Translation of "Günah" in English

0.004 sec.

Examples of using "Günah" in a sentence and their english translations:

Günah değil miydi?

Wasn't it a sin?

Ben günah işledim.

I have sinned.

Günah işlemeyi sever.

He likes to sin.

Sen günah keçisisin.

You're the scapegoat.

Biz günah işledik.

We have sinned.

Ciddi bir günah değil.

It's not a serious sin.

Tom günah kadar suçludur.

Tom is as guilty as sin.

Tom papaza günah çıkarttı.

Tom confessed his sins to the priest.

Günah dışında her şeye direnebilirim.

I can resist everything except temptation.

O her zaman günah keçisi.

He's always the scapegoat.

Genç insanlar günah işlemeye eğilimlidir.

Young people are prone to fall into temptation.

Günah işledik, Tanrım, bizi affet.

We have sinned, Lord, forgive us.

Onlar bir günah keçisi arıyorlar.

They're looking for a scapegoat.

Dün günah işledik, bugün ödüyoruz.

Yesterday we sinned, today we pay.

Domuz eti yemek günah mı?

Is eating pork a sin?

Öyle yapmak günah kabul ediliyor.

Doing that is considered a sin.

Hırs ve ego günah değil miydi?

Wasn't greed and ego a sin?

- Tom itiraf etti.
- Tom günah çıkardı.

Tom confessed.

Onu boşa harcamak bir günah olacaktı.

It would be a sin to waste it.

Beni affedin, zira ben günah işledim.

Forgive me, for I have sinned.

Onlara basbayağı bir günah keçisi lazım.

They simply need a scapegoat.

Günah işlediğim için beni affet Tanrım.

Forgive me Father for I have sinned.

Sami, Leyla'yı günah keçisi olarak seçti.

Sami selected Layla to be the scapegoat.

Bizler günah keçilerinin, düşmanların ve diğerlerinin yaratıldığı

We're in a moment where creating scapegoats

İnsanların günah keçileri aradıkları bir anla uğraşıyoruz

we're dealing with a moment when people are looking for scapegoats,

Onların sadece bir günah keçisi bulmaları gerekiyor.

They simply need to find a scapegoat.

Yalan söylemek her zaman bir günah mıdır?

Is it always a sin to tell a lie?

Hem yaşlılar hem de gençler günah suçlusudur.

Both the old and young are guilty of sinning.

İtiraf edilen bir günah yarı yarıya bağışlanır.

A sin confessed is half forgiven.

Hiçbir günah Tanrı'nın affedemeyeceği kadar büyük değildir.

No sin is too great for God to forgive.

Arazilerini savunmak şimdi bir günah haline mi geldi?

- Defending their land has now become a sin?
- To defend their land has now become a sin?

Zevk bir günahtır ve bazen günah bir zevktir.

Pleasure's a sin, and sometimes sin's a pleasure.

Bazı insanlar kumar oynamanın bir günah olduğunu düşünüyor.

Some people think that gambling's a sin.

Tom gıdayı israf etmenin bir günah olduğunu düşünüyor.

- Tom thinks that wasting food is a sin.
- Tom thinks wasting food is a sin.

Büyükannem her zaman yiyeceği boşa harcamanın bir günah olduğunu söyledi.

My grandmother always said it was a sin to waste food.

Yaşlı filozof "Hayat günah olmadan var olabilir mi?" diye sordu.

"Can life exist without sin?" asked the old philosopher.

Birçok dinde, mastürbasyon günah ve pis bir eylem olarak kabul edilir.

In many religions, masturbation is considered a sin and an impure act.

- Sami gerçek bir itirafta bulundu.
- Sami gerçek bir günah çıkarma yaptı.

Sami made a true confession.

Evet, cinayetin bir günah olduğunu söyledim ama günahların yanlış olduğunu asla söylemedim.

Yes, I said that murder is a sin, but I never said that sins are wrong.

Yedi ölümcül günah şunlardır: kibir, kıskançlık, açgözlülük, öfke, şehvet düşkünlüğü, oburluk ve tembellik.

The seven deadly sins are: pride, envy, greed, anger, lust, gluttony and sloth.

- Niçin onların şikâyet ettikleri sadece benim? Onlar sadece beni örnek veriyorlar ve beni bir günah keçisi olarak kullanıyorlar.
- Neden ben onların tek şikayet ettiğiyim?Onlar sadece benim üzerimden örnek veriyor ve beni günah keçisi olarak kullanıyorlar.

Why am I the only one they complain about? They're just making an example out of me and using me as a scapegoat.

Doğru olanı yapsan, seni kabul etmez miyim? Ancak doğru olanı yapmazsan, günah kapıda pusuya yatmış, seni bekliyor. Ona egemen olmalısın."

If thou do well, shalt thou not receive? but if ill, shall not sin forthwith be present at the door? but the lust thereof shall be under thee, and thou shalt have dominion over it.