Translation of "Sarı" in German

0.009 sec.

Examples of using "Sarı" in a sentence and their german translations:

Yapraklar sarı!

Die Blätter sind gelb.

Çiçekler sarı.

Blumen sind gelb.

Kitap sarı.

Das Buch ist gelb.

- Çiçekler sarı.
- Çiçekler sarıdır.
- Bu çiçekler sarı.

Die Blumen sind gelb.

Zehirli sarı kurbağa.

Ein giftiger Pfeilfrosch.

Tüm toplar sarı.

Alle Bälle sind gelb.

Peynir sarı değildir.

Der Käse ist nicht gelb.

Sarı rengi severim.

Mir gefällt die Farbe Gelb.

Sarı sayfalarda ara!

Such in den gelben Seiten!

Onun rengi sarı.

Seine Farbe ist gelb.

- Bahçedeki tüm çiçekler sarı.
- Bahçedeki bütün çiçekler sarı.

Alle Blumen im Garten sind gelb.

- Sarı yağmurluk giyen kız kim?
- Sarı yağmurluklu kız kim?

Wer ist das Mädchen in dem gelben Regenmantel?

Namık Sarı diyor ki

Namık Sarı sagt

Sarı ve yeşilin tonları

Gelb- und Grüntöne,

Bir sarı gül var.

Da ist eine gelbe Rose.

Ben sarı olanını alacağım.

- Ich würde das gelbe nehmen.
- Ich nehme das Gelbe.
- Ich nehme den Gelben.
- Ich nehme die Gelbe.

- Onlar sarı.
- Onlar korkak.

Sie sind gelb.

O, sarı evde yaşıyor.

Er lebt in dem gelben Haus.

Bu sarı bir gül.

Dies ist eine gelbe Rose.

Onun sarı saçı var.

Sie hat blonde Haare.

Büronun kapısı sarı renklidir.

Die Bürotür ist gelb.

Toplardan hiçbiri sarı değil.

Keiner der Bälle ist gelb.

O, sarı evde yaşar.

Er lebt in dem gelben Haus.

Sarı süt sürahisi nerede?

Wo ist der gelbe Milchkrug?

O tebeşir sarı değildir.

Diese Kreide ist nicht gelb.

Benim sarı saçım var.

Ich habe blondes Haar.

Bu elma sarı mı?

Ist dieser Apfel gelb?

Oğlan sarı çiçekleri topluyor.

Der Junge pflückt gelbe Blumen.

Ben sarı renkten hoşlanırım.

Mir gefällt die Farbe Gelb.

- Peynir sarı.
- Peynir sarıdır.

Der Käse ist gelb.

Ben sarı kazağımı seviyorum.

Ich liebe meinen gelben Pullover.

- Çiçekler sarı.
- Çiçekler sarıdır.

- Blumen sind gelb.
- Die Blumen sind gelb.

Bahçe sarı çiçeklerle doluydu.

- Der Garten war voller gelber Blumen.
- Der Garten war voll mit gelben Blumen.

Saçları sarı, gözleri mavi.

Sie hat blonde Haare und blaue Augen.

Kırmızı, yeşil ve sarı olabiliyorlar.

Es gibt rote, grüne und gelbe.

Kız saçına sarı kurdeleler takmıştı.

Das Mädchen trug gelbe Schleifen im Haar.

Orada sarı bir gül var.

Da ist eine gelbe Rose.

Sarı sayfalara bir göz at.

Such in den gelben Seiten!

Sarı sayfalarda reklam yapar mısın?

Hast du eine Anzeige in den Gelben Seiten?

Sarı bir tane de var.

- Es gibt auch einen gelben.
- Es gibt auch eine gelbe.
- Es gibt auch ein gelbes.

Mary sarı bir elbise giyiyor.

Maria trägt ein gelbes Kleid.

Mavi boyayı sarı boyayla karıştır.

Misch die blaue mit der gelben Farbe!

Tüm şehir sarı toz kaplıydı.

Die ganze Stadt war mit gelbem Staub bedeckt.

Mary, sarı elbiseyi giyen kız.

Maria ist das Mädchen in dem gelben Kleid.

Bu sarı kazağı niçin denemiyorsun?

Warum probierst du diesen gelben Pulli nicht mal an?

Bahçe güzel sarı çiçeklerle doluydu.

Der Garten war voller schöner gelber Blumen.

O, şu sarı evde yaşıyor.

Er lebt in dem gelben Haus.

Lidia'nın sarı düz saçları var.

Lidia hat glatte blonde Haare.

Bu kuş bir sarı kuyruksallayan.

Dieser Vogel ist eine Bachstelze.

Tom'un gür, sarı saçları var.

Tom hat dichtes blondes Haar.

Genelde kullandığım havlu sarı renklidir.

Das Handtuch, das ich üblicherweise benutze, ist gelb.

Bu mavi şey sarı değil.

Dieses blaue Ding ist nicht gelb.

Kız saçına sarı bir kurdele takıyordu.

Das Mädchen trug eine gelbe Schleife im Haar.

Onun uzun sarı saçları rüzgârda uçuştu.

Ihre langen blonden Haare wehten im Wind.

Bu çiçek sarı ve diğerleri mavi.

Diese Blume ist gelb und die anderen sind blau.

- Ofisin kapısı sarıdır.
- Büronun kapısı sarı.

