Translation of "çalmak" in German

Çalmak yanlıştır.

- Es ist falsch zu stehlen.
- Stehlen ist unrecht.

Gitar çalmak istiyorum.

Ich möchte Gitarre spielen.

Para çalmak yanlıştır.

Geld zu stehlen ist nicht richtig.

Gitar çalmak eğlencelidir.

Gitarre spielen macht Spaß.

İğne çalmak bile günahtır.

Sogar eine Nadel zu stehlen ist eine Sünde.

Piyano çalmak hoşuma gider.

Ich spiele gerne Klavier.

Piyano çalmak kolay değildir.

Klavier spielen ist nicht leicht.

Bir hırsızdan çalmak zordur.

Es ist schwer, einen Dieb zu beklauen.

Bu parçayı çalmak imkansız.

- Es ist unmöglich, dieses Stück zu spielen.
- Dieses Stück ist unspielbar.

Size bir kopuz çalmak istiyordum

Ich wollte dir einen Kopuz stehlen

Keman çalmak çok pratik ister.

Geige spielen erfordert viel Übung.

Tom artık piyano çalmak istemiyor.

Tom möchte nicht mehr Klavier spielen.

Bir hırsızdan çalmak suç değildir.

Es ist kein Verbrechen, einen Dieb zu bestehlen.

Tom sadece kendi müziğini çalmak istiyor.

Tom will nur seine eigene Musik spielen.

Bize hangi çeşit müzik çalmak istiyorsun?

Was für Musik sollen wir spielen?

Piyano çalmak benim için bir işkenceydi.

Klavier zu spielen, war für mich eine Tortur.

Onun hobileri gitar çalmak ve şarkı söylemektir.

Seine Hobbys sind Gitarrespielen und Singen.

- Gitar çalmak benim hobim.
- Hobim gitar çalmaktır.

- Mein Hobby ist das Gitarrespielen.
- Mein Hobby ist Gitarre spielen.

Çalgı çalmak için Tom'un evine gidebilir miyim?

Darf ich zum Spielen zu Tom?

Bir hırsız para çalmak için eve girdi.

Der Räuber brach in das Haus ein, um Geld zu stehlen.

Bu müzik bakarak çalmak için çok zor.

- Dieses Musikstück lässt sich sehr schwer vom Blatt singen.
- Dieses Musikstück lässt sich schwer vom Blatt spielen.

Kapı çalmak gibi bir alışkanlığın yok mu?

Hast du schon mal was von Anklopfen gehört?

- Çalgı çalmak için Tom'un evine gidebilir miyim?
- Çalgı çalmak için Tom'un evine gitmemde bir sakınca var mı?

Darf ich zum Spielen zu Tom?

Benim için müzik çalmak bir kitap okumak gibidir.

Musik zu machen ist für mich wie ein Buch zu lesen.

Birinin neden öyle bir şey çalmak istediğini hayal bile edemiyorum.

- Ich kann mir nicht vorstellen, warum jemand etwas Derartiges stehlen sollte.
- Ich kann mir nicht vorstellen, warum jemand so etwas sollte stehlen wollen.

Grup hâlinde gezmek, yüksek sesle müzik çalmak, fener ve sopa taşımak

In Gruppen herumlaufen, laute Musik spielen... ...Fackeln und Stöcke tragen,

Hırsızlar kadının arabasını çalmak istedi fakat beceremediler çünkü düz vites kullanmasını bilmiyorlardı.

Die Diebe wollten den Wagen der Frau stehlen, was ihnen aber nicht gelang, da sie mit dem Handschaltgetriebe nicht zurechtkamen.

Dünya'nın dört bir yanında, vahşi hayvanlar yemek çalmak konusunda daha çok hüner göstermeye başlıyor.

Überall auf der Welt werden wilde Tiere immer kreativer darin, an Nahrung zu gelangen.

Tom şiddet içeren video oyunlarını çalmak ve yok etmek için gençlerin evlerine girmeyi sever.

Tom bricht gerne in die Häuser Jugendlicher ein, um deren brutale Videospiele zu entwenden und zu vernichten.