Translation of "Taşıyacak" in English

0.003 sec.

Examples of using "Taşıyacak" in a sentence and their english translations:

Tom sizi taşıyacak.

Tom will carry you.

O bavulları senin için taşıyacak.

He will carry those suitcases for you.

Sizin cesur ruhunuz sizi içinden taşıyacak.

Your undaunted spirit will carry you through.

Halat onu taşıyacak kadar güçlü değildi.

The rope wasn't strong enough to support him.

Arabam beş kişi taşıyacak kadar büyük.

My car is large enough to carry five people.

Bu borç çok ağır faiz taşıyacak.

This loan will carry very heavy interest.

Benim için bagajımı taşıyacak kadar kibardı.

She was kind enough to carry my baggage for me.

Tom sizin için bu bavulları taşıyacak.

Tom will carry those suitcases for you.

Tom benim için valizimi taşıyacak kadar kibardı.

Tom was nice enough to carry my suitcase for me.

Buz bizim ağırlığımızı taşıyacak kadar kalın değil.

- The ice is not thick enough to hold our weight.
- The ice isn't thick enough to hold our weight.

Şu ağır metal kutuları taşıyacak kadar güçlüyüm.

I'm strong enough to carry those heavy metal boxes.

Savaşı kaybetmek bizim için ne anlam taşıyacak?

What will losing the war mean to us?

100 dolar beni ne kadar taşıyacak merak ediyorum.

I'm wondering how long $100 will carry me.

Kyoko benim için valizimi taşıyacak kadar yeterince kibardı.

- Kyoko had the kindness to carry my baggage for me.
- Kyoko was kind enough to carry my baggage for me.

Yapı bu kadar ağırlığı taşıyacak kadar güçlü değil.

The structure isn't strong enough to support that much weight.

Çanta kolaylıkla bir hafta boyunca yeterli giysileri taşıyacak.

The bag will easily carry enough clothes for a week.

Bu merdiven benim ağırlığımı taşıyacak kadar güçlü mü?

Is this ladder strong enough to bear my weight?

Ve bizi ileriye taşıyacak yaratıcı çözümlerin ve yeni kuralların zamanı.

and championing solutions and new rules that will move us forward.

Ancak yolculuk için gerekli tüm malzemeleri, ekipmanı ve yakıtı taşıyacak kadar büyük bir uzay aracının

But a spacecraft large enough to carry all the necessary supplies, equipment and fuel