Translation of "Yavaşça" in English

0.021 sec.

Examples of using "Yavaşça" in a sentence and their english translations:

Yavaşça

Softly,

Gayet yavaşça.

but slow.

Yavaşça uzaklaşıyor ...

Slowly he fades into the distance...

Aşağıdan yavaşça.

Slowly, from below.

Yavaşça, lütfen.

Slowly, please.

Yavaşça çevirin.

Turn around slowly.

Yavaşça yemeliyim.

I must eat slowly.

Yavaşça yürüyorum.

I walk slowly.

- Yavaş!
- Yavaşça!

Slowly!

Yavaşça yürüyordum.

I was walking slowly.

- Balon yavaşça yükseldi.
- Balon yavaşça havalandı.

The balloon went up slowly.

Yavaşça ve sessizce.

[whispers] Nice and quiet.

Yavaşça uzaklaşmamı söyledi.

to gently back away.

Yavaşça hayatını kaybediyor

She's just slowly dying

Tom yavaşça yürür.

Tom walks slowly.

Kapı yavaşça açıldı.

The door opened slowly.

Yavaşça gözlerini kapadı.

She slowly closed her eyes.

Yavaşça ayağa kalktı.

He stood up slowly.

O yavaşça ilerledi.

He slowly moved forward.

Yavaşça adını tekrarladı.

He repeated his name slowly.

O, yavaşça ilerledi.

She slowly moved forward.

O yavaşça çalışır.

She works slowly.

Onu yavaşça yaptı.

She did it slowly.

O yavaşça yetişiyor.

He is slowly catching up.

Bunu yavaşça götüreceğiz.

We'll take this nice and easy.

Görüşmeler yavaşça ilerledi.

The negotiations progressed slowly.

Kapı yavaşça kapandı.

The door closed slowly.

Hastalığını yavaşça atlatıyor.

He is slowly recovering from his illness.

Koşma, yavaşça yürü.

Don't run, walk slowly.

Kapıyı yavaşça açtım.

I opened the door slowly.

O, yavaşça yürüyor.

He walks slowly.

Tom yavaşça kalktı.

Tom got up slowly.

Yapraklar yavaşça dökülüyor.

The leaves are slowly falling.

Tom yavaşça üfledi.

Tom exhaled slowly.

Tom yavaşça çekildi.

Tom slowly retreated.

Benim, dedi yavaşça.

It's me, he said softly.

Kız yavaşça yürüdü.

The girl walked slowly.

Çok yavaşça yürüyorum.

I walk very slowly.

Kahvemi yavaşça yudumladım.

I sipped my coffee slowly.

Zaman yavaşça akıyor.

Time drags slowly.

Tom yavaşça yürümüyordu.

Tom wasn't walking slowly.

Yemeğini yavaşça ye.

Eat your food slowly.

Yarışı yavaşça bitirdi.

He slowly finished the race.

- Mary Japonjayı yavaşça konuştu.
- Mary yavaşça Japonca konuştu.

Mary spoke Japanese slowly.

- Yavaşça merdivenlerden aşağı gidelim.
- Yavaşça merdivenlerden aşağı inelim.

Let's go down the stairs slowly.

Ve yavaşça gözlerinizi kapatabilir

And then you can lightly close your eyes

Bill omuzumu yavaşça vurdu.

Bill tapped me on the shoulder.

Yavaşça kapıya doğru yürü.

Walk slowly to the door.

Kör adam yavaşça yürüdü.

The blind men walked slowly.

Kedi yavaşça fareye yaklaştı.

The cat slowly approached the mouse.

Hasta, dudaklarını yavaşça kımıldattı.

The patient moved his lips slightly.

O, yavaşça benden uzaklaştı.

She walked slowly away from me.

O, günlüğünü yavaşça kapattı.

She closed her diary slowly.

Kaymamak için yavaşça yürüdü.

- She walked slowly for fear she should slip.
- She walked slowly so she wouldn't slip.

O, mektubu yavaşça okudu.

He read the letter slowly.

O beni yavaşça itti.

She pushed me gently.

Tom yavaşça gözlerini kapattı.

Tom slowly closed his eyes.

Tom yavaşça merdivenlerden çıktı.

Tom slowly walked up the stairs.

Tom yavaşça odaya bakındı.

Tom slowly looked around the room.

Tom şarabını yavaşça yudumladı.

Tom sipped his wine slowly.

Tom kapıyı yavaşça kapattı.

Tom gently closed the door.

Tom, Mary'yi yavaşça itti.

Tom gave Mary a gentle push.

Geniş nehir yavaşça akar.

The broad river flows slowly.

Tom yavaşça başını salladı.

Tom nodded slowly.

Tom yavaşça ıslık çaldı.

Tom whistled softly.

Tom mikrofona yavaşça konuştu.

Tom spoke quietly into the microphone.

Tom yavaşça kahvesini yudumladı.

Tom sipped his coffee slowly.

Tom yavaşça kapıyı açtı.

Tom slowly opened the door.

Tom kapıyı yavaşça açtı.

Tom opened the door slowly.

Tom yavaşça geriye çekildi.

Tom slowly backed away.

Tom yavaşça geri çekildi.

Tom slowly drew back.

O, gözlerini yavaşça açtı.

She slowly opened her eyes.

Yavaşça onlara doğru yürüdük.

We walked slowly towards them.

Ona doğru yavaşça yürüdüler.

They walked slowly towards him.

Onlar yavaşça ona yaklaştılar.

They slowly approached him.

O yavaşça merdivenleri tırmandı.

He slowly climbed the stairs.

Yaşlı adam yavaşça yürüdü.

The old man walked slowly.

Tom yavaşça sandalyesinden kalktı.

Tom slowly rose from his chair.

O, yavaşça silahı kaldırdı.

He slowly raised the gun.

Helikopter yavaşça yere indi.

The helicopter gently touched down.

Asansör kapıları yavaşça açıldı.

The elevator doors opened slowly.