Translation of "Dolara" in German

0.012 sec.

Examples of using "Dolara" in a sentence and their german translations:

Yenimi dolara çevirdim.

Ich habe meine Yen in Dollar umgewechselt.

- Onu on dolara sattım.
- Onu on dolara sattım

Ich habe sie für zehn Dollar verkauft.

Yen'i dolara nerede çevirebilirim?

Wo können wir Yen in Dollar wechseln?

Onu on dolara sattım.

- Ich habe es für zehn Dollar verkauft.
- Ich habe sie für zehn Dollar verkauft.
- Ich habe das für zehn Dollar verkauft.

Onu on dolara aldım.

- Ich habe es für 10 Dollar gekauft.
- Ich habe es für zehn Dollar gekauft.

Kitabı on dolara aldım.

- Ich habe das Buch für zehn Dollar gekauft.
- Ich kaufte das Buch für zehn Dollar.

Kayıp 2,000,000 dolara ulaştı.

Der Verlust belief sich auf zwei Million Dollar.

- Bana on dolara mal oldu.
- O, bana 10 dolara mal oldu.

- Ich habe es für zehn Dollar gekauft.
- Es hat mich 10 Dollar gekostet.

Yani ortalama 8500 dolara satılmış

So wurde es für durchschnittlich 8500 Dollar verkauft

Fiyatı on dolara indirebilir misiniz?

Können Sie den Preis auf zehn Dollar herabsetzen?

O, onu beş dolara aldı.

Er hat es für fünf Dollar gekauft.

Onun evi 10,000 dolara satıldı.

Sein Haus wurde für 10.000 $ verkauft.

İhracatımız 30 milyar dolara yükselmiştir.

Der Export stieg um 30 Milliarden Dollar.

Onun borcu 100 dolara geldi.

Seine Schulden beliefen sich auf 100 Dollar.

Sadece yüz dolara ihtiyacım var.

Ich brauche nur hundert Dollar.

O, üç dolara mal olmaktadır.

- Es kostet drei Dollar.
- Das kostet drei Taler.

Biz arabayı 12,000 dolara aldık.

Wir haben den Wagen für 12 000 Dollar gekauft.

Onun borçları 2,000 dolara varmaktadır.

Seine Schulden belaufen sich auf 2000 Dollar.

Onu sana yüz dolara satarım.

Ich verkaufe es dir für einen Hunderter.

Tom 5 dolara elma ve 3.50 dolara armut satmaktadır. Toplam 1415 dolara 370 meyve satılmışsa kaç tane elma satıldı?

Tom verkauft Äpfel für 5 € und Birnen für 3,50 €. Wenn 370 Früchte für insgesamt 1415 € verkauft wurden, wie viele Äpfel waren dann dabei?

- Bu tükenmez kalemi iki dolara satın aldım.
- Bu tükenmez kalemi iki dolara aldım.

Ich habe diesen Kugelschreiber für 2 Dollar gekauft.

Sel hasarı on milyon dolara ulaştı.

Die Flutschäden belaufen sich auf zehn Millionen Dollar.

Paris'e uçmak 500 dolara mal olacak.

Es wird 500 Dollar kosten, nach Paris zu fliegen.

En az beş dolara mal olur.

Es wird mindestens fünf Dollar kosten.

Onun 300 dolara mal olacağını hesapladım.

Ich veranschlagte, dass es 300 Dollar kosten würde.

Fazladan bir on dolara ihtiyacımız olacak.

Wir werden zehn Dollar extra brauchen.

Onu yaklaşık 12 dolara satın aldım.

- Ich habe es für ungefähr zwölf Dollar gekauft.
- Ich habe ihn für ungefähr zwölf Dollar gekauft.
- Ich habe sie für ungefähr zwölf Dollar gekauft.

On bin yeni dolara çevirmek istiyorum.

Ich möchte zehntausend Yen in Dollar umtauschen.

İstediğim ceket üç yüz dolara fiyatlandırıldı.

Der Mantel, den ich wollte, kostete dreihundert Dollar.

30 dolara bir kamera satın aldım.

Ich habe eine Kamera für 30 Dollar gekauft.

Bu gitarı sadece otuz dolara aldım.

- Ich habe diese Gitarre für nur dreißig Dollar gekauft.
- Ich habe diese Gitarre für nur dreißig Dollar erstanden.

O, bana 10 dolara mal oldu.

Es hat mich 10 Dollar gekostet.

Onun evi on bin dolara satıldı.

Sein Haus wurde für zehntausend Dollar verkauft.

Bu şapka on dolara mal oldu.

- Dieser Hut kostete mich 10 Dollar.
- Dieser Hut hat zehn Dollar gekostet.
- Dieser Hut hat mich zehn Dollar gekostet.

1.2 milyon dolara alıyorlar ve sadece sergiliyorlar

Sie kaufen für 1,2 Millionen Dollar und präsentieren nur

Şirket yeni ürünü 1.000 dolara satmayı planlıyor.

Die Firma plant, das neue Produkt für 1.000 $ zu verkaufen.

Onun tamamı bana 100 dolara mal oldu.

Alles zusammen hat es mich einhundert Dollar gekostet.

O, yaklaşık on beş dolara mal olacak.

Es wird ungefähr fünfzehn Dollar kosten.

Tablo en az 1,000 dolara mal olacak.

Das Gemälde kostet mindestens 1.000 Dollar.

En fazla, yolculuk 1,000 dolara mal olacak.

- Die Reise wird maximal 1.000 $ kosten.
- Die Reise wird höchstens tausend Dollar kosten.

Bir bit pazarında bunu üç dolara aldım.

Ich habe das für drei Dollar auf einem Flohmarkt gekauft.

Bu tükenmez kalemi iki dolara satın aldım.

