Translation of "Hayvanlar" in French

0.008 sec.

Examples of using "Hayvanlar" in a sentence and their french translations:

Onlar hayvanlar.

Ce sont des animaux.

Hayvanlar koşar.

Les animaux courent.

Bunlar hayvanlar.

Ce sont des animaux.

hayvanlar mümkün oldu.

les animaux.

Hayvanlar ateşten korkar.

Les animaux ont peur du feu.

Hayvanlar öldürülmek zorundaydı.

Il fallait tuer les animaux.

Bu hayvanlar samimi.

Ces animaux sont amicaux.

Hayvanlar oyuncak değildir!

Les animaux ne sont pas des jouets !

Timsahlar gizemli hayvanlar.

Les crocodiles sont des animaux mystérieux.

Hayvanlar neden konuşamaz?

Pourquoi les animaux ne peuvent-ils pas parler ?

Hayvanlar bizim arkadaşlarımızdır.

Les animaux sont nos amis.

Bütün hayvanlar eşittir.

Tous les animaux sont égaux.

- Hayvanlar birbiri ardına öldü.
- Hayvanlar birbiri ardına öldüler.

Les animaux moururent l'un après l'autre.

- Vahşi hayvanlar ormanda yaşarlar.
- Yabani hayvanlar ormanda yaşar.

Des animaux sauvages vivent dans la forêt.

- Hayvanlar gök gürültüsü tarafından korkutuldular.
- Hayvanlar gök gürültüsünden korktular.

Les animaux étaient apeurés par l'éclair.

Bütün hayvanlar eşittir ancak bazı hayvanlar diğerlerinden daha eşittir.

Tous les animaux sont égaux, mais certains animaux sont plus égaux que d'autres.

hayvanlar muhteşemdir, insanlar korkunçtur.

les animaux sont formidables, les humains sont terrifiants.

Orangutanlar yarı münferit hayvanlar,

Les orangs-outans sont des animaux pratiquement solitaires

Çünkü, hayvanlar alemine baktığımızda

Après tout, dans le monde animal,

Hayvanlar yüzeye yakın besleniyor,

Les animaux se nourrissent près de la surface.

O hayvanlar doğada yaşayamayıp

ces animaux ne peuvent pas vivre dans la nature

Bazı hayvanlar ateşten korkar.

Certains animaux craignent le feu.

Hayvanlar içgüdüleri tarafından yönlendirilir.

Les animaux sont mus par leur instinct.

Bazı hayvanlar geceleri aktiftir.

Certains animaux vivent la nuit.

Yabanî hayvanlar ormanda yașar.

Les animaux sauvages vivent dans la forêt.

Hayvanlar hakkındaki fıkraları seviyorum.

- J'adore les blagues sur les animaux.
- J'adore les plaisanteries à propos des animaux.

Dinozorlar sıcakkanlı hayvanlar mıydı?

Les dinosaures étaient-ils des animaux à sang chaud ?

Bazı hayvanlar yavrusunu yer.

Quelques animaux mangent leurs petits.

Avustralya'da nadir hayvanlar var.

Il y a des animaux très rares en Australie.

Bazı hayvanlar cinsiyet değiştirir.

Certains animaux changent de sexe.

Bazı hayvanlar yavrularını yerler.

Certains animaux mangent leurs petits.

hayvanlar sessiz, sakin ve güvenilirdir

les animaux sont calmes, sans danger, et on peut leur faire confiance,

O, çeşitli evcil hayvanlar besledi.

Elle garde des animaux de compagnie variés.

Hayvanlar hakkında bir kitap okuyorum.

Je lis un livre sur les animaux.

Hayvanlar içgüdüsel olarak hareket eder.

Les animaux sont mus par leur instinct.

Çikolata bazı hayvanlar için zehirlidir.

Le chocolat est toxique pour de nombreux animaux.

Hayvanlar içgüdülerine göre hareket ederler.

Les animaux agissent selon leurs instincts.

Bütün bebek hayvanlar şirin değil.

Tous les bébés animaux ne sont pas mignons.

Bu hayvanlar yok olmanın eşiğindedirler.

