Translation of "Müzeye" in German

Biz müzeye gittik.

- Wir sind ins Museum gegangen.
- Wir gingen ins Museum.

Biz müzeye gitmekten hoşlanırız.

Wir gehen gerne ins Museum.

Müzeye giriş otuz dolardır.

Der Eintritt für das Museum kostet dreißig Dollar.

O, müzeye taksiyle gitti.

Sie fuhr mit dem Taxi ins Museum.

- Bu otobüs seni müzeye götürecek.
- Bu otobüs sizi müzeye götürecek.

Dieser Bus bringt dich zum Museum.

Böyle müzeye götürdüğünüzde anlatırsınız da

wenn Sie es ins Museum bringen

Onlar müzeye otobüsle gittiler mi?

- Fuhren sie mit dem Bus zum Museum?
- Sind sie mit dem Bus zum Museum gefahren?

O araba bir müzeye ait.

Das Auto gehört ins Museum.

O, pazar günleri müzeye giderdi.

Sie ist sonntags immer ins Museum gegangen.

Tom müzeye üç tablo bağışladı.

Tom spendete dem Museum drei Bilder.

Bu yol seni müzeye götürecek.

Diese Straße führt Sie zum Museum.

Bu otobüs müzeye gider mi?

Fährt dieser Bus zum Museum?

Tom, Mary ile müzeye gitti.

Tom ging mit Maria zum Museum.

- O, müzeye gitmek için taksi tuttu.
- O, müzeye gitmek için taksi çevirdi.

- Sie fuhr mit dem Taxi ins Museum.
- Sie nahm das Taxi zum Museum.

Tom müzeye bir sürü para bağışladı.

Tom hat viel Geld zum Museum beigetragen.

Kız bana müzeye giden yolu gösterecek kadar nazikti.

Das Mädchen war so freundlich, mir den Weg zum Museum zu zeigen.

Biz on dakikalık bir yürüyüşten sonra müzeye geldik.

Wir erreichten das Museum nach zehn Minuten Fußweg.

Ziyaretçiler müzeye girmek için uzun bir kuyrukta beklediler.

Die Besucher warteten in einer langen Schlange, um in das Museum zu kommen.

Biz on dakikalık bir yürüyüşten sonra müzeye vardık.

Wir erreichten das Museum nach zehn Minuten Fußweg.

Hem babam hem de ben ilk defa müzeye gittik.

Sowohl mein Vater als auch ich haben das Museum zum ersten Mal besucht.

Müzeye gitmek için nehre doğru yürü ve oraya geldiğinde sağa dön.

Um zum Museum zu gelangen, gehen Sie in Richtung Fluss. Wenn Sie dort ankommen, biegen Sie rechts ab.

Tom'un ebeveynleri olmadan müzeye girmesine izin verilmeyeceğinin farkında olmamasının pek mümkün olmadığını düşünüyorum.

Ich halte es für höchst unwahrscheinlich, dass es Tom nicht klar war, dass er das Museum ohne seine Eltern nicht würde betreten dürfen.