Translation of "Yağmurlu" in English

0.013 sec.

Examples of using "Yağmurlu" in a sentence and their english translations:

Hava yağmurlu.

The weather is rainy.

Yağmurlu bir gün.

It's a rainy day.

Hava yağmurlu kaldı.

The weather remained rainy.

Yağmurlu mevsim yaklaşıyor.

It'll soon be the rainy season.

Yağmurlu havalarda hüzünleniyorum.

I'm sad when it rains.

Yağmurlu havadan hoşlanmıyorum.

I don't like rainy weather.

Yağmurlu günleri severim.

I love rainy days.

Yağmurlu bir gündü.

It was a rainy day.

Yağmurlu bir akşamdı.

It was a rainy evening.

- Yağmurlu günlerden nefret ederim.
- Yağmurlu günlerden nefret ediyorum.

I hate rainy days.

Maalesef yarın yağmurlu olacak.

I'm afraid it will be rainy tomorrow.

- Hava yağmurlu.
- Yağmur yağıyor.

- It is raining.
- It's raining.

Bu yağmurlu bir gün.

This is a rainy day.

Yağmurlu bir gün sayılır.

It's sort of a rainy day.

Bugün yağmurlu olacak mı?

Will there be wet weather today?

Pazartesi yağmurlu bir gündü.

Monday was a rainy day.

- Yağmurlu günler beni mutsuz eder.
- Yağmurlu günler beni mutsuz ediyor.

Rainy days make me unhappy.

- Haziranda çok sayıda yağmurlu günlerimiz var.
- Haziranda yağmurlu günümüz çok olur.

We have many rainy days in June.

Yağmurlu günler beni depresif yapar.

Rainy days make me depressed.

Kaza yağmurlu bir günde oldu.

The accident happened on a rainy day.

Hava yağmurlu, yani dışarıda oynayamayız.

It's a rainy day, so we can't play outside.

Biz yağmurlu bir büyü yaşıyoruz.

We're having a rainy spell.

Evet, bugün hava yağmurlu gibi.

Yes, it looks like rain today.

Pazartesi yağmurlu bir gün olacak.

Monday will likely be a rainy day.

Yağmurlu havada araba sürmeyi sevmiyorum.

I don't like driving in the rain.

Bugün rüzgarlı ve aşırı yağmurlu.

It is windy and very rainy today.

Tom yağmurlu havalarda otobüse biner.

When it rains, Tom takes the bus.

Bu kış birçok yağmurlu fırtına yaşadık.

This winter we experienced many rainstorms.

İlk karşılaştığımız gün yağmurlu bir gündü.

The day when we first met was a rainy day.

Seninle karşılaştığım gün, yağmurlu ve soğuktu.

The day when I met you was rainy and cold.

O, onu özlüyor, özellikle yağmurlu günlerde.

She misses him, especially on rainy days.

Burada Boston'da hava yağmurlu ve berbat.

It's rainy and icky here in Boston.

Yağmurlu günlerde bile okula bisikletle giderim.

I go to school by bicycle even on rainy days.

Yağmurlu günler hariç, ben büroya bisikletimle giderim

I go to the office by bicycle except on rainy days.

Yağmurlu bir günde en iyisi evde kalmaktır.

The best bet on a rainy day is to remain indoors.

Onun, Paris'e hareket ettiği gün yağmurlu idi.

The day she started for Paris was rainy.

Vancouver'da yaşıyoruz, zaten her gün yağmurlu gibi.

We live in Vancouver; it looks like rain everyday.

Pazartesi günü muhtemelen yağmurlu bir gün olacak.

Monday will probably be a rainy day.

Yağmurlu veya güneşli fark etmez, atletizm yarışması düzenlenecek.

Rain or shine, the athletic meet will be held.

Hava yağmurlu olduğundan dolayı, beyzbol oyunu iptal edilmişti.

The weather being rainy, the baseball game was cancelled.

Bu yıl haziran ayında çok yağmurlu günler yoktu.

There were not many rainy days in June this year.

Yağmurlu sezon olmadığı için bir şemsiyeye gerek yok.

Since it's not the rainy season, there's no need for an umbrella.

Yağmurlu bir günde yaptığın en sevdiğin şey nedir?

What's your favorite thing to do on a rainy day?

Sence yağmurlu mevsim bu yıl erken başlayacak mı?

Do you think the rainy season will set in early this year?

Yağmurlu sezonun ne zaman biteceğini tahmin etmek mümkün değil.

There is no telling when the rainy season will be over.

O yağmurlu bir günde okula sık sık geç kalır.

She is often late for school on a rainy day.

Bu yıl ağustos ayında az sayıda yağmurlu günler vardı.

This year there were few rainy days in August.

En çok yağmurlu aylar mayıs, haziran, temmuz ve ağustostur.

The months with the most rain are May, June, July and August.

Hava tahminine göre bu öğleden sonra yağmurlu olacaktı ama öyle olmadı.

The weather forecast said that it would rain this afternoon, but it didn't.

- Ekimde burada çok yağmur yağar.
- Ekim ayı burada çok yağmurlu geçer.

It rains a lot here in October.

Bankalar güneşli günde sana şemsiye vermeye çalışırlar ama yağmurlu günde sırtlarını dönerler.

Banks will try to lend you an umbrella on a sunny day, but they will turn their backs on a rainy day.

Yağmurlu bir sabahtan sonra bulutlar aniden ayrıldı ve gökyüzünde bir çift gökkuşağı göründü.

After a rainy morning the clouds were suddenly parted and a double rainbow appeared in the sky.

Yağmurlu veya güneşli fark etmez, hava nasıl olursa olsun açılış töreni saat dokuzda başlayacak.

Rain or shine, the opening ceremony is to begin at nine.

Pazar öğleden sonra yağmurlu bir günde kendileriyle ilgili ne yapacaklarını bilmeyen milyonlarca insan ölümsüzlük için can atıyorlar.

Millions long for immortality who do not know what to do with themselves on a rainy Sunday afternoon.