Translation of "Tanımıyorsun" in English

0.005 sec.

Examples of using "Tanımıyorsun" in a sentence and their english translations:

Beni tanımıyorsun.

- You don't know me.
- You do not know me.

Adamı tanımıyorsun.

You don't know jack.

Onları tanımıyorsun.

You don't know them.

Bizi tanımıyorsun.

You don't know us.

Beni bile tanımıyorsun.

You don't even know me.

Beni hiç tanımıyorsun.

You don't know me at all.

Burada kimi tanımıyorsun?

Who don't you know here?

Sanırım beni tanımıyorsun.

I guess you don't recognize me.

Burada kimseyi tanımıyorsun.

You don't know anyone here.

Neredeyse beni tanımıyorsun.

You hardly know me.

Tom'u tanımıyorsun bile.

You don't even know Tom.

Sen muhtemelen onu tanımıyorsun.

You probably don't recognize her.

Babamı tanımıyorsun, değil mi?

You don't know my dad, do you?

Sen gerçekten beni tanımıyorsun.

You don't really know me.

Tom'u tanımıyorsun, değil mi?

You don't know Tom, do you?

Beni gerçekten tanımıyorsun, Tom.

You don't really know me, Tom.

Sen bizi tanımıyorsun bile.

You don't even know us.

Sen onları tanımıyorsun bile.

You don't even know them.

Sen onu tanımıyorsun bile.

You don't even know him.

Komşularını tanımıyorsun, değil mi?

You don't know your neighbors, do you?

- Onu tanımıyorsun.
- Onu tanımıyorsunuz.

You don't know him.

Tom'u benim tanıdığım gibi tanımıyorsun.

You don't know Tom like I do.

Sen bizi çok iyi tanımıyorsun.

You don't know us very well.

Sen beni çok iyi tanımıyorsun?

You don't know me very well.

Tom'u gerçekten tanımıyorsun, değil mi?

You don't really know Tom, do you?

Sen benim erkek kardeşimi tanımıyorsun.

You don't know my brother.

Sen onları tanımıyorsun, değil mi?

You don't know them, do you?

Sen onu tanımıyorsun, değil mi?

You don't know him, do you?

Onları benim tanıdığım gibi tanımıyorsun.

You don't know them like I do.

Onu benim tanıdığım gibi tanımıyorsun.

You don't know him like I do.

Tom'u tanıdığını düşündüğün kadar iyi tanımıyorsun.

You don't know Tom as well as you think you do.

Beni çok iyi tanımıyorsun, değil mi?

You don't know me very well, do you?

Sen onu tanımıyorsun ama ben tanıyorum.

You don't know him, but I do.

Tom'un erkek kardeşini tanımıyorsun, değil mi?

You don't know Tom's brother, do you?

Tom'u benim tanıdığım kadar iyi tanımıyorsun.

You don't know Tom as well as I do.

Onunla tanışıncaya kadar bir erkeği gerçekten tanımıyorsun.

You do not really understand a man till you have met him.

Sen belli ki Tom'u çok iyi tanımıyorsun.

You obviously don't know Tom very well.

- Sen onu bilmiyorsun bile.
- Sen onu tanımıyorsun bile.

You don't even know her.

- Beni tanımıyor musun, değil mi?
- Beni tanımıyorsun, değil mi?

You don't recognize me, do you?