Translation of "Harcar" in German

0.004 sec.

Examples of using "Harcar" in a sentence and their german translations:

Kitaplara çok para harcar.

Er gibt sehr viel Geld für Bücher aus.

Parasının çoğunu elbiselere harcar.

Den größten Teil ihres Geldes gibt sie für Kleidung aus.

Annem giysilere çok para harcar.

Meine Mutter gibt viel Geld für Kleider aus.

Kıyafet için çok para harcar.

Er gibt viel Geld für Kleidung aus.

Tom kitaplara çok para harcar.

Tom gibt viel Geld für Bücher aus.

O, kitaplara çok para harcar.

- Sie gibt eine Menge Geld für Bücher aus.
- Sie gibt viel Geld für Bücher aus.

Tom çalışarak çok zaman harcar.

Tom bringt viel Zeit mit Studieren zu.

O, ayda ne kadar harcar?

Wie viel gibt er im Monat aus?

O, parasının hepsini giysilere harcar.

Sie gibt ihr ganzes Geld für Kleidung aus.

Tom kıyafetlere çok para harcar.

Tom gibt viel Geld für Kleidung aus.

Tom zamanının çoğunu toplantılarda harcar.

Tom verbringt viel Zeit in Sitzungen.

Joe zamanının çoğunu spora harcar.

- Joe verbringt die meiste Zeit mit Sport.
- Joe macht die meiste Zeit Sport.

Tom zamanının çoğunu kütüphanede harcar.

Tom ist die meiste Zeit in der Bibliothek.

Mary zamanının çoğunu kütüphanede harcar.

Maria ist die meiste Zeit in der Bibliothek.

- O, ayakkabılara çok para harcar.
- Ayakkabıya çok para harcar.
- Ayakkabıya çok para harcıyor.

Sie gibt viel Geld für Schuhe aus.

O, kazandığı kadar çok para harcar.

Sie gibt so viel Geld aus, wie sie verdient.

İnekler sadece geviş getirerek saatler harcar.

Kühe bringen Stunden mit Wiederkäuen zu.

Tom bir ayda ne kadar harcar?

- Wie viel gibt Tom im Monat aus?
- Wie viel gibt Tom in einem Monat aus?

Tom oyunlar oynayarak çok fazla zaman harcar.

Tom verbringt zu viel Zeit mit Spielen.

O bütün zamanını erdemlerini övmek için harcar.

Er verbringt seine ganze Zeit damit ihre Tugenden hervorzuheben.

Tom zamanının çoğunluğunu Mary'ye yardım ederek harcar.

Tom verbringt einen Großteil seiner Zeit damit, Mary zu helfen.

Tom Mary ile çok fazla zaman harcar.

Tom verbringt eine Menge Zeit mit Mary.

Her zaman yaptığı işte istediği kadar zaman harcar.

Er lässt sich immer bei allem, was er tut, Zeit.

Tom yaptığı her şeyde istediği kadar zaman harcar.

Tom lässt sich immer bei allem, was er tut, Zeit.

- Ütü fazlaca elektrik kullanır.
- Ütü çok elektrik harcar.

- Das Bügeleisen verbraucht viel Strom.
- Das Bügeleisen reißt viel Strom.

- Tom parasını boşa harcar.
- Tom parasını israf eder.

Tom verschwendet sein Geld.

Erkekler video oyunları oynayarak kızlardan daha fazla zaman harcar.

Jungen verbringen mehr Zeit mit Videospielen als Mädchen.

Makyaj yapmak için ayda 20 dolardan daha fazla harcar mısın?

Gibst du im Monat mehr als 20 Dollar für Kosmetika aus?

- O, ayda ne kadar harcama yapıyor?
- O, ayda ne kadar harcar?

Wie viel gibt sie im Monat aus?

Erkek çocukları ev ödevleri için kız çocuklarından daha az zaman harcar.

Jungen widmen den Hausaufgaben nicht so viel Zeit wie Mädchen.

- O, telefonda çok zaman harcar.
- Çok telefonla konuşur.
- Telefonda çok konuşuyor.

Sie verbringt viel Zeit am Telefon.

O kadar önemli olmayan şeyler hakkında endişelenerek zamanının çoğunu harcar mısın?

- Verbringst du die meiste Zeit damit, dich um Dinge, die belanglos sind, zu sorgen?
- Verbringt ihr die meiste Zeit damit, euch um Dinge, die belanglos sind, zu sorgen?
- Verbringen Sie die meiste Zeit damit, sich um Dinge, die belanglos sind, zu sorgen?

O, çocuklarının para ile alışveriş etmelerine yardım ederek çok zaman harcar.

Sie bringt viel Zeit damit zu, ihren Kindern dabei zu helfen, mit Geld umgehen zu lernen.

Mary arkadaşlarına mesaj atarak ya da e-posta yazarak telefonunda çok zaman harcar.

- Maria hat oft das Telefon in der Hand und schreibt ihren Freunden.
- Maria verbringt viel Zeit an ihrem Telefon und dem Versenden von SMS und E-Mails an ihre Freundinnen.

Aslında, herhangi bir hızda hareket etmek için kutup ayısı, çoğu diğer memelilerden iki katı daha fazla enerji harcar.

Tatsächlich verbraucht der Eisbär bei allen Fortbewegungsarten doppelt so viel Energie wie die meisten anderen Säugetiere.