paramız yoksa taksi şoförüne ödeyemeyiz.

- Wir können den Taxifahrer nicht bezahlen, wenn wir kein Geld haben.
- Wir können den Taxifahrer nicht ohne Geld bezahlen.

Polis taksi şoförünü kazaya sebep olmakla suçladı.

Der Polizist beschuldigte den Taxifahrer, den Unfall verursacht zu haben.

Bana bir taksi çağıracak birine ihtiyacım var.

Ich brauche jemanden, der mir ein Taxi ruft.

O bir taksi durdurmak için elini kaldırdı.

Er hob die Hand, um damit ein Taxi zum Halten zu bringen.

Tom hastaneye gitmek için bir taksi tuttu.

Tom fuhr mit dem Taxi zum Krankenhaus.

Buradan gara giden bir taksi kesinlikle bulunur.

- Am Bahnhof kann man bestimmt ein Taxi bekommen.
- Ich bin so kühn, zu behaupten, dass es am Bahnhof Taxis geben wird.

"Bu korsan taksi mi?" diye ona soruyorum.

„Ist es ein illegales Taxi?“, fragte ich ihn.