Translation of "çalan" in English

Piyanoyu çalan Tom'dur.

That's Tom playing the piano.

Fotoğrafları çalan oydu.

It was she who stole the photos.

- Piyano çalan kız kız kardeşimdir.
- Piyano çalan kız kardeşimdir.

- The girl playing the piano is my sister.
- The girl who's playing the piano is my sister.

- Akordiyon çalan birini biliyorum.
- Akordeon çalan bir tanıdığım var.

I know someone who plays the accordion.

Piyano çalan adam kim?

- Who is the man playing the piano?
- Who's the man playing the piano?

Piyano çalan kız Akiko'dur.

The girl playing the piano is Akiko.

Keman çalan adam kim?

- Who is the man playing the violin?
- Who's the man playing the violin?

Koyunlarımızı çalan kişi Tom.

Tom is the one that's been stealing our sheep.

Çalan yumuşak müzik vardı.

There was soft music playing.

Tabloyu çalan kişi benim.

I'm the one who stole the painting.

Gitar çalan çocuk Tom'dur.

The boy playing the guitar is Tom.

Piyano çalan adam Tom'dur.

The guy playing the piano is Tom.

Piyanoyu çalan kişi Tom.

Tom is the one playing the piano.

Saatini çalan çocugu yakaladı.

He caught a boy stealing his watch.

Gitar çalan çocuk Ken'dir.

The boy playing the guitar is Ken.

Mary'nin motosikletini çalan Tom'du.

It was Tom who stole Mary's bike.

Banjo çalan birini bilmiyorum.

I don't know anyone who plays the banjo.

Paranı çalan kişi benim.

I'm the one who stole your money.

Saksofonu çalan oğlan Tom'dur.

The boy playing the saxophone is Tom.

Mary'nin kolyesini çalan Tom'du.

It was Tom who stole Mary's necklace.

Bisikletini çalan kişi Tom.

Tom is the one who stole your bicycle.

- Meşgul kadın çalan telefonu görmezden geldi.
- Meşgul kadın çalan telefonu açmadı.

The busy woman ignored the ringing telephone.

Piyano çalan kız kız kardeşimdir.

The girl playing the piano is my sister.

Cüzdanını çalan o değil miydi?

Wasn't it him who stole your wallet?

Sanırım cüzdanımı çalan kişi Tom'du.

- I think Tom was the one who stole my wallet.
- I think that Tom was the one who stole my wallet.

Zili çalan kişi sen miydin?

Were you the one who rung the bell?

Çalan bir zil sesi duydum.

I heard the sound of a ringing bell.

Gitar çalan benim erkek kardeşim.

The guitar player is my brother.

Piyano çalan kız benim kızım.

The girl playing the piano is my daughter.

Piyano çalan kızın adı Akiko'dur.

The girl playing the piano is named Akiko.

O, çalan insan türü değil.

He isn't the kind of person who steals.

Bu gece çalan grup Bostonlu.

The band that's playing tonight is from Boston.

Tom'un cüzdanını çalan kişi bendim.

I was the one who stole Tom's wallet.

O, Tom'un telefonunu çalan adam.

That's the guy who stole Tom's phone.

Polis, bisikletimi çalan kişiyi arıyor.

The police are looking for the person who stole my bicycle.

Tom, Mary'nin bisikletini çalan çocuk.

Tom is the boy who stole Mary's bicycle.

Sence parayı çalan Tom muydu?

Do you think it was Tom who stole the money?

Bir kemer tokası çalan idam edilecek; bir devlet çalan bir prens olur.

He who steals a belt buckle will be executed; he who steals a state becomes a prince.

Piyanoyu çalan kız benim kız kardeşim.

The girl that plays the piano is my sister.

Uzakta çalan bir rege müzik duydum.

I heard some reggae music playing in the distance.

Radyoda çalan ellilerin bir müziği vardı.

There was some fifties music playing on the radio.