Die Bürotür ist gelb.

Sarı saç ve mavi gözleri var.

Er hat blondes Haar und blaue Augen.

Hayatımda sarı bir denizaltı hiç görmedim.

Bis jetzt habe ich nie ein gelbes U-Boot gesehen.

Tom'un sarı bir spor arabası var.

- Tom besitzt einen gelben Sportwagen.
- Tom hat einen gelben Sportwagen.

Sarı elbiseyle hangi oje uygun gider?

Welcher Nagellack passt zum gelben Kleid?

Elmalar genellikle yeşil, sarı veya kırmızıdır.

Äpfel sind gewöhnlich grün, gelb oder rot.

Onun sarı bir spor arabası var.

Er besitzt einen gelben Sportwagen.

Mary sarı bir spor arabaya sahip.

Maria besitzt einen gelben Sportwagen.

Onun mavi gözleri ve sarı saçı var.

Er hat blaue Augen und blondes Haar.

Annem erkek kardeşime sarı bir şemsiye aldı.

Meine Mutter hat meinem Bruder einen gelben Schirm gekauft.

Contador, Fransa Bisiklet Turunda sarı mayoyu kazandı.

- Contador hat bei der Tour de France das gelbe Trikot gewonnen.
- Der Contador gewann das gelbe Trikot in der Tour de France.

Sarı kağıdı kesmek için o makası kullanacağım.

Ich werde diese Schere benutzen, um das gelbe Papier zu schneiden.

Barbie'nin sarı saçı ve mavi gözleri var.

Barbie hat blondes Haar und blaue Augen.

Güneş'e bir yıldız olarak sarı cüce denir.

Die Sonne ist als Stern ein sogenannter Gelber Zwerg.

Karaçalının üzerindeki çiçeği gördünüz mü? Sarı olan kısmı?

Siehst die kleinen Blüte am Ginster, diese gelben Dinger?

İşte gece şehirde avlanan sarı renkte bir fırsatçı.

Dieser schamlose Herumtreiber, geht nachts in der Stadt auf die Jagd.

Sarı sandalyenin üzerinde uyuyan bir siyah kedi var.

Es ist eine schwarze Katze, die auf dem gelben Stuhl schläft.

Annem küçük erkek kardeşime sarı bir şemsiye aldı.

Meine Mutter hat meinem kleinen Bruder einen gelben Regenschirm gekauft.

Tom birkaç yıl önce neredeyse sarı hummadan ölüyordu.

Tom wäre vor ein paar Jahren beinahe an Gelbfieber gestorben.

Bizim yeşil, mavi ve sarı renkli çizmelerimiz var.

Wir haben die Stiefel in Grün, Blau und Gelb.

Mary'nin uzun sarı saçları ve mavi gözleri var.

Maria hat langes, blondes Haar und blaue Augen.

Tom'un uzun sarı saçları ve mavi gözleri var.

Tom hat lange, blonde Haare und blaue Augen.

Senin dişlerinin hepsi sarı. Onları daha iyi temizlemen gerekir.

Deine Zähne sind ganz gelb. Du musst sie besser putzen!

İsveç'teki herkesin sarı saçları ve mavi gözleri mi var?

Hat jeder in Schweden blonde Haare und blaue Augen?

Bu çirkin sarı bana senin yatak çarşafı rengini hatırlatıyor.

Dieses hässliche Gelb erinnert mich an die Farbe deines Betttuchs.

Normal olarak yemediğim masadaki tek şey sarı tabaktaki şeydir.

Das Einzige auf dem Tisch, das ich normalerweise nicht essen würde, ist das Zeug auf dem gelben Teller.

Mary sarı saçları ve mavi gözleriyle güzel bir kızdır.

Maria ist ein schönes Mädchen mit blonden Haaren und blauen Augen.

Bazı zehirli sarı kurbağalar bir insanı öldürecek kadar zehir barındırır.

Einige Pfeilfrösche haben genug Gift, um einen Menschen zu töten.

Anna'nın kestane kahvesi saçı var fakat Magdalena'nın sarı saçı var.

- Anna hat kastanienbraunes Haar; Magdalena aber hat blondes Haar.
- Anna hat kastanienbraunes Haar; Magdalena aber ist blond.

Bir sürü çiçeğim var. Bazıları kırmızı ve bazıları da sarı.

Ich habe viele Blumen. Einige sind rot und einige gelb.

Yangın musluğunun önünde park etmiş sarı bir okul otobüsü vardı.

Vor dem Hydranten parkte ein gelber Schulbus.

Tom bir kullanılmış araba satıcısı bulmak için sarı sayfalara baktı.

Tom suchte in den Gelben Seiten nach einem Gebrauchtwagenhändler.

Birçok çiçek var. Biri kırmızı, bir başkası beyaz ve kalanları sarı.

Es gibt mehrere Blumen. Eine ist rot, eine andere weiß und die anderen gelb.

Yürüyen merdivene binerken lütfen tırabzanı tut ve sarı çizginin içinde dur.

Halten Sie sich beim Fahren mit der Rolltreppe bitte am Handlauf fest, und stehen Sie innerhalb der gelben Umrandung.

- Tom'un sarı saçları ve yeşil gözleri var.
- Tom sarışın ve yeşil gözlü.

Tom hat blondes Haar und grüne Augen.