Translation of "Kapalı" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Kapalı" in a sentence and their japanese translations:

Havaalanı kapalı.

空港は閉まっています。

Yol kapalı.

道が塞がってる。

Buzdolabı kapalı.

冷蔵庫は閉まってるよ。

Anahtar kapalı.

スイッチは切れている。

- Gözlerinizi kapalı tutun.
- Gözlerini kapalı tut.

目を閉じていなさい。

Kapı kapalı kaldı.

- 戸は閉まったままだった。
- ドアは閉じられたままだった。

Şimdi müze kapalı.

- その博物館は今は閉鎖している。
- ただ今、博物館は閉館しております。

Dükkân bugün kapalı.

その店は今日は閉まっている。

Pencereyi kapalı tut.

窓を閉めておきなさい。

Ana vana kapalı.

元栓、しまってる。

Çenemi kapalı tutmalıydım.

- しゃべるべきじゃなかった。
- 口をつぐんでいるべきだった。

Ağzını kapalı tut.

黙ってて。

Pencereler kapalı mıydı?

窓は閉まってた?

Ağzını kapalı tutmalıydın.

黙ってればよかったのに。

Kitaplarımızı kapalı tuttuk.

私たちは本を閉じていた。

Kapıyı kapalı tut.

- ドアを閉めておきなさいよ。
- ドアは閉めておきなさい。

Onu kapalı bırakın.

そこ閉めておいて。

Banka kapalı mıydı?

銀行は閉まってた?

- Bu dükkân pazartesi günleri kapalı.
- Bu mağaza pazartesileri kapalı.

その店は月曜日には休業です。

Dükkân pazar günü kapalı.

その店は日曜日にはしまっている。

Mağaza zaten kapalı olabilir.

その店はもう閉まっているかもしれないよ。

Orada gözleri kapalı oturuyordu.

彼女は目を閉じてそこに座っていた。

Hâlâ gözleri kapalı duruyordu.

彼は目を閉じたままじっと立っていた。

O, pencereyi kapalı tuttu.

彼は窓を閉めておいた。

Gözleri kapalı sırtüstü yattı.

彼は眼を閉じて、仰向けに寝ていた。

O, kapıyı kapalı buldu.

彼はドアが閉まっていることに気がついた。

Mağaza yarın kapalı olacak.

明日は店が閉まっています。

O, gözlerini kapalı tuttu.

- 彼女は目を閉じたままであった。
- 彼女は目を閉じたままでいた。

O, kapalı kapıyı çaldı.

彼はその閉まっているドアをノックした。

Gözleri kapalı orada durdu.

彼は目を閉じてそこに立っていた。

Prenses gözleri kapalı yattı.

姫は目を閉じて、横たわっておられた。

Insanların evlerinde kapalı olması, ...

外出禁止命令、

O kapalı kapıyı çaldı.

彼はその閉まっているドアをノックした。

Işık kapalı iken uyudum.

私は明かりを消して眠った。

Tüm pencereler kapalı mı?

窓は全部閉まってる?

Postane hala kapalı mı?

郵便局って、まだ閉まってる?

Bütün pencereler kapalı mı?

窓は全部閉まってる?

Bu mağaza bugün kapalı.

このデパートは今日は閉まっている。

Gözlerin kapalı yürüyebiliyor musun?

- 目を閉じて歩けますか。
- あなたは目を閉じて歩くことができますか。

Gözleri kapalı orada oturdu.

彼は目を閉じてそこに座っていた。

Gözleri kapalı müzik dinledi.

- 彼は目を閉じて音楽を聞いた。
- 彼は目を閉じて音楽に耳を傾けた。
- 彼は目を閉じてその音楽を聞いた。

Tom ağzını kapalı tuttu.

トムは黙っていた。

Lütfen kapıyı kapalı tutun.

ドアは閉めたままにしておいてください。

Kapalı kutu, hapishane olarak adlandırıyordu.

「鍵のかかった箱」「監獄」と呼びます

Hasta gözleri kapalı yatakta yatıyordu.

患者は目を閉じてベッドに横たわっていた。

Nancy kapalı yer oyunlarından hoşlanır.

ナンシーは屋内競技が好きです。

Ondan önce kapı kapalı kaldı.

ドアは彼女の前で閉じられたままだった。

Kapı bütün gün kapalı kaldı.

- ドアは一日中閉まりっぱなしだった。
- そのドアは1日中閉められたままだった。

Kapı tüm yıl boyunca kapalı.

その門は1年中閉じられている。

Otel kış boyunca kapalı kalır.

そのホテルは冬の間は閉まったままである。

Ağızlarını kapalı tutsalardı iyi olurdu.

彼らは黙っていたほうがよかったのに。

Gözleri kapalı onun yanında oturdu.

彼は目を閉じて彼女のそばに座っていた。

Gazın kapalı olup olmadığına bak.

ガスがきちんと閉まっているか確認しなさい。

Kapalı bir yumruk stres gösterebilir.

握った拳はストレスを示すこともある。

Nagano'ya giden yol trafiğe kapalı.