Odaya girdiğimde radyoda çalan Mozart'ı duyabiliyordum.

When I entered the room, I could hear Mozart playing on the radio.

Arabamı çalan kişinin Tom olduğunu biliyorum.

I know the person who stole my car was Tom.

Parayı çalan kişinin Tom olduğundan kuşkulanıyorum.

- I suspect that Tom is the one who stole the money.
- I suspect Tom is the one who stole the money.

Saatimi çalan kişinin Tom olduğundan eminim.

I'm positive Tom was the one who stole my watch.

Gitar çalan çocuğun adını biliyor musun?

Do you know the name of the boy who's playing the guitar?

Tom muhtemelen Mary'nin kolyesini çalan kişidir.

Tom is probably the one who stole Mary's necklace.

Belki Mary'nin kolyesini çalan kişi Tom'du.

Maybe Tom was the one who stole Mary's necklace.

Gitarı çalan oğlan benim erkek kardeşim.

The boy who is playing guitar is my brother.

Gitar çalan çocuk benim erkek kardeşim.

- The boy playing the guitar is my brother.
- The boy playing the guitar is my younger brother.

Orada gitar çalan o çocuk kim?

Who's that boy playing the guitar over there?

Mary'nin elmas yüzüğünü çalan kişi bendim.

I was the one who stole Mary's diamond ring.

Piyano çalan adamın adı Tom Jackson'dur.

The man playing the piano is named Tom Jackson.

Çiftçi kendi bahçesindeki elmaları çalan çocuğu yakaladı.

The farmer caught the boy stealing the apples in his orchard.

Geçen pazar kilisede organ çalan Tom muydu?

Was that Tom who was playing the organ at church last Sunday?

Otomatik pikapta çalan bir ülke şarkısı vardı.

There was a country song playing on the jukebox.

Bugün yumurta çalan yarın öküz de çalar.

He that will steal an egg will steal an ox.

Gitar çalan oğlan benim küçük erkek kardeşim.

The boy playing the guitar is my younger brother.

- Kapıyı çalan kişi benim.
- Kapıyı tıklayanım ben!

I am the one who knocks.

Tom'un bisikletimi çalan kişi olduğundan emin değilim.

I'm not certain Tom is the one who stole my bicycle.

Tom bisikletini çalan kişinin ben olduğumu öğrendi.

Tom found out that I was the one who had stolen his bicycle.

Belki de Tom senin bisikletini çalan kişiydi.

Maybe Tom was the one who stole your bicycle.

Mary'nin bisikletini çalan kişinin Tom olduğuna inanamıyorum.

- I can't believe that Tom is the one who stole Mary's bicycle.
- I can't believe Tom is the one who stole Mary's bicycle.

- Kapıyı tıklatan bendim.
- Kapıyı çalan kişi bendim.

I was the one who knocked on the door.

Saksafonunu çalan kişinin Tom olduğunu nasıl bildin?

How did you know Tom was the one who stole your saxophone?

Tom ruj çalan kadınlar tarafından öpülmeyi sevmiyor.

Tom doesn't like to be kissed by women wearing lipstick.

Tom beyin bilgisayarını çalan kişiyi biliyor musun

Do you know who stole Tom's laptop?

Parayı çalan kişinin ben olduğumu itiraf ediyorum.

- I admit that I'm the one who stole the money.
- I admit I'm the one who stole the money.

Tom'un onu çalan kişi olduğunu mu düşünüyorsunuz?

Do you think Tom was the one who stole that?

Bence Tom, Mary'nin elmas yüzüğünü çalan kişi.

- I think Tom is the one who stole Mary's diamond ring.
- I think that Tom is the one who stole Mary's diamond ring.

Hiç şüphesiz, Tom, Mary'nin kolyesini çalan kişi.

- There's no doubt Tom is the one who stole Mary's necklace.
- There's no doubt that Tom is the one who stole Mary's necklace.

