Translation of "Söyleyeceğinden" in English

Onu söyleyeceğinden korkmuştum.

- I was afraid you were going to say that.
- I was afraid that you were going to say that.

Tom'a söyleyeceğinden emin ol.

Make sure you tell Tom.

Tom'un Mary'ye söyleyeceğinden eminim.

I'm sure Tom will tell Mary.

Tom'un şarkı söyleyeceğinden şüpheliyim.

- I doubt Tom will sing.
- I doubt that Tom will sing.

Tom ne söyleyeceğinden emin değildi.

Tom wasn't sure what to say.

Ne söyleyeceğinden oldukça emin değildim.

I wasn't quite sure what to say.

Bilmem gerekeni bana söyleyeceğinden eminim.

I'm sure you will tell me what I need to know.

Onu Tom'a söyleyeceğinden emin ol.

Make sure you tell Tom that.

Tom'un bize gerçeği söyleyeceğinden şüpheliyim.

- I doubt Tom will tell us the truth.
- I doubt that Tom will tell us the truth.

Gelir gelmez sana söyleyeceğinden eminim.

I am sure he'll tell you as soon as he comes.

Tom'un bize gerçeği söyleyeceğinden eminim.

I'm sure Tom will tell us the truth.

Tom'un sana yalan söyleyeceğinden şüpheliyim.

- I doubt Tom will lie to you.
- I doubt that Tom will lie to you.

Tom senin ne söyleyeceğinden emin değil.

Tom isn't sure what to say.

Öyle bir şey söyleyeceğinden neredeyse emindim.

- I was hoping you'd say something like that.
- I was almost certain you'd say something like that.
- I was almost certain that you'd say something like that.

Bilmem gereken şeyi bana söyleyeceğinden eminim.

I'm sure you'll tell me what I need to know.

Eğer bilseydi Tom'un bana söyleyeceğinden eminim.

- I'm sure Tom would've told me if he'd known.
- I'm sure Tom would have told me if he'd known.

Yarın onun kilisede şarkı söyleyeceğinden eminim.

I'm sure she is going to sing at church tomorrow.

Tom daha sonra ne söyleyeceğinden emin değildi.

Tom was unsure what to say next.

Tom Mary'ye baktı, ne söyleyeceğinden emin değildi.

Tom looked at Mary, not sure what to say.

Tom'un sana her şeyi söyleyeceğinden emin ol.

Make sure Tom tells you everything.

Tom'un Mary'ye gerçekten neler olduğunu söyleyeceğinden şüpheliyim.

- I doubt that Tom will tell Mary what really happened.
- I doubt Tom will tell Mary what really happened.

Tom'un bize hatalı olup olmadığımızı söyleyeceğinden oldukça eminim.

I'm pretty sure that Tom would tell us if we were wrong.

Ben anadil olarak konuşan birinin bunu o şekilde söyleyeceğinden şüpheliyim.

- I doubt a native speaker would say it that way.
- I doubt that a native speaker would say it that way.

Saat 2.30'a kadar burada olmasını Tom'a söyleyeceğinden emin ol.

Make sure you tell Tom to be here by 2:30.