Translation of "Yapamadı" in English

Tom onu yapamadı.

- Tom couldn't make it.
- Tom couldn't do that.
- Tom wasn't able to do it.
- Tom wasn't able to do that.

Tom bunu yapamadı.

Tom couldn't do it.

Tom istediğini yapamadı.

Tom couldn't do what he wanted.

Onun istediğini yapamadı.

He was not able to do what he wanted.

Tom istediğimizi yapamadı.

Tom was unable to do what we asked.

- Tom onu asla yapamadı.
- Tom bunu hiç yapamadı.

Tom could never do that.

- Neden Tom bunu yapamadı?
- Neden Tom onu yapamadı?

Why couldn't Tom do that?

Hiç kimse onu yapamadı.

No one man could do it.

Yapacağını söylediği şeyi yapamadı.

He failed to do what he said he would do.

Tom onu da yapamadı.

Tom couldn't do that either.

Tom daha fazlasını yapamadı.

Tom could do no more.

Tom hiçbir şey yapamadı.

Tom could do nothing.

O sadece bunu yapamadı.

She just couldn't do it.

Tom bile onu yapamadı.

Even Tom couldn't do that.

Tom sadece bunu yapamadı.

Tom just couldn't do it.

Tom yapmak istediğini yapamadı.

Tom wasn't able to do what he wanted to do.

O daha iyi yapamadı.

He couldn't do any better.

Tom asla onu yapamadı.

Tom has never been able to do that.

Tom neden onu yapamadı.

Why wasn't Tom able to do that?

Tom artık onu yapamadı.

Tom couldn't do that any longer.

Tom bugün bunu yapamadı.

- Tom wasn't able to do that today.
- Tom couldn't do that today.

Tom onu Mary'ye yapamadı.

Tom couldn't do that to Mary.

- Tom dik oturmaya çalıştı ama yapamadı.
- Tom yatmamaya çalıştı ama yapamadı.

Tom tried to sit up, but was unable to.

Seyretmekten başka bir şey yapamadı.

He could do nothing but watch.

Tom gülümsemeye çalıştı, ama yapamadı.

Tom tried to smile, but couldn't.

O, basit aritmetiği bile yapamadı.

He couldn't do even simple arithmetic.

Karısını neşelendirmeye çalıştı, ancak yapamadı.

He tried to cheer up his wife, but wasn't able to.

Başka hiç kimse işimi yapamadı.

No one else could do my work.

Tom yapacağını söylediği şeyi yapamadı.

Tom failed to do what he said he'd do.

Tom uyumaya çalıştı, ama yapamadı.

Tom tried to sleep, but couldn't.

Tom yapabileceğini umduğumuz şeyi yapamadı.

Tom couldn't do what we were hoping he could do.

Tom yapması istenilen şeyi yapamadı.

Tom couldn't do what he was asked to do.

Tom onu tek başına yapamadı.

- Tom couldn't do it by himself.
- Tom couldn't do that by himself.
- Tom was unable to do that on his own.

Tom bunu tek başına yapamadı.

Tom couldn't do this alone.

Tom konuşmaya çalıştı, ama yapamadı.

Tom tried to speak, but couldn't.

Tom katlanmaya çalıştı ama yapamadı.

Tom tried to stand, but couldn't.

Tom denedi ama bunu yapamadı.

Tom tried, but couldn't do it.

Para olmadan, hiçbir şey yapamadı.

Without money, he could do nothing.

Tom öyle bir şey yapamadı.

Tom couldn't do something like that.

Tom yapmasını istediğimiz şeyi yapamadı.

- Tom wasn't able to do what we asked him to do.
- Tom wasn't able to do what we asked.

Tom yapılması gereken şeyi yapamadı.

Tom couldn't do what needed to be done.

Tom istediği her şeyi yapamadı.

Tom could do anything he wanted.

Tom yapması gereken şeyi yapamadı.

- Tom wasn't able to do what he needed to do.
- Tom couldn't do what he needed to do.

Tom bunu yapamadı, değil mi?

Tom couldn't do that, could he?

Tom bunu daha fazla yapamadı.

Tom couldn't do that anymore.

Tom ve Mary bunu yapamadı.

Tom and Mary weren't able to do that.

Tom bunu bir daha yapamadı.

