Translation of "Amerikalı" in German

0.203 sec.

Examples of using "Amerikalı" in a sentence and their german translations:

- O bir Amerikalı.
- O, Amerikalı.

Er ist Amerikaner.

Annesi Amerikalı.

Seine Mutter ist Amerikanerin.

Amerikalı mısınız?

Bist du Amerikaner?

- O bir Amerikalı değildir.
- O bir Amerikalı değil.
- O, Amerikalı değil.

Er ist kein Amerikaner.

- Amerikalı bir kızla tanıştım.
- Bir Amerikalı kızla tanıştım.
- Bir Amerikalı kızla karşılaştım.

- Ich traf eine Amerikanerin.
- Ich habe ein amerikanisches Mädchen getroffen.

O, Amerikalı mı?

Ist er Amerikaner?

Biz Amerikalı değiliz.

Wir sind keine Amerikaner.

Amerikalı bir şarkıcıyım.

- Ich bin ein amerikanischer Sänger.
- Ich bin eine amerikanische Sängerin.

Onlar Amerikalı mı?

Sind das Amerikaner?

Onlar Amerikalı olmalılar.

Sie müssen Amerikaner sein.

O bir Amerikalı.

Er ist Amerikaner.

Ben Amerikalı değilim.

Ich bin kein Amerikaner.

- O Amerikalı bir Yahudi.
- O Yahudi bir Amerikalı.

Sie ist jüdische Amerikanerin.

- O bir Amerikalı.
- O, bir Amerikalıdır.
- O, Amerikalı.

Sie ist Amerikanerin.

- Birçok Amerikalı Jazzla ilgilidir.
- Birçok Amerikalı Caz'a ilgi duyuyor.

Viele Amerikaner interessieren sich für Jazz.

- O bir Asyalı-Amerikalı.
- O Asya kökenli bir Amerikalı.

Sie ist eine US-Amerikanerin asiatischer Abstammung.

Lucy Amerikalı bir öğrencidir.

Lucy ist eine Studentin aus Amerika.

O bir Amerikalı olmalı.

Er muss Amerikaner sein.

Bazı Amerikalı arkadaşlarım var.

Ich habe ein paar amerikanische Freunde.

Onu bir Amerikalı sandım.

Ich dachte, sie sei Amerikanerin.

Bildiğim kadarıyla, o Amerikalı.

Soweit ich weiß, ist er Amerikaner.

O bir Amerikalı değildir.

Er ist kein Amerikaner.

Okulumuzun müdürü bir Amerikalı.

Unser Schulleiter ist Amerikaner.

O Amerikalı bir Yahudi.

Er ist jüdischer Amerikaner.

O bir Afrikalı Amerikalı.

Er ist Afroamerikaner.

Ben Amerikalı bir öğrenciyim.

Ich bin ein amerikanischer Student.

Bir Amerikalı gibi görünmüyor.

Sie scheint keine Amerikanerin zu sein.

Tom da mı Amerikalı?

Ist Tom auch Amerikaner?

Amerikalı bir kızla tanıştım.

Ich traf eine Amerikanerin.

O tam bir Amerikalı.

Das ist typisch amerikanisch.

Onun Amerikalı olduğunu düşünüyorum.

Ich glaube, er kommt aus den Vereinigten Staaten.

Harry Amerikalı bir aktördür.

Harry ist ein US-amerikanischer Schauspieler.

John Amerikalı bir çocuk.

John ist ein amerikanischer Junge.

Onu bir Amerikalı sandık.

Wir hielten ihn irrtümlich für einen Amerikaner.

On üç Amerikalı öldürüldü.

Dreizehn Amerikaner kamen ums Leben.

Birçok Amerikalı Nixon'u destekledi.

Viele Amerikaner unterstützten Nixon.

Birçok Amerikalı İspanya'yı suçladı.

Viele Amerikaner gaben Spanien die Schuld.

Binlerce Amerikalı araba sahibiydi.

Tausende Amerikaner besaßen Automobile.

