Translation of "Zevkle" in English

Zevkle.

With pleasure!

Zevkle yaparım.

I'll do it with pleasure.

Evet, zevkle.

Yes, with pleasure.

İşi zevkle karıştırma.

Don't mix business with pleasure.

Zevkle okula gidiyorum.

I go very gladly to school.

Çocukluğumu zevkle hatırlıyorum.

I remember my childhood with pleasure.

Büyük bir zevkle!

With great pleasure!

Bunu zevkle yapacağız.

- We're happy to do it.
- We'll do it with pleasure.

İşi zevkle karıştırmam.

I don't mix business with pleasure.

Ben zevkle seyrettim.

I gloated.

Bize zevkle yardım etti.

She helped us with pleasure.

İşi zevkle birleştirmek zordur.

It is hard to combine business with pleasure.

Görevlerimi zevkle yerine getireceğim.

I will perform my duties with pleasure.

Ben çocukluğumu zevkle hatırlıyorum.

I recall my childhood with pleasure.

Geçit törenini zevkle izledik.

We enjoyed watching the parade.

Gerçek bir zevkle kitabını okudum.

I read your new book with real delight.

Mektubunu büyük bir zevkle okudum.

I read your letter with great pleasure.

Tom'un oturma odası zevkle döşenmiştir.

Tom's living room was tastefully furnished.

Biz onu büyük bir zevkle yaptık.

We did it with the greatest pleasure.

Tom'un evinin içi zevkle dekore edilmiştir.

The interior of Tom's house is decorated tastefully.

Eğer istiyorsan sana zevkle yardım ederim.

I'll help you with pleasure if you want me to.

Senin mektubunu aldım ve onu zevkle okudum.

I have received your letter and read it with delight.

Kitapları yüksek sesle büyük bir zevkle okurum.

I read books aloud with great pleasure.

Diğer insanların zevkle cevap vereceği sorular sorun.

Ask such questions that other people would answer with pleasure.

"Onu benim için yapar mısın, Tom?" "Zevkle sevgilim!"

"Will you do that for me, Tom?" "With pleasure, my darling!"

Zamanım olsaydı, ben sizi büyük bir zevkle ziyaret ederdim.

If I had time, I'd visit you with great pleasure.