Translation of "Yakınındaki" in English

0.009 sec.

Examples of using "Yakınındaki" in a sentence and their english translations:

Osaka yakınındaki küçük bir kentte yaşıyor.

He lives in a small town near Osaka.

Adanın yakınındaki o gemiyi görüyor musun?

Do you see that ship near the island?

Köyün yakınındaki bir nehirde balık tutmaya gitti.

He went fishing in a river near the village.

O Central Park yakınındaki lüks bir dairede yaşıyor.

He lives in a posh apartment near Central Park.

Okulun yakınındaki birçok dükkan şimdi cumartesi günleri kapalı.

Most shops near the school are closed on Saturdays now.

Nehrin yakınındaki bitki örtüsünün sadece birkaç yaması vardı.

There were only a few patches of vegetation near the river.

Tom evinin yakınındaki bir spor salonunda egzersiz yapıyor.

Tom works out in a gym near his house.

Tom pencerenin yakınındaki bir masada Mary ile oturuyordu.

Tom was sitting at a table near the window with Mary.

Onlar onunla çiftliğin yakınındaki eski bir ahşap binaya yürüdüler.

They walked with him to an old wooden building near the farmhouse.

Tom saçını tıraş ettirmek için, hastanenin yakınındaki berbere gitti.

Tom went to the barbershop near the hospital to get his hair cut.

Mary tren istasyonu yakınındaki tek yatak odalı bir dairede yaşıyor.

Mary lives in a one-bedroom apartment near the train station.

Cesar Chavez 1927 yılında Arizona'da, Yuma yakınındaki küçük bir çiftlikte doğdu.

Cesar Chavez was born on a small farm near Yuma, Arizona in 1927.

- Onunla istasyonun oradaki kahvecide karşılaştım.
- Onunla istasyonun oradaki kahvecide buluştum.
- Onunla istasyonun yakınındaki bir kafede tanıştım.

I met her in a coffee shop near the station.