Translation of "Korkusu" in German

Onun korkusu yok.

Er fürchtet sich nicht.

Kedilerin su korkusu vardır.

Katzen sind wasserscheu.

Rab korkusu bilgeliğin başlangıcıdır.

Die Furcht vor dem Herrn ist der Beginn der Weisheit.

Tom'un sahne korkusu var.

Tom bekam Lampenfieber.

Demokrat olmak korkusu olmamak demektir.

Demokrat sein heißt, keine Angst haben.

Onun korkusu neredeyse onu çılgına çevirdi.

Die Angst machte sie fast wild.

Tom Allah korkusu taşıyan bir adam.

Tom ist ein gottesfürchtiger Mann.

Başarısızlık korkusu dünyadaki en yaygın korkulardan biridir.

- Die Angst zu scheitern ist eine der am weitesten verbreiten Ängste der Welt.
- Die Versagensangst ist einer der Ängste, die in der Welt am weitesten verbreitet sind.

O eski kocasıyla karşılaşma korkusu yüzünden toplantıya katılmadı.

Sie nahm an der Versammlung nicht teil, weil sie Angst davor hatte, ihrem Exmann zu begegnen.

- Tom aviofobiden muzdarip.
- Tom uçma korkusundan muzdarip.
- Tom uçuş korkusundan muzdarip.
- Tom uçak korkusundan muzdarip.
- Tom uçak korkusu çekiyor.
- Tom uçağa binme korkusu çekiyor.

Tom hat Flugangst.

Neden örümcek korkusu için Wikipedia sayfasının altında büyük bir örümceğin bir resmi var?

- Warum befindet sich am Ende des Wikipedia-Artikels über Arachnophobie das Bild einer großen Spinne?
- Warum befindet sich am Ende des Wikipedia-Artikels über Spinnenangst das Bild einer großen Spinne?

Onlar yiyecek veya içecek olmadan ve bir tek evle karşılaşmadan, büyük bir ormanın içinde iki gün seyahat etmeye gittiler ve her gece onlar ormanda olan vahşi hayvanların korkusu ile ağaçlara tırmanmak zorunda kaldılar.

Zwei Tage reisten sie nun, ohne Speis und Trank und ohne an einem einzigen Haus vorbeizukommen, durch einen großen Wald, und jede Nacht mussten sie aus Furcht vor den wilden Tieren, die in dem Walde hausten, in die Bäume hinaufklettern.