Translation of "Piyanoyu" in English

Piyanoyu kaldıramazsın.

You can't lift the piano.

Piyanoyu çalmıyor.

He's not playing the piano.

- Oğlan piyanoyu çalıyor.
- Oğlan piyanoyu çalar.

The boy plays the piano.

O, piyanoyu öğreniyor.

She is learning the piano.

Piyanoyu coşkuyla çaldı.

She played the piano with enthusiasm.

Piyanoyu yalnız kaldıramazsın.

You can't lift the piano by yourself.

Piyanoyu çalan Tom'dur.

That's Tom playing the piano.

Piyanoyu çalar mısın?

Do you play the piano?

Piyanoyu iyi çalar.

He plays the piano well.

O, piyanoyu çalabilir.

He can play the piano.

Piyanoyu nerede istiyorsun?

Where do you want the piano?

Tom piyanoyu çalmıyordu.

Tom wasn't playing the piano.

Piyanoyu kim çalıyor?

Who's playing the piano?

Piyanoyu tek başına kaldıramazsın.

- You cannot lift the piano alone.
- They cannot lift the piano alone.

Piyanoyu çok iyi çalabilirim.

I was able to play piano very well.

Piyanoyu yeterince iyi çaldı.

She played the piano well enough.

Piyanoyu çok iyi çalamaz.

She can't play the piano very well.

Piyanoyu çaldığını duymak istiyorum.

- I would like to hear you play the piano.
- I'd like to hear you play the piano.

Tom piyanoyu notasız çalar.

Tom plays the piano by ear.

Piyanoyu kim icat etti?

Who invented the piano?

Sen piyanoyu çalabildiğini söyledin.

You said you could play the piano.

Piyanoyu çalan kişi Tom.

Tom is the one playing the piano.

Sana piyanoyu kim öğretti?

Who taught you the piano?

O, piyanoyu notasız çalardı.

He played piano by ear.

Tom piyanoyu iyi çalabilir.

Tom can play the piano well.

Tom'un piyanoyu çaldığını duydum.

I heard Tom playing the piano.

Piyanoyu nasıl yukarı çıkaracağız?

How are we going to get the piano upstairs?

Piyanoyu kulaktan duyma çalar.

She plays piano by ear.

Piyano teknisyeni piyanoyu onardı.

The piano technician repaired the piano.

Piyanoyu çok iyi çalamam.

I can't play the piano very well.

Piyanoyu taşımamıza yardım et.

Help us move the piano.

Tom piyanoyu kulaktan çalar.

Tom plays piano by ear.

O piyanoyu iyi şekilde çalabilir.

She can play the piano well.

Piyanoyu nasıl da güzel çalıyor!

How well she plays the piano!

O, piyanoyu çalarken sessiz kalın.

Keep silent while he is playing the piano.

Bay Tanaka piyanoyu iyi çalabilir.

Mr. Tanaka can play the piano well.

Piyanoyu bu merdivenlerden nasıl çıkaracağız?

How are we going to get this piano up those stairs?

O piyanoyu kaldırırsam fıtık olurum.

If I lift that piano, I'll get hernia.

Sıkıldığım zaman piyanoyu pratik yaparım.

I practice the piano when I'm bored.

O, piyanoyu çok iyi çalabilir.

She can play the piano very well.

Tom piyanoyu çalabileceğini nasıl bildi?

- How did Tom know you could play the piano?
- How did Tom know that you could play the piano?

Tom piyanoyu çok iyi çalamaz.

Tom can't play the piano very well.

Piyanoyu taşımak kaç kişi gerektirdi?

How many people did it take to move the piano?

Piyanoyu tek başıma taşımaya çalıştım.

I tried to move the piano by myself.

Tom'un piyanoyu taşımasına yardım ettim.

I helped Tom move the piano.

Tom piyanoyu kendi başına taşıyamayacak.

Tom won't be able to move the piano by himself.

Tom piyanoyu çok iyi çalmıyor.

Tom doesn't play the piano very well.

Tom'a piyanoyu taşımama yardım ettirdim.

I got Tom to help me move the piano.

- Çok iyi şekilde piyano çalabilir.
- O, piyanoyu çok iyi çalar.
- O, piyanoyu çok iyi çalabilir.
- O, piyanoyu çok iyi çalıyor.

She can play the piano very well.

Biri piyanoyu çalıyor. Bu Ann olmalı.

Somebody is playing the piano. It must be Ann.

Piyanoyu çalan kız benim kız kardeşim.

The girl that plays the piano is my sister.

Hâlâ o piyanoyu getirmemiz gerektiğini söylüyorum.

- I still say we should've bought that piano.
- I still say we should have bought that piano.

Bana piyanoyu nasıl çalacağımı öğretir misin?

