Translation of "Sokakları" in English

Sokakları görmek istiyorum.

I want to see the streets.

Kalabalık sokakları doldurdu.

The crowd filled the streets.

Moloz sokakları kirletti.

Debris littered the streets.

Onlar farklı sokakları izliyordu.

They were following different streets.

Bu kentin sokakları geniştir.

The streets of this city are wide.

Bu kentin sokakları dardır.

The streets of this city are narrow.

Kübalı askerler sokakları koruyordu.

Cuban soldiers were guarding the streets.

Ben sokakları görmeye gitmek istiyorum.

I want to go see the streets.

Yağmur yağdığında sokakları sel bastı.

- Our streets flood when we have rain.
- Our streets flood when it rains.

Bütün gün sokakları başıboş dolaştım.

I wandered about the streets all day.

Tokyo sokakları Cumartesi günleri doludur.

The streets in Tokyo are full on Saturdays.

- Sokakları su basmış.
- Sokaklar su altında.

The streets are flooded.

Otomobiller sokakları doldurmadan önce şehrin havası temizdi.

Before automobiles filled out streets, city air used to be clean.

Geceydi ve bir karanlık örtüsü bütün sokakları kapladı.

It was night, and a veil of darkness covered the streets.

Gidiş-geliş bütün yolları, yan sokakları da biliyorsunuz.

street just in case.

- Oğlunu arayarak caddeleri dolaştı.
- Oğlunu arayarak sokakları dolaştı.

He walked the streets looking for his son.

Her gece Mumbai'nin arka sokakları ölümcül bir kedi fare oyununa sahne oluyor.

Every night, Mumbai’s backstreets play host to a deadly game of cat and mouse.