Translation of "Adam" in Arabic

0.010 sec.

Examples of using "Adam" in a sentence and their arabic translations:

Adam ölüyordu.

كان الرجل يحتضر.

Kovalamış adam.

لقد طارده الرجل.

- Bu adam kim?
- Bu adam kimdir?

من ذاك الرجل؟

Bu adam söylemiş.

هذا الرجل قالها.

Adam: Evet, harika.

الرجل: آه، عظيم.

Adam Smith haklıydı.

آدم سميث كان على حق

Köşeyi dönen adam

رجل يدور الزاوية

100 numaralı adam

الرجل رقم 100

Yani yarasa adam

حتى رجل الخفافيش

Adam diyor ki

يقول الرجل

Üç adam vardı.

كان هنالك ثلاثة رجال.

Beş adam gördüm.

رأيت خمسة رجال.

Bu adam doktordur.

هذا الرجل طبيبٌ.

Adam ne söylüyor?

ماذا يقول الرجل؟

Adam ekmek yiyor.

هذا الرجل يأكل الخبز.

- Adam bütün umudunu yitirmişti.
- Adam bütün ümidini kaybetmişti.

فقد الرجل الأمل كلياً.

Tıpkı babam gibi karakterimin adam gibi adam olmasını istiyordum.

حسنًا، علمت أنني أردت شخصيتي أن تكون شخصية رجل حقيقي كما كان والدي.

- Şu yaşlı adam da kim?
- Şu yaşlı adam kimdir?

من هو هذا المُسن؟

Bu adam Arthur Ashe'ti.

اسمهُ (آرثر آش)

Buradaki adam bir dalgıç.

هذا الرجل غواص مياه عميقة.

Neredeyse hep Adam Sandler'dır.

لقد كان في أغلب الأوقات آدم ساندلير.

Gelelim gülen adam filmine

دعنا نأتي إلى فيلم الرجل الضاحك

Antik Adam demiş ki

قال الرجل القديم

Bu adam bir dahiydi

كان هذا الرجل عبقريًا

Piyano çalan adam kim?

- من يعزف على البيانو؟
- من ذلك الرجل الذي يعزف على البيانو؟

Yaşlı adam yere düştü.

وقع الرجل العجوز على الأرض.

Yaşlı adam başarımızı öngördü.

تنبأ ذاك الشيخ بفوزنا.

Adam alçak sesle konuştu.

- تكلم الرجل بصوت خافت.
- تحدث الرجل بصوت منخفض.

Adam aniden yere düştü.

سقط الرجل على الأرض.

Adam kızı bileğinden yakaladı.

أمسك الرجلُ الفتاةَ من معصمها.

Adam benim cüzdanımı soydu.

سرق الرجل حقيبة يدي.

Bu adam bir sanatçı!

هذا الشخص فنان.

Peter dürüst bir adam

بيتر هو رجلاً صادقاً.

Yaşlı adam çok nazik.

الرجل العجوز لطيف للغاية.

Yaşlı adam açlıktan ölüyordu.

جاع الرجل العجوز حتى الموت.

Tom şanslı bir adam.

توم رجل محظوظ

Tom güzel bir adam.

توم رجل لطيف .

O sadece bir adam.

هو فقط رجل.

Orada duran adam Tom'dur.

من يقف هناك هو توم.

Adam polisi görünce kaçtı.

هرب الرجل بعد أن رأى الشرطي.

O komik bir adam.

هو رجل مضحك.

Adam kediyi besliyor mu?

هل يغذى الرجل القط؟

Bu adam çok cömert.

هذا الرجل كريم

Peki bu adam kim?

من هذا الشّخص إذا؟

Düşündüm, ''Bir kovboydan daha adam gibi adam ne olabilir ki?''

فقلت لنفسي، "ما الأكثر رجولة من راعي البقر؟"

Çoğu genç adam için bu,

لكثير من الشباب؛

Daha iyi bir adam oldum,

لقد أصبحت رجلًا أفضل،

Bu nazik ve anlayışlı adam

وهذا الرجل اللطيف والحنون

Kovboy kostümlü o vahşi adam...

ذاك الرجل المتوحش صاحب السراويل...

Kimsenin adam yerine koymaması yüzünden

لأنه لا أحد يحل محل الرجل

Peki bu adam neden sevilmiyor

فلماذا لا يحب هذا الرجل

Bir anda bu adam televizyonda

فجأة ظهر هذا الرجل على شاشة التلفزيون

İnsanların dalga geçtiği adam olarak

كرجل يسخر منه الناس

Yaşlı adam tek başına yaşadı.

عاش الرجل العجوز وحده.

Yaşlı adam benimle Fransızca konuştu.

