Translation of "Ailesi" in French

0.016 sec.

Examples of using "Ailesi" in a sentence and their french translations:

- Onun ailesi çok geniş.
- Onun ailesi çok büyük.
- Geniş bir ailesi var.

Sa famille est très grande.

Tom'un ailesi eksantrik.

La famille de Tom est excentrique.

Onun ailesi öfkeliydi.

Ses parents étaient furieux.

Ailesi tarlada çalışıyor.

Sa famille travaille aux champs.

Onun ailesi nerede?

- Où est sa famille ?
- Où est sa famille ?

Tom'un ailesi güçlüdür.

La famille de Tom est puissante.

Tom'un ailesi Boston'dadır.

La famille de Tom est à Boston.

Bilgisayarların ailesi yok.

Les ordinateurs n'ont pas de famille.

Marie'nin ailesi zengin.

Les parents de Marie sont riches.

- Onun ailesi çok geniştir.
- Onun ailesi çok büyük.

Sa famille est très étendue.

Smith ailesi bizim komşumuzdur.

Les Smiths sont nos voisins.

Ailesi ondan nefret ediyor.

Ses parents le détestent.

Onun ailesi Brezilya'ya taşındı.

Sa famille a déménagé au Brésil.

Tom'un bir ailesi var.

Tom a une famille.

O ailesi ile birlikte.

Il est avec ses parents.

Onun bir ailesi yok.

Il n'a pas de famille.

Tom'un ailesi de oradaydı.

La famille de Tom était là aussi.

Tom'un ailesi Avustralya'da yaşıyor.

La famille de Tom habite en Australie.

Tom'un ailesi Boston'da yaşıyor.

La famille de Tom vit à Boston.

Onların bir ailesi var.

- Ils ont des familles.
- Elles ont des familles.
- Ils ont une famille.
- Elles ont une famille.

Çete, Sami'nin ailesi oldu.

Le gang est devenu la famille de Sami.

Van Horn ailesi zengindi.

La famille Van Horn était riche.

Ormanda yaşayan bir fil ailesi.

Une famille d'éléphants de forêt.

Kraliyet ailesi İmparatorluk Sarayı'nda yaşıyor.

La famille royale habite dans le palais impérial.

Onun ailesi tamamen çok iyidir.

Sa famille va très bien.

Onun şefkatli bir ailesi var.

Elle a une famille aimante.

Onun şefkatli bir ailesi vardı.

Il avait une famille aimante.

O onu ailesi için yaptı.

Il l'a fait pour sa famille.

O, ailesi ile birlikte yaşıyor.

Il vit avec ses parents.

Ailesi ile birlikte geri taşındı.

- Il retourna chez ses parents.
- Il est retourné chez ses parents.

Onun bir ailesi var mı?

A-t-il une famille ?

Ailesi ile birlikte Hawaii'ye gitti.

Il a voyagé à Hawaii avec sa famille.

Kız ve ailesi çok sempatik.

La fille et ses parents étaient très sympathiques.

Ailesi için yemek pişirmeyi sever.

Elle aime cuisiner pour sa famille.

Onun büyük bir ailesi vardır.

Il a une grande famille.

Bu fırına Tom'un ailesi sahip.

Cette boulangerie appartient à la famille de Tom.

Tom'un da Boston'da ailesi var.

Tom aussi a de la famille à Boston.

Ailesi onun erkek arkadaşını onaylamadı.

Sa famille n'approuva pas son petit ami.

Onun büyük bir ailesi var.

Elle a une grande famille.

Tom'un büyük bir ailesi var.

Tom a une grande famille.

Onların ailesi bizimkinden daha yaşlı.

Leurs parents sont plus âgés que les nôtres.

Tom ve ailesi Boston'a taşındı.

Tom et ses parents ont déménagé à Boston.

Tom'un düşünecek bir ailesi var.

Tom doit penser à sa famille.

Tom'un ailesi çok büyük değil.

La famille de Tom n'est pas très grande.

- Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
- Onun ailesi hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

Je ne sais rien de sa famille.

Kendisi ve ailesi için engelleri vardı.

Il a pu obtenir son indemnité d'invalidité pour lui et sa famille.

Onun geçindirecek büyük bir ailesi var.

- Il a une grande famille à charge.
- Il a une grande famille à entretenir.

Ailesi on yedinci yüzyıla kadar dayanıyor.

