Translation of "Yumruk" in English

0.722 sec.

Examples of using "Yumruk" in a sentence and their english translations:

Kimseye yumruk atmadım.

I didn't punch anybody.

Tom'dan yumruk yedim.

I was punched by Tom.

Dövüş, it, yumruk at.

fight, poke, punch.

Onun çenesine yumruk attım.

- I punched him in the chin.
- I punched his jaw.

O, suratıma yumruk attı.

She punched me in the face.

Onun yüzüne yumruk attı.

- She slapped him in the face.
- She punched him in the face.

Suratına bir yumruk attı.

He punched her in the face.

Yüzüne yumruk atmak istiyorum.

- I want to punch you in your face.
- I want to punch you in the face.

Ona yumruk atmak istiyorum.

I want to punch him.

Tom'un yüzüne yumruk attım.

I punched Tom in the face.

Tom ellerini yumruk yaptı.

Tom balled his hands into fists.

Tom Mary'ye yumruk attı.

Tom punched Mary.

Neden Tom'a yumruk atıvermedin?

Why didn't you just punch Tom?

Tom birine yumruk attı.

Tom punched somebody.

Tom Mary'ye yumruk indirdi.

Tom slugged Mary.

Tom bir yumruk yaptı.

Tom made a fist.

Neden Tom'a yumruk attın?

Why did you punch Tom?

Tom suratıma yumruk attı.

Tom punched me in the face.

Tom Mary'ye yumruk çaktı.

Tom gave Mary a fist-bump.

Tom'a bir yumruk savurdum.

I took a swing at Tom.

Tom bana yumruk attı.

Tom punched me.

Tom suratına yumruk yedi.

Tom got punched in the face.

Tom bana yumruk atmadı.

Tom didn't punch me.

- Tom mideme yumruk attı.
- Tom karnımı yumrukladı.
- Tom karnıma yumruk vurdu.

Tom punched me in the stomach.

Ben ona bir yumruk attım.

I took a swing at him.

Tom Mary'nin yüzüne yumruk attı.

Tom punched Mary in the face.

O yüzüme bir yumruk attı.

He dealt me a blow in the face.

Kapalı bir yumruk stres gösterebilir.

A closed fist can indicate stress.

Tom onun yüzüne yumruk attı.

Tom punched him in the face.

Bir kız gibi yumruk atıyorsun.

You punch like a girl.

Tom'un kafasına yumruk atmak istiyorum.

I would like to punch Tom in the head.

O onun suratına yumruk attı.

I punched him in the face.

Onun yüzüne yumruk atmak istedim.

I wanted to punch him in the face.

Bir yumruk gibi davranarak saptırabilir,

act as a battering ram

Tom, Mary'nin midesine yumruk attı.

Tom punched Mary in the stomach.

Mary Tom'un yüzüne yumruk attı.

Mary punched Tom in the face.

Tom John'un midesine yumruk attı.

Tom punched John in the stomach.

Tom kum torbasına yumruk atıyordu.

Tom was punching a punching bag.

Hiç yüzüne yumruk atıldı mı?

Have you ever been punched in the face?

Tom bir yumruk kavgasına girdi.

Tom got into a fistfight.

Keşke Tom'un burnuna yumruk atmasaydım.

I wish I hadn't punched Tom in the nose.

Bizi yumruk yumruğa getiren neydi?

What made us come to blows?

Bana yumruk atan kişi Tom'dur.

Tom is the one who punched me.

Tom'u yumruk attın, değil mi?

You punched Tom, didn't you?

Mary ona yüzünden yumruk atmamı istetti.

Mary made me want to punch her in the face.

Tom John'a çaktırmadan yumruk atmaya çalıştı.

Tom tried to sucker punch John.

Tom'un elleri sıkıca yumruk haline getirildi.

Tom's hands were tightly clenched into fists.

Tom tekrar tekrar Mary'ye yumruk attı.

Tom punched Mary repeatedly.

O duvara yumruk atarken elini kırdı.

She broke her hand punching the wall.

Daha fazla yumruk tokalaşması yok, yapmıyorum.

No more fist-bumps, I'm not doing it.

O yumruk kavgası ile sona erdi.

It ended with fisticuffs.

Tom'a yumruk atan kişi ben değilim.

I'm not the one who punched Tom.

Sami, Leyla'ya yumruk atmaya devam etti.

Sami kept punching Layla

Tom Mary'nin ona yumruk attığını söyledi.

- Tom said Mary punched him.
- Tom said that Mary punched him.

Ben Tom olsaydım Mary'nin yüzüne yumruk atardım.

- If I was Tom, I would've punched Mary in the face.
- If I were Tom, I would've punched Mary in the face.

Tyson bir sol kroşe ile yumruk izledi.

Tyson followed up the jab with a left hook.

Tom John'un karnına yumruk attı ve uzaklaştı.

Tom punched John in the stomach and walked away.

Dan boks eldiveni ile Matt'e yumruk attı.

Dan punched Matt with a boxing glove.

- O, yumruğuyla duvara vurdu.
- Duvara yumruk attı.

He struck the wall with his fist.

- Tom'u yumruklayan benim.
- Tom'a yumruk atan benim.

I'm the one who punched Tom.

O kadar kabasın ki sana yumruk atmak istiyorum.

You're so rude that I want to punch you.

- Onun suratına yumruk atmalıyım.
- Onun yüzünü yumruklamam gerekir.

I ought to punch him in the face.

Adam onun yüzüne yumruk attığında o, özür dilemek üzereydi.

He was about to apologize when the man punched him in the face.

Tom, John'un yüzüne yumruk atıktan sonra odayı terk etti.

Tom punched John in the face then left the room.

Ben sadece mideye yumruk atılmasının nasıl hissedileceğini merak ediyordum.

I was just wondering how it would feel to be punched in the stomach.

- Tom, John'la yumruklaştı.
- Tom ve John yumruk yumruğa girdi.
- Tom ve John birbirlerini yumrukladı.
- Tom ve John birbirlerine yumruk attı.

Tom and John punched each other.

Tekrar asla yapmak istemediğim tek şey bir puantöre yumruk atmaktır.

One thing I don't ever want to do again is punch a time clock.

Tom, Noel yemeğinde ofisteki bir arkadaşı ile yumruk yumruğa girdi.

Tom came to blows with a colleague at the office Christmas lunch.

Bir yumruk sadece bir yumruktur. Bir tekme sadece bir tekmedir.

A punch is just a punch. A kick is just a kick.

- Tom'da tam yumrukluk bir surat var.
- Tom'un çok yumruk atılası bir yüzü var.
- Tom'un suratı tam yumrukluk.

Tom has a very punchable face.