تحدث إليّ الرجل العجوز بالفرنسية.

Adam bir kaplan maskesi taktı.

لبس الرجل قناع نمر.

Genç adam kızı boğulmaktan kurtardı.

أنقذ الشاب الفتاة من الغرق.

Orada duran adam benim babamdır.

الرجل الذي يقف هناك هو أبي.

Uzun boylu adam evden çıktı.

الرجل الطويل خرج من البيت.

Ağaçların arasında bir adam görüyorum.

أرى رجلا بين الأشجار.

"Kedi? ", yaşlı adam merak etti.

قطة؟ تساءل الرجل العجوز.

Bazen acayip bir adam olabiliyor.

قد يبدو أحياناً شاباً غريباً.

Adam bir silahı dedektife doğrulttu.

صوب الرجل مسدساً نحو المحققين.

Tom çok hoş bir adam.

توم رجل ممتاز

Dün ofisimde gördüğün adam Belçikalıdır.

من قابلتَ في مكتبي بالأمس بلجيكي.

Oradaki cesur adam, hayatımı kurtardı.

لقد أنقذ ذاك الرجل الشجاع حياتي.

Leyla'nın hayatında bir adam vardı.

كان لدي ليلى رجل في حياتها.

Leyla başka bir adam buldu.

وجدت ليلى رجلا آخر.

Sami bir adam kaçırma planlıyordu.

كان سامي يخطّط لعمليّة اختطاف.

Bu harika adam hayatımı kurtardı.

لقد أنقذ هذا الرّجل الرّائع حياتي.

Sami tehlikeli bir adam değildi.

لم يكن سامي شخصا خطيرا.

Fatih Portakal iyi adam olsa ne olur? kötü adam olsa ne olur?

ماذا يحدث إذا كان فاتح بورتاكال رجلاً صالحًا؟ ماذا لو كان رجلا سيئا؟

Kötü ve kocaman bir adam kolajı.

بالمسامير التي في رأسه

Genç bir adam arkamı kollamamı söyledi.

حذّرني شخصٌ أصغر أن أنتبه لنفسي.

Louis çok parlak, yenilikçi bir adam

لويس رجل ذكي متقدم,

O genç adam şu an burada.

يتواجد ذلك الشاب هنا حاليًا.

Şirket burada kötü adam olmak istemedi.

الآن، شركة المرافق لا تريد أن تكون الشخص السيء هنا.

Ama bu adam için öyle diyemeyiz.

‫ولكن ليس هذا الرجل.‬

Herkes Adam Smith'in öngördüğü gibi davranmadı.

هو أن الجميع لا يتصرفون مثلما كان آدم سميث يتوقع.

Fakat bu adam geçmişte 'A' dediyse

ولكن إذا قال هذا الرجل "أ" في الماضي

Yahu haber sunucusu bu adam yahu

مقدم الأخبار ياهو هذا الرجل ياهو

Düşünün ki bu adam her gün

تخيل هذا الرجل كل يوم

Bu adam zamanında şunu da söylemişti

قال هذا الرجل في الوقت المناسب

Yani adam biraz haddinden fazla temiz

لذلك الرجل نظيف للغاية

Ya adam kendisi için mezar yaptırıyor

إما أن يقوم الرجل ببناء قبر لنفسه

Işte bu adam da çıkarmak istedi

أراد هذا الرجل الإقلاع أيضًا

Bu adam bu durumdan kurtulabilmek için

يمكن لهذا الرجل الخروج من هذا الوضع

Alman bir tane adam Amerika'ya göçtü

هاجر رجل ألماني إلى أمريكا

Sen dürüst bir adam gibi görünüyorsun.

تبدو رجلًا صدوقًا.

Rusça'yı iyi konuşabilen bir adam tanıyorum.

أعرف رجلا يحسن تكلم الروسية.

Adam bir saat konuşmaya devam etti.

استمر الرجل بالكلام لمدة ساعة.

Orada oturan adam ünlü bir şarkıcıdır.

الرجل الذي يجلس هناك مغن شهير.

Tren istasyonundan ayrıldığımda bir adam gördüm.

عندما غادرت محطة القطار، رأيت رجلاً.

O, dürüst bir adam gibi görünüyor.

- يبدو رجلا أمينا .
- يبدو أنه رجل أمين .

Adam da ''Tamam.'' demiş, dışarıya çıkmış.

قال الرجل "حسنًا." وخرج.

Bana doğru gelen bir adam gördüm.

رأيت رجلاً يتّجه نحوي.

Evin önünde tanımadığım bir adam var.

هناك رجل غريب أمام المنزل.

Evin önünde garip bir adam var.

هناك رجل غريب أمام المنزل.