Translation of "Adam" in Dutch

0.010 sec.

Examples of using "Adam" in a sentence and their dutch translations:

- Adam yaşlıdır.
- Adam ihtiyar.

De man is oud.

Adam kızardı.

De man bloosde.

Adam haklı.

De man heeft gelijk.

Adam çıplak.

De man is naakt.

Adam gençtir.

De man is jong.

Adam yaşlıdır.

De man is oud.

- Bu adam kim?
- Bu adam kimdir?

- Wie is deze man?
- Wie is die man?

- Ne âlem adam!
- Ne komik adam!

Wat een komische man!

- Adam ekmek yiyor.
- Adam ekmek yemekte.

De man eet brood.

- Zaten bir adam.
- O zaten bir adam.

Hij is al een man.

Adam: Evet, harika.

Man: Geweldig.

Adam Smith haklıydı.

Adam Smith had gelijk.

Adam mektubu yazmıyor.

De man schrijft geen brief.

Yaşlı adam oturdu.

De oude man ging zitten.

Adam ayağa kalktı.

De man stond op.

Adam cinayet işledi.

De man heeft een moord gepleegd.

Adam bana baktı.

De man keek me aan.

Adam kanserden öldü.

De man stierf aan kanker.

Bu adam kimdir?

- Wie is deze kerel?
- Wie is deze vent?

Bu adam kim?

- Wie is deze kerel?
- Wie is deze vent?

Bu adam harika.

Deze jongen is geweldig.

Ne komik adam!

Wat een komische man!

Adam garip davranıyordu.

De man gedroeg zich vreemd.

Şu adam tehlikeli.

Die man is gevaarlijk.

Beş adam gördüm.

Ik zag vijf mannen.

O adam ölü.

Deze man is dood.

Zaten bir adam.

Hij is al een man.

O adam ikiyüzlü.

- Die kerel spreekt met twee monden.
- Die kerel is dubbelhartig.

Bu adam yakışıklı.

Die man is knap.

Adam uzun boyludur.

De man is groot.

Oradaki adam kim?

Wie is die vent daar?

Yaşlı adam oturuyor.

De oude man zit.

Adam ekmek yiyor.

De man eet brood.

O adam güçlü.

De man is sterk.

O adam kim?

- Wie is die kerel?
- Wie is die vent?

Adam su içiyor.

De man drinkt water.

Şu adam yakışıklı.

Die man is knap.

Adam Moskova'yı görüyor.

De man bezoekt Moskou.

Adam ekmek yedi.

De man at brood.

Adam bir dâhi.

De man is een genie.

Kardan adam yapalım.

Laten we een sneeuwpop maken.

Adam kitap okuyor.

- De man leest een boek.
- De man is een boek aan het lezen.

- Evleneceği adam astronot.
- Onun evleneceği adam bir astronot.

De man met wie ze gaat trouwen is een astronaut.

- Yaşlı adam tek başına yaşıyor.
- Yaşlı adam yalnız yaşıyor.
- Yaşlı adam kendi başına yaşamaktadır.

De oude man leeft alleen.

- İslam adam öldürmek değildir.
- İslam'ın adam öldürmeyle ilgisi yoktur.

De islam gaat niet over het doden van mensen.

Sakin ol, genç adam.

Niet zo vlug, jonge vriend.

Yaşlı adam üzgün görünüyor.

- De oude man lijkt bedroefd.
- De oude ziet er triestig uit.

Yaşlı adam yere düştü.

De oude man viel op de grond.

Yaşlı adam akıllı görünüyordu.

De oude man zag er wijs uit.

Yaşlı adam tepede durdu.

De oude man stond op de heuvel.

Yaşlı adam kanserden öldü.

De oude man stierf aan kanker.

Adam alçak sesle konuştu.

De man sprak met een lage stem.

Adam tam bir yabancıydı.

De man was een volslagen vreemde.

Fırıncı iyi bir adam.

De bakker is een goede mens.

O adam kaçırmakla suçlanıyor.

Hij wordt beschuldigd van ontvoering.

O cesur bir adam.

Hij is een dappere man.

Yaşlı adam yapayalnız oturdu.

De oude man zat helemaal alleen.

Şurada duran adam kim?

Wie is die man die daar staat?

Tom şişman bir adam.

- Tom is een dikke man.
- Tom is een dikzak.

O, arabası çalınan adam.

Dat is de man wiens auto's gestolen zijn.

Bu adam bana ait.

Ik bezit deze man.

O adam tamamen deli.

Die vent ziet ze vliegen!

Konuştuğum adam İngilizce öğretmenimdir.

De man waar ik mee aan het praten was is mijn leerkracht Engels.

Tepede öldürülen adam kimdi?

Wie was de man die op de heuvel werd gedood?

O adam bir asker.

Die man is een soldaat.

Yaşlı adam çok nazik.

De oude man is heel vriendelijk.

O adam tamamen deli!

- Die vent is helemaal gestoord!
- Die kerel is knettergek!
- Die gozer is compleet geschift!
- Die vent is helemaal kierewiet!
- Die kerel is compleet getikt!
- Er zit een schroefje los bij die vent!

Bir adam çalışmak zorundadır.

Een mens moet werken.

Adam kadın için çalışıyor.

Hij werkt voor haar.

Yaşlı adam etkileyici görünüyordu.

De oude man zag er indrukwekkend uit.

Yaşlı adam yalnız yaşıyor.

De oude man leeft alleen.

Tom yakışıklı bir adam.

Tom is een knappe vent.

O şanslı bir adam.

- Hij is een geluksvogel.
- Hij boft maar.

O adam bir polistir.

De man is politieagent.

Bir kardan adam yaptım.

- Ik heb een sneeuwman gemaakt.
- Ik heb een sneeuwpop gemaakt.

Tom güçlü bir adam.

Tom is een machtig man.

İki adam birbirini suçladı.

De twee mannen beschuldigden elkaar.

Piyano çalan adam Tom'dur.

De man aan de piano is Tom.

Oradaki şu adam kim?

Wie is die man daar?

Adam flütü göle attı.

- De man gooide zijn fluit in het meer.
- De man wierp zijn fluit in het meer.

O sadece bir adam.

Hij is maar een man.