Sa famille remonte au dix-septième siècle.

O, ailesi için yemek pişirmeyi sever.

Il aime cuisiner pour sa famille.

Mary bir çocukken ailesi çok fakirdi.

Quand Marie était une enfant, sa famille était très pauvre.

Kral ve ailesi kraliyet sarayında yaşar.

Le roi et sa famille vivent au palais royal.

Ailesi onun küçük geliriyle yaşamak zorunda.

Sa famille doit vivre de son petit revenu.

Tom ve ailesi depremde hayatta kaldılar.

Tom et sa famille ont survécu au tremblement de terre.

...bir gece maymunu ailesi daha yeni uyanıyor.

une famille de singes-chouettes se réveille.

Zengin kısımda ziyaret ettiğimiz Howard ailesi var.

Nous avons visité une famille parmi les riches, les Howard.

Tom Mary'nin ailesi hakkında hiçbir şey bilmiyor.

Tom ne sait rien de la famille de Mary.

Bazen dışarıda ailesi ile birlikte yemek yedi.

Il sortait parfois manger avec sa famille.

Onun ailesi Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti.

- Sa famille émigra aux États-Unis d'Amérique.
- Sa famille a émigré aux États-Unis d'Amérique.

Tom ailesi ile çok az zaman harcar.

Tom passe très peu de temps avec sa famille.

Ailesi gerçekten her gün televizyon izlemeyi seviyor.

Sa famille aime beaucoup regarder la télévision tous les jours.

Kararla kabul edilmedi . ailesi, ama geldi Akhras sarayında

par la décision famille, mais est arrivée fille palais Akhras avec une

Ailesi kırk yıl önce anavatanından Brezilya'ya göç etti.

Sa famille a émigré depuis son pays d'origine jusqu'au Brésil il y a quarante ans.

Dan ve kurbanın ailesi arasında hiçbir bağlantı yoktu.

Il n'y avait aucun lien entre Dan et la famille de la victime.

Tom Noelde ailesi ile olmak zorunda olduğunu söyledi.

Tom a dit qu'il devait être avec sa famille à Noël.

Tom, Noel'i ailesi yerine Mary ile geçirmeyi seçti.

Tom a choisi de passer Noël avec Marie plutôt qu'avec sa famille.

16 üyeleri var. Buraların en büyük su samuru ailesi.

Seize individus. La plus grande famille de loutres du coin.

Paul'un ailesi yaz mevsimini her yıl deniz kenarında geçiriyor.

La famille de Paul passe l'été sur la côte chaque année.

Ailesi konfor içinde yaşayabilsin diye gündüz ve gece çalıştı.

Il a travaillé jour et nuit pour que sa famille puisse vivre dans le confort.

Anderson ailesi dışında herkes gelecek Perşembe akşamı partiye gidiyor.

Tout le monde sauf la famille Anderson viendra à la soirée jeudi prochain.

Onun ailesi ve doktoru ona gitmemesi için baskı yaptılar.

Sa famille et son docteur le supplièrent de ne pas partir.

Başkenti Londra sessiz doğan Asma el-Esad ailesi uygun fiyatlı

britannique Londres calme né Asma al-Assad famille abordable

Tom'un ailesi onun cenazesinde onun hayatıyla ilgili bir video gösterdi.

La famille de Tom a montré une vidéo de sa vie à son enterrement.

Partiye getirdiğim bira şişeleri gereksizdi; ev sahibinin ailesi bir bira fabrikasına sahipti.

Les bouteilles de bière que j’avais apporté à la fête étaient de trop ; la famille de notre hôte possédait une brasserie.

22 dereceye düşen sıcaklığa katlanılabiliyor. Bu fil ailesi güneş çıkmadan içme suyu bulmak zorunda.

La température baisse à 22°C. Cette famille d'éléphants doit trouver de l'eau potable avant le retour du soleil.

Babası onların ailesi gibi aynı dini inançları paylaşmayan bir kızla onun nişanını tasdik etmedi.

Son père n'aurait jamais approuvé ses fiançailles avec une fille qui ne partageait pas les mêmes croyances religieuses que sa famille.

Doktorlar onun öldüğünü düşünmüştü ama o bugün hâlâ hayatta ve sağlıklı ve bir işi ve bir ailesi var.

Les médecins le donnaient pour mort, mais aujourd'hui il est encore vivant et en bonne santé, et il a un travail et une famille.