Could you teach me how to play the piano?

O, piyanoyu benden daha iyi çalabilir.

He can play the piano better than I.

Tom piyanoyu Mary'den daha iyi çalar.

- Tom plays the piano better than Mary.
- Tom plays the piano better than Mary does.

Bu piyanoyu çalabilirsiniz ama gece değil.

You can play this piano, but not at night.

İnsanlar piyanoyu taşımak için yeterli değil.

The people are not enough to carry the piano.

Tom'un piyanoyu taşımasına yardım etmek zorundayım.

I have to help Tom move the piano.

Tom piyanoyu Mary'den daha iyi çalıyor.

- Tom plays the piano better than Mary.
- Tom plays piano better than Mary.

Ben birine piyanoyu taşımama yardım ettirdim.

- I got someone to help me move the piano.
- I got somebody to help me move the piano.

Tom ve ben piyanoyu kendimiz taşıyabiliriz.

Tom and I can move the piano by ourselves.

Ben aslında piyanoyu gerçekten iyi çalarım.

- I actually play piano really well.
- I actually play the piano really well.

Ben aslında piyanoyu oldukça iyi çalıyorum.

- I actually play piano quite well.
- I actually play piano pretty well.

Tom ve arkadaşları piyanoyu taşmama yardım etti.

Tom and his friends helped me carry the piano.

Yapmam gerektiği kadar sık piyanoyu pratik yapmıyorum.

I don't practice the piano as often as I should.

Tom piyanoyu notasız olarak oldukça iyi çalabilir.

Tom can play the piano by ear quite well.

Tom piyanoyu tanıdığım herkesten daha iyi çalabilir.

- Tom is able to play the piano better than anybody else I know.
- Tom is able to play the piano better than anyone else I know.

Tom piyanoyu benden çok daha iyi çalabilir.

- Tom can play the piano much better than I can.
- Tom can play the piano much better than me.

Tom, piyanoyu Mary'den çok daha iyi çalar.

- Tom can play the piano much better than Mary can.
- Tom can play the piano a lot better than Mary.
- Tom can play the piano much better than Mary.

Piyanoyu iyi çalmak için, yıllarca pratik yapmak gerekir.

It takes years of practice to play the piano well.

Tony gömleğini çıkardı ve onunla piyanoyu ile temizledi.

Tony took off his shirt and cleaned the piano with it.

Belki bu eski piyanoyu isteyip istemediğini Tom'a sormalıyız.

Maybe we should ask Tom if he wants this old piano.

Tom tek başına piyanoyu taşımaya çalıştı ama taşıyamadı.

Tom tried to move the piano by himself, but he couldn't.

Tom'un ve Mary'nin piyanoyu taşımasına yardım etmek zorundayım.

I have to help Tom and Mary move a piano.

Tom sırtı ağrıdığı için piyanoyu taşımaya yardım edemiyor.

Tom can't help move the piano because he has a bad back.

- Piyanoyu çalmayı seviyor musun?
- Piyano çalmayı seviyor musun?

- Do you like to play the piano?
- Do you like playing the piano?

Tom, bugün piyanoyu taşımanıza yardımcı olabileceğini düşünmediğini söyledi.

- Tom said that he didn't think he could help you move the piano today.
- Tom said that he didn't think that he could help you move the piano today.
- Tom said he didn't think that he could help you move the piano today.

Tom, piyanoyu taşımasına yardım etmek için birine para verdi.

Tom paid someone to help him move the piano.

Hangisini çalman daha kolay, piyanoyu mu yoksa orgu mu?

Which is easier for you to play, the piano or the organ?

Onun elleri küçük ama piyanoyu çalamayacak kadar çok küçük değil.

Her hands are small, but not so small that she can't play the piano.

Tom günde yaklaşık bir saat piyanoyu pratik yapmak için geçirir.

Tom spends about an hour a day practicing the piano.

Jack'in müzikte iyi olmadığı doğru değil, aksine, o piyanoyu iyi çalar.

It isn't true that Jack is no good at music; on the contrary, he plays the piano well.

Tom piyanoyu her gün en az otuz dakikalık bir süreyle uygular.

Tom practices the piano at least thirty minutes every day.

Tom evimize ne zaman gelebileceğini ve piyanoyu taşımamıza yardım edebileceğini bilmek istiyor.

Tom wants to know when you can come over to our place and help us move our piano.

Tom'un uğramak için ve piyanoyu taşımamıza yardım etmek için zamanı olacağını umuyordum.

I was hoping Tom would have time to come over and help us move the piano.

- Bir piyanonun nasıl ayarlanacağını biliyor musun?
- Bir piyanoyu nasıl ayarlayacağını biliyor musun?

Do you know how to tune a piano?