Translation of "Verirseniz" in English

0.009 sec.

Examples of using "Verirseniz" in a sentence and their english translations:

ürünlerinize hak ettiğini verirseniz

if you are right with your product,

Neye karar verirseniz birlikte yapacağız.

Whatever you decide, we're gonna do together.

İzin verirseniz Tom'la konuşmak istiyorum.

I'd like to speak to Tom if I may.

İzin verirseniz bulaşıkları yıkamak istiyorum.

I'd like to wash up if I may.

Eğer kötülük verirseniz kötülük alırsınız.

If you give evil, you will receive evil.

İşteyken hislerinizin coşmasına birdenbire izin verirseniz

If you suddenly let your feelings run wild at work

Neye karar verirseniz birlikte onu yapacağız.

Whatever you decide, we're gonna do together.

İzin verirseniz Tom'la yalnız konuşmak istiyorum.

I'd like to speak to Tom alone if I may.

İzin verirseniz bu soruyu cevaplamaya çalışacağım.

I'll try to answer this question if I may.

Konuşmam için izin verirseniz, her şeyi açıklayabilirim.

If you permit me to speak, I can explain everything.

Bana Tom'un telefon numarasını verirseniz, onu arayacağım.

If you give me Tom's phone number, I'll call him.

Ve insanlara beklediklerinden çok daha fazla bilgi verirseniz

and give people far more information than they bargained for,

Köpeğinizin parkta serbest dolaşmasına izin verirseniz, para cezası alırsınız.

If you allow your dog to go free in the park, you will receive a fine.

Eğer kazak ve 150 dolarlık bir kaban almaya karar verirseniz, kazak bedava...

If you decide to get a sweater and $150 coat, the sweater would be counted as the free

Bana ne kadar fazla bilgi verirseniz size o kadar daha iyi tavsiye verebilirim.

The more information you give me, the better the advice I can provide you.

Eğer birine 20 dolar ödünç verirseniz ve o kişiyi asla yeniden görmezseniz, muhtemelen ona değmiştir.

If you lend someone $20 and never see that person again, it was probably worth it.