Translation of "Oynamanın" in English

Kedimle oynamanın ortasındayım.

I'm in the middle of playing with my cat.

Sert oynamanın bir faydası yok.

It's no use playing tough.

Tom kumar oynamanın yanlış olduğunu düşünüyor.

- Tom thinks that gambling is wrong.
- Tom thinks gambling is wrong.

Tom makasla oynamanın tehlikeli olduğunu bilir.

- Tom knows that it's dangerous to play with scissors.
- Tom knows it's dangerous to play with scissors.

Bazı insanlar kumar oynamanın bir günah olduğunu düşünüyor.

Some people think that gambling's a sin.

Tom'un anne babası ona ateşle oynamanın tehlikeli olduğunu söylediler.

Tom's parents told him that playing with fire was dangerous.

Yol kenarında bir top ile oynamanın tehlikeli olduğunu bilmiyor musun?

Don't you know it's dangerous to play with a ball by the roadside?

Herkes komik roller oynamanın diğerlerinden daha zor olduğunu iddia ediyor fakat bu hiç doğru değil. Herhangi bir alanda, iyi bir iş yapmak her zaman zordur.

Everyone claims that it's harder to play comic roles than others, but that's not true at all. Doing a good job is always difficult, in any area.