Ces animaux sont au bord de l'extinction.

Su aygırları zararsız hayvanlar mıdır?

Les hippopotames sont-ils des animaux inoffensifs ?

Bu, hayvanlar üzerine bir kitap.

C'est un livre sur les animaux.

Avustralya'da çok ender hayvanlar vardır.

Il y a des animaux très rares en Australie.

Hayvanlar hakkında bir kitap aldım.

J'ai acheté un livre sur les animaux.

Buralarda ne tür hayvanlar yaşarlar?

Quels animaux vivent ici ?

Bazı hayvanlar fırtınanın geleceğini hissedebilir.

Certains animaux peuvent sentir l'arrivée d'un orage.

- O vahşi hayvanlar hakkında çok şey bilir.
- Vahşi hayvanlar konusunda bilgisi çoktur.

Il connaît beaucoup de choses sur les animaux sauvages.

Hayvanlar için de insanlar için de,

Pour les animaux comme pour les humains,

Bu ilişkilendirilmeler hayvanlar için bile geçerli.

Ces associations sont aussi vraies pour les animaux.

Ay'dan etkilenen tek şey hayvanlar değil.

Les animaux ne sont pas les seuls à subir l'influence de la lune.

O, hayvanlar hakkında bir kitap yazdı.

Elle a écrit un livre sur les animaux.

Bu alanda birçok yabani hayvanlar var.

Il y a de nombreux animaux sauvages dans cette zone.

O, hayvanlar hakkında çok bilgi sahibi.

Il en connait beaucoup sur les animaux.

Mars'taki hayvanat bahçelerinde dünyadan hayvanlar var.

Dans les zoos de Mars, il y a des animaux de la Terre.

O, hayvanlar hakkında çok şey bilir.

Il en sait beaucoup sur les animaux.

İnsanlar alet kullanan tek hayvanlar değil.

L'Homme n'est pas le seul animal à utiliser des outils.

O, hayvanlar hakkında yazmaya devam etti.

Il continua d'écrire sur les animaux.

Kaplanlar gibi bazı hayvanlar et yerler.

Certains animaux, comme le tigre, mangent de la viande.

Bu hayvanlar havai fişek gürültüsüyle ürkütüldü.

Ces animaux ont été paniqués par le bruit des feux d'artifice.

Hayvanat bahçeleri hayvanlar için cezaevi gibidir.

Les zoos sont, pour les animaux, comme des prisons.

Bir de iki parmaklı tembel hayvanlar var.

Puis il y a les paresseux didactyles.

Tembel hayvanlar gaz çıkarmayan, bildiğimiz tek memeliler.

Le paresseux est le seul animal connu qui n'a pas de flatulences.

Köpekbalığı gibi hayvanlar için uydu izleme cihazları

Les systèmes de repérage par satellite placés sur les requins, par exemple,

Bu hayvanlar son derece egzotik ve garip.

La faune est très exotique et étrange.

O, hayvanlar hakkında hikayeler yazmaya devam etti.

Elle continua d'écrire des histoires sur les animaux.

Hayvanlar hava ve su olmadan var olamaz.

Les animaux ne peuvent exister sans air et sans eau.

Her yöne kaçışan bazı küçük hayvanlar gördük.

J'ai vu de petits animaux courir dans tous les sens.

O bana "Çocuklar küçük hayvanlar gibidir" dedi.

Il m'a dit, « Les enfants sont comme de petits animaux. »

- Bütün atlar hayvandır ama bütün hayvanlar at değildir.
- Tüm atlar hayvandır ama tüm hayvanlar at değildir.

Tous les chevaux sont des animaux, toutefois les animaux ne sont pas tous des chevaux.

Ama bazı hayvanlar için değişime ayak uydurmak zor.

Mais pour certains animaux, le changement est trop brusque.

Milyonlarca dolarlık bir temizlikten sonra... ...hayvanlar dönmeye başladı.

Mais grâce à un nettoyage très coûteux, les animaux reviennent.

çünkü bu harika hayvanlar benim için çok önemli

parce que je me soucie fortement de ces animaux fantastiques,

Vahşi hayvanları evcil hayvanlar olarak tutmak yasal değil.

