Translation of "Arabam" in English

0.008 sec.

Examples of using "Arabam" in a sentence and their english translations:

- Bir arabam yoktur.
- Arabam yok.

- I don't have a car.
- I have no car.

Arabam dükkânda.

My car's in the shop.

Arabam çalışmaz.

My car won't start.

Arabam mavi.

My car is blue.

Arabam nerede?

- Where is my car?
- Where's my car?

Arabam çalışmadı.

My car wouldn't start.

Arabam bozuldu.

- My car has broken down.
- My car broke down.

Arabam Almandır.

My car is German.

Arabam yok.

- I don't have a car.
- I have no car.
- I don't own a car.
- I haven't got a car.

Arabam orada.

- My car's over there.
- My car is over there.

Arabam yıkanmalıdır.

My car needs washing.

Arabam bozuk.

My car is broken.

Arabam garajda.

- My car's in the garage.
- My car is in the garage.

Arabam çalındı.

- My car's been stolen.
- My car has been stolen.

Arabam Tom'da.

Tom has my car.

- Arabam miadını doldurmuş.
- Arabam bozulmak üzere.

My car is on its last legs.

- Benim bir arabam var.
- Bir arabam var.

- I have a car.
- I own a car.
- I've got a car.

Bu benim arabam değil, o benim arabam

This isn't my car, that's my car.

Benim arabam çalışmıyor.

My car is not running.

Arabam tamir ediliyor.

- My car is being repaired.
- My car is being fixed.

Arabam yolda bozuldu.

My car broke down on the way.

Döndüğümde, arabam çalınmıştı.

When I came back, my car was gone.

"Arabam nerede?" "Garajda."

"Where is my car?" "It's in the garage."

Benim arabam kırmızı.

My car is red.

Bu benim arabam.

- This is my car.
- This car is mine.
- That's my car.

Arabam olmadığını biliyorsun.

- You know I don't have a car.
- You know that I don't have a car.

Arabam satılık değil.

My car isn't for sale.

Arabam bir Toyota.

My car is a Toyota.

Bu benim arabam!

- That's my car.
- That's my car!

Arabam arka tarafta.

My car's out back.

Arabam soğuktan çalışmadı.

My car didn't start because of the cold.

Arabam David'in garajında.

My car is at David's garage.

Arabam çamura saplandı.

My car got stuck in the mud.

Arabam bir hurda.

My car is a piece of junk.

Arabam bozulmak üzere.

My car is on its last legs.

İki arabam vardı.

I had two cars.

Benim arabam kirli.

My car's dirty.

Bir arabam var.

- I have a car.
- I've got a car.

İki arabam var.

I have two cars.

Arabam senin yenebilir.

- My car can beat yours!
- My car can beat yours.

Arabam kötü durumda.

My car is in bad shape.

Arabam dışarıda parkedilmiş.

My car is parked outside.

Arabam çamurda sıkıştı.

My car is stuck in the mud.

Arabam önde parketti.

My car's parked out front.

Benim arabam haczedildi.

My car has been impounded.

İlk arabam maviydi.

My first car was blue.

Arabam olmadan yapamam.

I can't do without my car.

Arabam alev aldı.

My car caught fire.

- Arabam oldukça az yakıyor.
- Arabam çok yakıt tasarrufludur.

My car gets pretty good gas mileage.

- Bu benim arabam değil.
- Şu benim arabam değil.

That's not my car.

- Arabam şimdi tamir ediliyor.
- Arabam şu an tamir ediliyor.

My car is being fixed now.

- Arabam güvercin pisliği ile kaplı.
- Arabam güvercin dışkısıyla kaplıdır.

My car is covered with pigeon poop.

Arabam çok benzin yakar.

My car burns a lot of gas.

Asla bir arabam olmadı.

I never had a car.

Eski bir arabam var.

I have an old car.

Bu benim arabam değil.

- This isn't my car.
- That's not my car.
- It's not my car.
- It isn't my car.

Eski arabam şimdi hurdalıkta.

My old car is now in the junkyard.

Arabam benden daha yaşlı.

My car is older than me.

Bu benim yeni arabam.

This is my new car.

Keşke bir arabam olsa.

I wish I had a car.

Artık bir arabam yok.

I don't have a car anymore.

Arabam yeterince güçlü değil.

My car isn't powerful enough.

Sonunda kendi arabam var.

Finally, I have my own car.

Arabam önde park edilir.

My car is parked out front.

Arabam caddede park edilir.

My car is parked down the street.

Arabam seni sabahleyin alacak.

My car will pick you up in the morning.

Dün el arabam çalındı.

Yesterday, my wheelbarrow was stolen.

Arabam Ford, sizinki gibi.

My car is a Ford, just like yours.

Benim bir arabam var.

- I have a car.
- I've got a car.

Arabam beygir gücünde yetersiz.

My car is deficient in horsepower.

Buraya gelirken arabam bozuldu.

My car broke down on the way here.

Bir arabam bile yok.

I don't even own a car.

Pembe bir arabam var.

- I have a pink car.
- I have a pink-coloured car.

Kırmızı bir arabam var.

I have a red car.