Translation of "Uçurdu" in English

0.004 sec.

Examples of using "Uçurdu" in a sentence and their english translations:

Pilot uçağı uçurdu.

The pilot flew the airplane.

Düşman köprüyü uçurdu.

The enemy blew up the bridge.

Dün şapkasını uçurdu.

She had her hat blown off yesterday.

Rüzgâr şapkamı uçurdu.

The wind blew my hat off.

Adam kendi beynini uçurdu.

The man blew out his own brains.

O bir uçurtma uçurdu.

He flew a kite.

Rüzgar onun şapkasını uçurdu.

The wind blew her hat off.

Rüzgar şemsiyeyi elinden uçurdu.

The wind blew the umbrella out of her hand.

Tom köprüyü havaya uçurdu.

Tom blew up the bridge.

Rüzgâr Tom'un şapkasını uçurdu.

The wind blew Tom's hat off.

Rüzgar, şemsiyemi elimden uçurdu.

The wind blew the umbrella out of my hand.

Güçlü rüzgar yüzünden şapkasını uçurdu.

He had his hat blown off by the strong wind.

Sihirbaz genç kadını havada uçurdu.

The magician made the young lady float into the air.

Tom kazara kendini havaya uçurdu.

Tom blew himself up accidentally.

Tom oğluyla bir uçurtma uçurdu.

Tom flew a kite with his son.

O, oğluyla birlikte bir uçurtma uçurdu.

He flew a kite with his son.

- Tom onun kafasını uçurdu.
- Tom kellesini kaybetti.

Tom had his head chopped off.

Tom bir av tüfeği ile kafasını uçurdu.

Tom blew his head off with a shotgun.

Kasırga çatıları uçurdu ve birçok ağacı kökünden söktü.

The windstorm blew away roofs and uprooted many trees.

Bir rüzgar esintisi geldi ve Curdken'in şapkasını uçurdu.

A puff of wind came and blew Curdken's hat far away.

Tom bir gelen geçeni ezdi sonra olay yerini uçurdu.

Tom ran over a passerby then flew the scene.

Bir rüzgar esintisi Curdken'in şapkasını uçurdu, ve o onu tepe ve vadinin üzerinde kovalamak zorunda kaldı.

A gust of wind blew Curdken's hat away, and he had to chase it over hill and dale.