Garder des animaux sauvages comme animaux domestiques est illicite.

Kapıları açık bırakmıyorum çünkü benim semtimde hayvanlar var.

Je ne laisse pas les portes ouvertes parce qu'il y a des animaux dans mon voisinage.

Bizi hasta eden virüslerin birçoğunun kaynağı esasında hayvanlar.

Beaucoup des virus qui nous rendent malades proviennent des animaux.

Vahşi doğmuş, acımasız hayvanlar fakat güzel ve müstesna yırtıcılar.

Ce sont des bêtes nées sauvages. Des prédateurs violents mais magnifiques.

Bundan faydalanmak için... ...bazı hayvanlar inanılmaz koku duyuları geliştirmiştir.

Afin de l'exploiter, certains animaux ont développé un odorat incroyable.

Japonya'da penguenleri evcil hayvanlar olarak tutan insanlar olduğunu duyuyorum.

J'ai entendu qu'il y a des gens au Japon qui gardent des pingouins comme animaux domestiques.

Öte yandan bazı hayvanlar geceyi avantaja çevirir. YAĞMUR ORMANLARINDA GECE

Mais certains animaux tirent parti de la nuit. JUNGLES NOCTURNES

Bu süre zarfında... ...hayvanlar âlemindeki en karmaşık görme yetisini geliştirdi.

Et, depuis, elle a développé la vue la plus complexe du règne animal.

Oksijen olmasaydı bütün hayvanlar uzun zaman önce ortadan kalkmış olurdu.

Sans oxygène, tous les animaux auraient disparu depuis longtemps.

Donuk geceden sağ çıkan tüm hayvanlar için müjdeli bir değişimdir bu.

Pour tous les animaux qui ont enduré la nuit glacée, ce changement est bienvenu.

. Gezegendeki her organizma gibi hayvanlar da iklim değişikliğine karşı bağışık olmayacak

monde. Les animaux, comme tous les organismes de la planète, ne seront pas à l'abri du

Bütün bunlara rağmen bu hayvanlar kâr için canlı hayvan pazarlarına gönderiliyordu.

Néanmoins, ces animaux étaient acheminés jusqu'au marché pour être vendus.

Şehir ışıkları gece gökyüzünü aydınlığa boğduğundan hayvanlar, yıldızlara bakarak yol bulamaz oluyor.

Les lumières des villes éclipsent le ciel nocturne, empêchant les animaux de se repérer grâce aux étoiles.

"Tamam, bunlar öldürdüğü hayvanlar." Öldürdüğü hayvanlara, küçük izlere ve kumdaki kazılara baktım.

"Voilà une proie typique." Je trouve des proies, des traces dans le sable,

Bütün hayvanlar, insanın dışında, yaşamın asıl işinin ondan zevk almak olduğunu biliyor.

Tous les animaux, sauf l'homme, savent que l'activité principale de la vie est d'en profiter.

Kaplan, gergedan ve karıncayiyen gibi nesli tükenmekte olan hayvanlar Çin'e kaçak yollardan sokuldu.

Des espèces menacées comme les tigres, les rhinocéros ou les pangolins ont été illégalement importés en Chine.

Mademki yiyecek ve içecek hayvanlar için, öyleyse yağmur ve güneş de bitkiler içindir.

La nourriture et la boisson sont aux animaux ce que la pluie et le soleil sont aux légumes.

Dünya'nın dört bir yanında, vahşi hayvanlar yemek çalmak konusunda daha çok hüner göstermeye başlıyor.

Dans le monde entier, les animaux sauvages rivalisent d'ingéniosité pour voler leur repas,

- Bazı insanlar evcil hayvanlar olarak nadir bulunan hayvanları beslerler.
- Bazı insanlar egzotik hayvanları evcil hayvan olarak beslerler.
- Kimileri egzotik hayvanları evcil hayvan olarak besler.
- Kimi insanlar acayip hayvanları evcil hayvan edinirler.

Certaines personnes possèdent des animaux rares comme animaux de compagnie.