Translation of "Havaya" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Havaya" in a sentence and their spanish translations:

Havaya bağlı.

Depende del tiempo que haga.

Soğuk havaya katlanabilirim ama sıcak havaya değil.

Logro soportar tiempo frío, pero no tiempo caluroso.

Sıcak, nemli havaya.

por el aire cálido y húmedo.

Ellerini havaya kaldır.

Levántate las manos.

Ellerini havaya kaldır!

¡Arriba las manos!

Havaya ihtiyacım var.

Necesito aire.

Sanırım havaya bağlı.

Supongo que dependerá del clima.

Bu havaya alışıyorum.

- Me estoy acostumbrando a este clima.
- Me estoy haciendo a este tiempo.
- Me estoy habituando a este tiempo.

- Ben soğuk havaya alışkınım.
- Ben soğuk havaya alışığım.

- Estoy acostumbrada al tiempo frío.
- Estoy acostumbrado al tiempo frío.

İşimizin başarısı havaya bağlıdır.

El éxito de nuestro negocio depende del clima.

O, tamamen havaya bağlıdır.

Todo depende del tiempo que haga.

Bu sıcak havaya dayanamıyorum.

No puedo soportar este clima ardiente.

Lastiğin havaya ihtiyacı var.

Le falta aire al neumático.

Tom ellerini havaya kaldırdı.

Tom levantó sus manos.

Bu soğuk havaya alışkınım.

Estoy acostumbrado a este clima frío.

Temiz havaya ihtiyacım var.

¡Necesito aire fresco!

Tom köprüyü havaya uçurdu.

Tom voló el puente.

Bu soğuk havaya çabuk alışırsınız.

- Tú te acostumbrarás pronto a este frío clima.
- Pronto te acostumbrarás al clima frío.

Parti kötü havaya bakılmaksızın düzenlendi.

La fiesta se celebró a pesar del mal tiempo.

Bizim temiz havaya ihtiyacımız var.

Necesitamos aire fresco.

O, kötü havaya rağmen geldi.

Él vino a pesar del mal clima.

Sadece biraz havaya ihtiyacım var.

Solo necesito aire.

Tom sağ elini havaya kaldırdı.

Tom levantó su mano derecha.

Biraz temiz havaya ihtiyacım var.

Necesito aire fresco.

Sanırım biraz havaya ihtiyacım var.

Creo que necesito un poco de aire.

Teröristler bir otobüsü havaya uçurdular.

Los terroristas hicieron estallar un bus.

Ulusal bayramlarda bayrakları havaya kaldırmalıyız.

En los feriados nacionales alzamos las banderas.

Dişiyi havaya sokmak için ritim tutuyor.

Golpetea un ritmo para ponerla de humor.

Güzel havaya sahip olacağımızı düşünüyor musun?

¿Crees que nos hará buen tiempo?

Bu lastiğin biraz havaya ihtiyacı var.

Este neumático necesita un poco de aire.

Kısa sürede kendini soğuk havaya alıştırdı.

Él se acostumbró enseguida al clima frío.

Top böyle havaya atılır birisinin ismi söylenir

la pelota se lanza al aire así, se dice el nombre de alguien

Adam kaçıranlar Tom'un binayı havaya uçurmasını söyledi.

Los secuestradores querían que Tom hiciera estallar aquel edificio.

Birisi bizim ofis binamızı havaya uçurmaya çalıştı.

Alguien trató de estallar nuestro edificio de oficinas.

Kötü havaya aldırmadan dışarı çıkmaya karar verdim.

A pesar del mal tiempo, decidí salir.

Roket, fırlatıldıktan birkaç saniye sonra havaya uçtu.

El cohete explotó pocos segundos después de su lanzamiento.

İnsanların ne kadar bira içtiği genelde havaya bağlıdır.

Qué tanta cerveza tome la gente depende en buena parte del clima.

Ne tür spor yaptığımız havaya ve mevsime bağlı.

El tipo de deportes que jugamos depende del tiempo y de la estación.

"Ne zaman geri döneceksin?" "Bu tamamen havaya bağlı."

"¿Cuándo volverás?" "Todo depende del clima."

Onun purosundan bir duman halkası havaya doğru uçtu.

Un anillo de humo flotó desde su cigarro hasta el aire.

Tren hareket ederken havaya siyah duman bulutları püskürttü.

El tren arrojaba nubes de humo negro al aire mientras se iba traqueteando.

- O, tamamen havaya bağlıdır.
- Her şey hava durumuna bağlı.

Todo depende del tiempo que haga.

Çiçeklerin ve ağaçların temiz havaya ve taze suya ihtiyacı vardır.

Las flores y los árboles necesitan aire limpio y agua fresca.

Trebia'nın soğuk sularını geçtikten sonra, askerleri aç, ıslanmış, ve neredeyse dondurucu olan soğuk havaya maruz bir şekilde durmakta.

Después de vadear el frío Trebia, sus hombres están hambrientos, empapados y cerca de congelarse.

- Çiçeklerin ve ağaçların temiz havaya ve taze suya ihtiyacı vardır.
- Çiçek ve ağaçlar temiz hava ve taze suya ihtiyaç duyarlar.
- Çiçekler ve ağaçlar, temiz hava ve tatlı suya ihtiyaç duyarlar.

Las flores y los árboles necesitan aire limpio y agua fresca.