Ich habe diesen Kugelschreiber für 2 Dollar gekauft.

Bu bana üç yüz dolara mal oldu.

Das hat mich 300 Dollar gekostet.

Dan arabasını sekiz yüz dolara Linda'ya sattı.

Dan hat sein Auto für achthundert Dollar an Linda verkauft.

Tom arabasını üç yüz dolara Mary'ye sattı.

Tom hat sein Auto an Maria für dreihundert Dollar verkauft.

Bu şapka bana on dolara mal oldu.

- Dieser Hut kostete mich 10 Dollar.
- Dieser Hut hat mich zehn Dollar gekostet.

Adaya uçmak sana 100 dolara mal olacak.

Ein Flug zur Insel kostet Sie 100 Dollar.

Tom, 500 dolara bir kamera satın aldı.

Tom hat sich für 500 Dollar eine Kamera gekauft.

Bu masa bana 300 dolara mal oldu.

Dieser Schreibtisch hat mich 300 Dollar gekostet.

Bunun ona 100 dolara mal olacağını hesap etti.

Er rechnete sich aus, dass es ihn 100 Dollar kosten würde.

Hawaii gezisi sana yaklaşık 200 dolara mal olacak.

Eine Reise nach Hawaii kostet um die 200 Dollar.

Seksen bin dolara yeni bir ev satın aldık.

Wir kauften ein neues Haus für achtzigtausend Dollar.

Buna otuz dolara sahip olmama izin verir misin?

- Können Sie mir das für dreißig Dollar überlassen?
- Kannst du mir das für dreißig Dollar überlassen?
- Könnt ihr mir das für dreißig Dollar überlassen?

Volkswagen 18 milyar dolara kadar para cezasına çarptırılabilir.

Volkswagen drohen Strafen von bis zu 18 Milliarden Dollar.

Tom üç yüz bin dolara ihtiyacı olduğunu söyledi.

Tom sagte, er brauche dreihunderttausend Dollar.

Gerçekten sana üç yüz dolara mı mal oldu?

Hat dich das wirklich dreihundert Dollar gekostet?

Ama Metropolitan Müzesi bunu 1.2 milyon dolara satın almıştı

Aber das Metropolitan Museum kaufte es für 1,2 Millionen Dollar

Bunu kaçak yollarla 1.2 milyon dolara satın aldığını açıkladı

gab bekannt, dass er dies illegal für 1,2 Millionen Dollar gekauft habe

Arabamı tamir ettirmek bana üç yüz dolara mal oldu.

Die Reparatur meines Wagens kostete mich dreihundert Dollar.

1835'te, bir varil un altı dolara mal olurdu.

1835 kostete ein Fass Mehl sechs Dollar.

Ünlü yağlı boya resim açık artırmada 2 milyon dolara satıldı.

Das berühmte Ölgemälde wurde bei der Auktion für zwei Millionen Dollar versteigert.

Tatoeba'nın 1 milyon dolara Google tarafından satın alındığı doğru mu?

Stimmt es, dass Tatoeba für eine Milliarde Dollar von Google gekauft wurde?

Bu projeyi tamamlamak için üç milyon dolara daha ihtiyacımız var.

Wir brauchen noch einmal drei Millionen Dollar, um dieses Projekt zu Ende zu führen.

Ev sahibi kiramızı ayda 200.00 dolara yükselttiği zaman şok olduk.

Wir waren schockiert, als der Vermieter unsere Miete um 200 $ erhöhte.

Tom yeninin yaklaşık yarısını dolara ve diğer yarısını avroya çevirdi.

Tom wechselte circa die Hälfte seiner Yen in Dollar um und die andere Hälfte in Euro.

Eğer doğru hatırlıyorsam, Tom arabasını Mary'ye sadece 500 dolara sattı.

Wenn ich mich richtig erinnere, hat Tom sein Auto an Maria für nur 500 Dollar verkauft.

Tom beni otuz dolara istediğin kadar çok yiyebileceğin bir restorana götürdü.

Tom hat mich zu dem Restaurant mitgenommen, wo man für 30 Dollar so viel essen kann, wie man will.

- Bu paundları dolarla değiştirebilir miyim, lütfen?
- Bu sterlinleri dolara bozdurabilir miyim lütfen?

Könnten Sie mir bitte dieses Pfund in Dollar tauschen ?

Üçüncü cildi eksik olan bu sözlük bana üç yüz dolara mal oldu.

Dieses Wörterbuch, dessen dritter Band fehlt, hat mich hundert Dollar gekostet.

Bu ilaç şirketi bir tabletin fiyatını bir gecede 13,50 dolardan 750 dolara yükseltti.

Diese Arzneimittelfirma hat den Preis einer Tablette über Nacht von 13,50 Dollar auf 750 Dollar angehoben.

1973'te petrol varil başına üç dolara mal oldu; 2008'de - varil başına 80 dolar.

1973 kostete ein Fass Öl drei Dollar; 2008 waren es achtzig.

Dünyanın en zengin insanlarının toplam net serveti 2016 yılında % 18 artarak 7.67 trilyon dolara yükseldi.

Das Gesamtvermögen der reichsten Menschen der Welt stieg im Jahre 2016 um 18 % auf 6,48 Billionen Euro.

- Ortalama bir Amerikalı düğünü yaklaşık 30.000 $ mal olur.
- Ortalama bir Amerikan düğünü yaklaşık 30 bin dolara mal olur.

Eine durchschnittliche amerikanische Hochzeit kostet etwa 30 000 Dollar.

- Bob çimleri biçmek için saat başına üç dolar istedi.
- Bob saati 3 dolara çimleri biçti.
- Bob çim biçmek için saatlik 3 dolar talep etti.

Bob verlangte drei Dollar die Stunde fürs Rasenmähen.