長野への道路は、通行止めになっている。

Bu müze beş yıldır kapalı.

この美術館は5年間も閉鎖されたままだ。

Görünene göre dükkan bugün kapalı.

今日は店は休みのようだ。

Bu fotoğraf, kapalı alan çiftliğine dönüştürdüğümüz

この写真は 廃棄された輸送コンテナを

Ders kitaplarınız kapalı olarak beni dinleyin.

教科書を閉じて私の言うことを聞きなさい。

Yaşlı adam koltukta gözleri kapalı oturdu.

その老人は、目を閉じて椅子に座った。

Bir sonraki duyuruya kadar mağaza kapalı.

当店は追ってお知らせするまで閉店いたします。

O, bir bankta gözleri kapalı oturuyordu.

- 目を閉じたままで彼はベンチに座っていた。
- 彼は目を閉じたままベンチに座っていた。
- 彼は目を閉じてベンチに座っていた。
- 彼は目をつむったままベンチに座っていた。

Gözleri kapalı şekilde bir kanepeye yattı.

彼女は目を閉じてソファーに横になっていた。

Gözleri kapalı bir şekilde yere oturdu.

彼女は、目を閉じて床に座った。

Sana kapıyı kapalı tutmanı söylediğimi düşündüm.

ドアを閉めておくように言ったはずですが。

Perdeler kapalı olduğu için içeriyi göremiyorum.

カーテンが閉められているので中が見えません。

Ha, şimdi hatırladım. Kütüphane yarın kapalı.

あ、そういえば明日図書館休みなんだった。

Ağzını kapalı, gözlerini ise açık tut.

口は閉じておけ目は開けておけ。

Müzenin Pazartesi günleri kapalı olduğunu anlıyorum.

- 博物館は、月曜日は閉まっていると思います。
- 博物館なら、月曜日はやってないと思うよ。

İngiltere'de pazar günü mağazalar kapalı mı?

イギリスでは、日曜日にお店が閉まっていますか。

- Kapı kapatıldı mı?
- Kapı kapalı mıydı?

ドアは閉まってた?

Yaşlı adam gözleri kapalı bankta oturdu.

おじいさんは目を閉じてベンチに座っていました。

O, bize yolun kapalı olduğunu söyledi.

彼女は私達にその道路が閉鎖されていると教えてくれた。

Gözleri kapalı olarak onun yanına oturdu.

彼女は目を閉じて、彼の隣に座った。

Tren istasyonu yarından itibaren kapalı olacak.

その駅は、明日以降から終了します。

Onun üç gün boyunca bilinci kapalı.

彼は三日間無意識の状態だ。

O, sık sık gözleri kapalı düşünüyor.

彼はしばしば目を閉じて考える。

Ve kapalı çiftliklerde alanı, maksimum verimlilik için

限られた空間で 生産量を最大化するために

Ayrıca kişisel olarak, kapalı alan yapay çiftliklerinin

そして最後に 私が個人的にワクワクしていることですが

Mary kendini tüm pencereleri kapalı odaya kapattı.

メアリーは窓を全部閉めたまま、部屋の中に閉じこもった。

O zamana kadar bütün dükkanları kapalı buldum.

すべての店がその時までに閉まっているのがわかった。

Tom gazın kapalı olduğunu dikkatle kontrol etti.

トムはガスが止まっていることをきっちりと確かめた。

Ağzını kesinlikle kapalı tutamaz, bir saniye bile.

彼女は一秒たりとも口をつぐんでいることができない。

Insanların evlerinde kapalı kalma emirlerine kızgın olması, ...

外出禁止命令に怒る人々、

O tren istasyonu yarından itibaren kapalı olacak.

その駅は、明日以降から終了します。

Gözlerin kapalı olarak bir süre bankta uzan.

目を閉じて少しの間長椅子に横になってなさい。

Çıkmadan önce, ışıkların kapalı olduğundan emin olun.

- 出かける前には必ず電灯を消すようにしなさい。
- 帰るときには間違いなく電気を消してください。

Sana onları açmanı söyleyinceye kadar gözlerini kapalı tut.

- 開けてと言うまで目を閉じていてくれないか。
- いいって言うまで目つぶってて。

Bir kapı ya kapalı ya da açık olmalı.

ドアは開けるか閉めるかしなければならない。

O yorgun olduğu için kanepede gözleri kapalı oturuyordu.

彼は疲れていたので、目を閉じてソファーの上に座っていた。

Onları açman gerektiğini söyleyinceye kadar gözlerini kapalı tut.

いいって言うまで目つぶってて。

Okulun yakınındaki birçok dükkan şimdi cumartesi günleri kapalı.

- 今では学校の近くのほとんどの店が土曜は休みだ。
- 今では学校の近くにあるほとんどの店が土曜休業だ。

Dışarı çıkmadan önce gazın kapalı olduğundan emin olun.

出かける前にガスを必ず消しなさい。

Bugün dükkân kapalı ise, ben yarın tekrar deneyeceğim.

- もし今日店が閉まっていたら、明日また行くことにするよ。
- もし今日店が閉まっていたら、明日もう一度トライしてみるよ。