Translation of "Taşıyarak" in English

0.005 sec.

Examples of using "Taşıyarak" in a sentence and their english translations:

Tom kaykayını taşıyarak eve geldi.

Tom came into the house, carrying his skateboard.

Tom içeriye yiyecek taşıyarak girdi.

Tom came in carrying groceries.

Tom çiçekler taşıyarak odaya girdi.

Tom walked into the room, carrying flowers.

Tom bisiklet kaskını taşıyarak sınıfa girdi.

Tom entered the classroom, carrying his bicycle helmet.

Tom bir şey taşıyarak içeri girdi.

Tom came in carrying something.

Tom üç paket taşıyarak mağazadan çıktı.

Tom walked out of the store, carrying three packages.

Tom büyük bir bavul taşıyarak içeri girdi.

Tom came in carrying a big suitcase.

Tom bir market çantası taşıyarak içeri girdi.

Tom came in carrying a grocery bag.

Tom iki market torbası taşıyarak mutfağa girdi.

Tom came into the kitchen carrying two grocery bags.

Tom bir kitap yığını taşıyarak içeri girdi.

Tom came in carrying a stack of books.

Tom bir pano taşıyarak konferans salonuna girdi.

Tom entered the conference room, carrying a clipboard.

Tom altılık bira paketi taşıyarak içeri girdi.

Tom came in carrying a six pack of beer.

Tom bir evrak çantası taşıyarak odaya girdi.

Tom entered the room carrying a briefcase.

Tom kucak dolusu posta taşıyarak ofise girdi.

Tom entered the office carrying an armload of mail.

Tom bir demlik kahve taşıyarak mutfaktan döndü.

Tom returned from the kitchen carrying a pot of coffee.

Doktor siyah bir çanta taşıyarak içeri geldi.

The doctor came in carrying a black bag.

Tom ağır bir kutuyu taşıyarak binaya girdi.

Tom came into the building, carrying a heavy box.

Tom bir fincan kahve taşıyarak salona geldi.

Tom came into the lounge, carrying a cup of coffee.

Tom iki valiz taşıyarak Mary'nin peşinden gitti.

Tom followed behind Mary, carrying two suitcases.

Tom üç bardak espresso taşıyarak içeri geldi.

Tom came in carrying three cups of espresso.

Tom bir buket çiçek taşıyarak odaya girdi.

Tom walked into the room, carrying a bouqet of flowers.

Tom üç şişe şarap taşıyarak odaya geldi.

Tom came into the room carrying three bottles of wine.

O, büyük bir demet çiçek taşıyarak geldi.

He came bearing a large bunch of flowers.

Tom siyah bir spor çantası taşıyarak sokaktan aşağıya doğru yürüyordu.

Tom walked down the street carrying a black gym bag.

1957'de Sputnik 2, Laika adlı bir köpek taşıyarak fırlatıldı. Laika dünyanın yörüngesine yerleşen ilk hayvan oldu.

In 1957, Sputnik 2 was launched carrying a dog named Laika. Laika was the first animal to orbit the Earth.