Translation of "Vazgeçirmeye" in English

Onu bundan vazgeçirmeye çalıştım.

I tried to talk her out of it.

Biz Tom'u vazgeçirmeye çalıştık.

We tried to talk Tom out of it.

Bir arkadaşımı evlenmekten vazgeçirmeye çalıştım.

I tried to talk a friend of mine out of getting married.

Onu projeye katılmaktan vazgeçirmeye çalıştım.

I tried to dissuade him from participating in the project.

O onu projeye katılmaktan vazgeçirmeye çalıştı.

She tried to dissuade him from participating in the project.

Onu planından vazgeçirmeye çalışmanın faydası yok.

It is no use trying to talk him out of his plan.

Tom Mary'yi John'la çıkmaktan vazgeçirmeye çalıştı.

Tom tried to discourage Mary from going out with John.

Tom Mary'yi John'la konuşmaktan vazgeçirmeye çalıştı.

Tom tried to stop Mary from talking to John.

- Onu yolculuğa çıkmaktan vazgeçirmeye çalışırken zor bir zaman geçirdim.
- Onu yolculuktan vazgeçirmeye çalışırken epey zorlandım.

I had a hard time trying to talk him out of taking the trip.

- Onun yolculuğu iptal etmesini ikna etmeye çalışarak zor bir zaman geçirdim.
- Onu yolculuktan vazgeçirmeye çalışırken epey zorlandım.

I had a hard time trying to persuade him to cancel the trip.