Onlar Amerikalı değiller mi?

Sind sie nicht Amerikaner?

Favori Amerikalı aktörün kim?

Wer ist dein liebster amerikanischer Schauspieler?

O bir Yerli Amerikalı.

Er ist ein Indianer.

Meksika'da birçok Amerikalı vardır.

In Mexiko gibt es viele Amerikaner.

- Muhatabım bir Amerikalı değil Almandı.
- Konuştuğum adam Amerikalı değil Almandı.

Der Mann, mit dem ich gesprochen habe, war Deutscher, nicht Amerikaner.

- O Çin kökenli bir Amerikalı.
- O Çin asıllı bir Amerikalı.

- Er ist Sinoamerikaner.
- Er ist Amerikaner chinesischer Herkunft.

Amerikalı bir aileye evlatlık verildi

Eine amerikanische Familie wurde adoptiert

Amerikalı çocuk bozuk Japoncayla konuştu.

Der amerikanische Junge sprach gebrochenes Japanisch.

Onun bir Amerikalı olduğunu düşündük.

Wir dachten, er sei Amerikaner.

Edward Sapir, Amerikalı bir dilciydi.

Edward Sapir war ein US-amerikanischer Linguist.

O, Amerikalı bir kadınla evli.

Er ist mit einer Amerikanerin verheiratet.

Birçok Amerikalı hızlı arabaları sever.

Viele Amerikaner mögen schnelle Autos.

Amerikalı öğrenciler matematikte yetersiz kalıyor.

Amerikanische Schüler fallen zurück mit ihren Leistungen in Mathematik.

Birçok İtalyan-Amerikalı, İtalyanca konuşamaz.

Viele Italoamerikaner sprechen kein Italienisch.

O, bir Amerikalı ile evlidir.

Sie ist mit einem Amerikaner verheiratet.

Birçok Amerikalı planı memnuniyetle karşıladı.

- Viele Amerikaner begrüßten den Plan.
- Viele Amerikaner begrüßten das Vorhaben.

Birçok Amerikalı anlaşmaya karşı çıktı.

Viele Amerikaner lehnten den Vertrag ab.

Birçok Amerikalı altın standartı istedi.

Viele Amerikaner wollten einen Goldstandard.

Senin iş arkadaşın Amerikalı mı?

Ist dein Kollege Amerikaner?

- O bir Amerikalı.
- O, bir Amerikalıdır.

Sie ist Amerikanerin.

Tony adında Amerikalı bir arkadaşım var.

Ich habe einen amerikanischen Freund, der Tony heißt.

Bir Amerikalı tren istasyonunda benimle konuştu.

Ein Amerikaner sprach mich am Bahnhof an.

O Amerikalı değil, ama Amerika'yı sever.

Er ist kein Amerikaner, aber er liebt Amerika.

O Amerikalı değil ama Amerika'yı sever.

Sie ist keine Amerikanerin, aber sie liebt Amerika.

Amerikalı kadınların oy verme hakkı yoktu.

Amerikanische Frauen hatten kein Wahlrecht.

Papa Fransis ilk Lâtin Amerikalı papadır.

Papst Franziskus ist der erste lateinamerikanische Papst.

Pek çok Amerikalı planı memnuniyetle karşıladı.

Viele Amerikaner begrüßten das Vorhaben.

Sen Amerikalı mı yoksa Fransız mısın?

- Sind Sie Amerikaner oder Franzose?
- Bist du Amerikaner oder Franzose?

Birçok Amerikalı, Japon işgali hakkında kızgındı.

Viele Amerikaner waren erbost über den japanischen Überfall.

Lord Ashburton'ın Amerikalı bir eşi vardı.

Lord Ashburton hatte eine amerikanische Ehefrau.

Dün Amerikalı bir öğrenci ile tanıştım.

- Ich habe gestern einen Studenten aus Amerika getroffen.
- Ich habe gestern einen Schüler aus Amerika getroffen.

- Çok sayıda tutucu Amerikalı onunla aynı fikirdeler.
- Pek çok muhafazakâr Amerikalı, onunla aynı fikirdeydi.