Tom, Mary'nin bisikletini çalan kişi olduğundan şüpheleniyor.

Tom suspects that Mary is the one who stole his bicycle.

Ben oldukça iyi gitar çalan bir adam biliyorum.

I know a guy who plays the guitar fairly well.

Haklıydın gibi görünüyor. Mary'nin kemanını çalan adam Tom'du.

It looks like you were right. Tom was the guy who stole Mary's violin.

Ben eski şarkılar çalan bir grupta gitar çalıyorum.

I play guitar in an oldies band.

Tom cüzdanını çalan kişinin Mary olduğundan hiç şüphelenmedi.

Tom never suspected that Mary was the one who had stolen his wallet.

Otelin lobisinde çalan beş kişilik bir bando vardı.

There was a brass quintet playing in the lobby of the hotel.

Tom Mary'nin bileziğini çalan kişi olduğunu itiraf etti.

- Tom admitted that he was the one who stole Mary's bracelet.
- Tom admitted he was the one who stole Mary's bracelet.

Senin bisikletini çalan kişinin Tom olduğunu mu söylüyorsun?

Are you saying Tom is the one who stole your bicycle?

Şüphe yok ki, Mary'nin kolyesini çalan kişi Tom.

- There's no doubt Tom is the one who stole Mary's necklace.
- There's no doubt that Tom is the one who stole Mary's necklace.

Tom genelde klasik rock çalan bir radyo istasyonunu dinler.

Tom usually listens to a radio station that plays classic rock.

Gitar çalan uzun siyah saçlı, uzun boylu adam kim?

Who is the tall guy with long dark hair playing the guitar?

Odada bir piyano duruyordu, ama onu çalan kimse yoktu.

In the room there was a piano, but there was nobody who played it.

- Kemanı kim çalıyor?
- Keman çalan kim?
- Kemanda kim var?

- Who is playing the violin?
- Who's playing the violin?

Bunun Tom'un kamerasını çalan şu adamlardan biri olduğunu düşünüyorum.

I think it was one of those men that stole Tom's camera.

Tom, Mary'nin elmas kolyesini çalan kişi olduğunu inkar etmedi.

Tom didn't deny that he was the one who stole Mary's diamond necklace.

Tom, Mary'nin elmas kolyesini çalan kişi olduğunu itiraf etti.

- Tom admitted that he was the one who stole Mary's diamond necklace.
- Tom admitted he was the one who stole Mary's diamond necklace.

Senin cüzdanını çalan kişinin o olduğunu Tom'a nasıl kabul ettirdin?

- How did you get Tom to admit he was the one who stole your wallet?
- How did you get Tom to admit that he was the one who stole your wallet?

Tom'un motosikletimi çalan kişi olduğu hakkında aklımda hiç şüphe yoktu.

- There was no doubt in my mind that Tom was the one who stole my motorcycle.
- There was no doubt in my mind Tom was the one who stole my motorcycle.

- Hırsızlık yapan kişi cezalandırılmayı hak eder.
- Çalan bir kişi cezayı hak eder.

A person who steals deserves punishment.

Tom'un bisikletini çalan kişinin sen olduğunu hem sen hem de ben biliyoruz.

- You and I both know you were the one who stole Tom's bicycle.
- You and I both know that you were the one who stole Tom's bicycle.

Ya o yıllar da böyle mezar taşlarını çalan birisi ortaya çıktı bir anda

Either those people who stole such gravestones appeared at a time

Çiftçi kızgın bir sesle "Ah, seni küçük hırsız!" dedi. "Öyleyse tavuklarımı çalan kişi sensin!"

"Ah, you little thief!" said the Farmer in an angry voice. "So you are the one who steals my chickens!"

Tom'un sağlam delili yoktu, fakat o, annesinin elmas yüzüğünü çalan kişinin Mary olduğunu düşünüyordu.

Tom didn't have any hard evidence, but he thought Mary was the one who stole his mother's diamond ring.