Tom couldn't do that again.

Tom Mary olmadan onu yapamadı.

Tom couldn't do that without Mary.

Sami hastalar üzerinde işlem yapamadı.

Sami couldn't perform procedures on patients.

Tom yapmak istediğini şeyi yapamadı.

Tom couldn't do what he wanted to do.

Tom yapmasını istediğim şeyi yapamadı.

Tom couldn't do what I wanted him to do.

Mary kalkmayı denedi, ama yapamadı.

Mary tried to stand up, but she couldn't.

O, onunla ilgili bir şey yapamadı.

He could make nothing of it.

Şu ana kadar onu kimse yapamadı.

No one has ever been able to do it.

Tom izlemekten başka bir şey yapamadı.

Tom could do nothing but watch.

Tom onu yapmaya çalıştı ama yapamadı.

Tom tried to do it, but he couldn't.

Mary bunu yapamadı ama Tom yaptı.

Mary couldn't do it, but Tom could.

Tom onu yapmaya çalışıyordu ama yapamadı.

Tom was trying to do it, but he couldn't.

Tom onu yapamadı ama Mary yapabildi.

Tom couldn't do it, but Mary could.

Tom ve Mary hiçbir şey yapamadı.

Tom and Mary weren't able to do anything.

Bunu iyi yapamadı, kendine vurmaya başladı.

Unable to do this well, he started hitting himself.

Askerler bahara kadar hiçbir şey yapamadı.

The soldiers could do nothing until spring.

Tom tehlike hakkında bir şey yapamadı.

Tom couldn't do anything about the danger.

Tom sorun hakkında bir şey yapamadı.

Tom couldn't do anything about the problem.

Tom onun hakkında bir şey yapamadı.

Tom couldn't do anything about it.

Tom onun yapmasını istediğimiz şeyi yapamadı.

- Tom couldn't do what we asked him to do.
- Tom was unable to do what we asked him to do.

Tom yapmak istediği her şeyi yapamadı.

- Tom wasn't able to do everything he needed to do.
- Tom couldn't do everything he needed to do.

Tom yapması gereken hiçbir şeyi yapamadı.

- Tom wasn't able to do anything he needed to do.
- Tom couldn't do anything he was supposed to do.
- Tom couldn't do anything he needed to do.

Tom yapmak istediği hiçbir şeyi yapamadı.

- Tom wasn't able to do anything he wanted to do.
- Tom couldn't do anything he wanted to do.
- Tom couldn't do anything he needed to do.

Tom yapmak zorunda olduğu şeyi yapamadı.

- Tom wasn't able to do what he had to do.
- Tom couldn't do what he had to do.

Tom bunu yapamadı, ancak Mary yapabildi.

Tom couldn't do that, but Mary could.

Tom bunu yapamadı, ama Mary yapabildi.

Tom wasn't able to do that, but Mary was.

Pek çok işyeri işçilerine ödeme yapamadı ve

Many businesses weren’t able to pay their workers and many business transactions had

Bob Anne ile konuşmaya çalıştı, ama yapamadı.

Bob tried to speak to Anne, but he couldn't.

Tom oturup beklemekten başka bir şey yapamadı.

Tom could do nothing but sit and wait.

Tom dünkü sınavda bir soruyu bile yapamadı.

Tom couldn't answer even one question on yesterday's test.

Tom Mary'yi incitmek için hiçbir şey yapamadı.

Tom could never do anything to hurt Mary.

Tom arabayı yeniden çalıştırmaya çalıştı ama yapamadı.

Tom tried to restart the car, but couldn't.

Dick bu sorunu çözmeye çalıştı ama yapamadı.

- Dick tried to solve the problem, in vain.
- Dick tried in vain to solve that problem.
- Dick tried to solve that problem, but he couldn't.

Tom ona yapmasını istediğin şeyi asla yapamadı.

Tom could never do what you are asking him to do.

Tom Mary'nin onun yapmasını istediği şeyi yapamadı.

Tom couldn't do what Mary asked him to do.

Tom onun yapmasını istediğimiz her şeyi yapamadı.

Tom wasn't able to do everything we asked him to do.

Tom Mary ile konuşmaya çalıştı, ancak yapamadı.

Tom tried to speak to Mary, but he couldn't.