Viele konservative Amerikaner stimmten ihm zu.

- İş arkadaşım ve kocasının ikisi de Amerikalı.
- Hem iş arkadaşım hem de onun kocası Amerikalı.

Meine Kollegin und ihr Mann sind beide Amerikaner.

Amerikalı yetkililer salak mı? İnanmıyor tabii ki

Sind amerikanische Beamte Idioten? Natürlich glaubt er nicht

Tony Amerikalı olmasına rağmen, o İngilizce konuşamıyor.

Obwohl Tony ein Amerikaner ist, kann er nicht Englisch sprechen.

O bir Amerikalı değil ama bir İngilizdir.

Er ist kein Amerikaner, sondern Engländer.

Benjamin Franklin Amerikalı bir politikacı ve mucit.

Benjamin Franklin war ein amerikanischer Politiker und Erfinder.

Gittikçe daha fazla Amerikalı yurt dışına gidiyor.

Immer mehr Amerikaner gehen ins Ausland.

Amerikan takımında beş tane Alman-Amerikalı vardır.

In der amerikanischen Mannschaft sind fünf Deutschamerikaner.

Bu roman Amerikalı bir yazar tarafından yazıldı.

- Dieser Roman wurde von einem amerikanischen Autor verfasst.
- Dieser Roman wurde von einem amerikanischen Schriftsteller geschrieben.

Seni görmek isteyen Amerikalı bir kız var.

Da ist ein amerikanisches Mädchen, das dich sehen will.

Birçok Amerikalı Alaska'nın satın alınmasını protesto ettiler.

Viele Amerikaner protestierten gegen den Kauf von Alaska.

O bir Amerikalı değil ama bir Fransızdır.

Er ist kein Amerikaner, sondern Franzose.

Tanıdıklarım arasında birçok Japonca konuşan Amerikalı vardır.

Unter meinen Bekannten befinden sich viele japanischsprechende Amerikaner.

Mali kriz sırasında milyonlarca Amerikalı evlerini kaybetti.

Millionen von Amerikanern haben während der Finanzkrise ihr Zuhause verloren.

45 milyondan fazla Amerikalı fakirlik içinde yaşıyor.

Über 45 Millionen Amerikaner leben in Armut.

Amerikalı nüfusun yüzde kaçı kıyı yakınında yaşıyor?

Wie groß ist der Anteil der amerikanischen Bevölkerung, die in Küstennähe lebt?

Amerikalı bir siyah olarak, bu kafamda çınladı durdu.

Nun, als ein schwarzer Mann in den USA fand das bei mir Anklang.

Japoncayı çok iyi konuşan bir Amerikalı kız tanıyorum.

Ich kenne ein amerikanisches Mädchen, das sehr gut Japanisch spricht.

Benjamin Franklin, Amerikalı bir devlet adamı ve mucitti.

- Benjamin Franklin war ein amerikanischer Staatsmann und Erfinder.
- Benjamin Franklin war ein bedeutender amerikanischer Politiker und Erfinder.

"Norman Finkelstein kimdir?" "O Amerikalı bir siyaset bilimcidir"

„Wer ist Norman Finkelstein?“ – „Ein amerikanischer Politikwissenschaftler.“

Onun İngilizce konuştuğunu duysaydın onu bir Amerikalı sanırdın.

Wenn man sie Englisch sprechen hört, könnte man annehmen, sie sei Amerikanerin.

Bir Amerikalı olarak, bu cümle bana doğal gelmiyor.

Dieser Satz klingt für mich als Amerikaner unnatürlich.

Birçok Amerikalı hâlâ savaş sırasında biriktirdikleri paraya sahipti.

Viele Amerikaner hatten noch Geld, das sie während des Krieges gespart hatten.

Tom Mary'nin tanıdığı babası Amerika'da doğmamış tek Amerikalı.

Tom ist der einzige Maria bekannte Amerikaner, dessen Vater nicht in Amerika geboren wurde.